Jewels traducir turco

- He buscado a Holling en Baker's Point.

- Jewels, aklından neler geçiyor? - Hollıng'i bulmaya Baker's Point'e gittim bugün.

Allí sólo había un par de latas de cerveza vacías y condones usados.

- Sadede gel, Jewels. Tüm bulabildiğim birkaç bira kutusu ve kullanılmış kondom oldu.

- Soy Jewels desde el río Kayak.

- Ben Kayak Nehri'nin yukarısından Jewels.

- ¿ Qué tal estás?

- Merhaba Jewels. İşler nasıl?

¿ Qué deseas?

Senin için ne yapabiliri, Jewels?

¿ Qué, Ias joyas de Ia corona o algo así?

- Crown Jewels yada başka birşeyler?

Tenía muy buena reputación entre Las Joyas Cristianas.

Christian Jewels'in iyi mevkili bir üyesiydim.

Le compré uno a todas las Joyas Cristianas.

The Christian Jewels... Herkes için bir tane aldım.

Muy bien, todos, un aplauso para las Joyas Cristianas.

Pekala, şimdi Christian Jewels'ı alkışlayalım!

Estaban ayudando a Dean y yo tenía a las Joyas.

Dean yardım alıyordu, ve ben de hala bir Jewels üyesiydim.

Podrías corromper a las Joyas y lo que representamos.

Jewels'i ve savunduğumuz her şeyi kirletebilirdin.

Gracias por tu apoyo Jewels.

Ordaki desteğin için sağol Jewels.

JOYAS DE LA CORONA

THE CROWN JEWELS

En el programa de "The Jewels an Gem" lo decía.

Kuyumcular öyle diyor.

Los policías me hablaron de Hemlock Jewels.

Polisler Hemlock Mücevher hakkında benimle konuştu.

- ¿ Le contaste de Hemlock Jewels?

- Hemlock Mücevher'den ona bahsettin mi?

Pero yo voy a Jewels que está arriba de mi casa en la calle 112.

- Bazen. Ama evimin orda 112'nci caddedeki markete çok giderim.

Joyas "abundantes".

Bountiful Jewels.

- ¿ Con quién hablo? - Con Jewels, en el río Kayak.

- Kiminle görüşüyorum?

- ¿ Qué nos quieres decir?

- Jewels, Kayak River'dan.