Translate.vc / español → turco / Jonah
Jonah traducir turco
1,582 traducción paralela
¡ Jonah!
Jonah!
¡ Jonah, yo no hice nada!
- Jonah! onu ben yapmadım tamam mı?
Tú nunca perdiste a papá.
Jonah, babanı kaybetmeyeceksin tamam mı?
- No pasa nada.
- sorun yok, Jonah.
- Perdón. Vuelve a la cama.
- üzgünüm, Jonah. yatağına dön.
- Cállate, Jonah.
- kapa çeneni tamam mı Jonah?
Tu mamá se va a casar.
Jonah, annen evlenmek üzere.
Creo que Ronnie y tu papá van a hablar contigo en cuanto puedan.
Jonah, bence Ronnie ve baban mümkün olan en kısa zamanda seninle konuşacaktır.
Me arrepiento mucho de haberme alejado de Uds. Espero que me perdones.
senden ve jonah dan uzaklara taşındığıma herşeyden çok pişmanım umarım beni affedersin.
Ya te dije que lo que pasó entre tu mamá y yo no tenía nada que ver contigo y con Jonah.
annenle benim aramda olanların hiçbirini sana daha önce anlatmamıştım bunun sen yada Jonah'la hiçbir ilgisi yok.
Debemos hablar con Jonah por el baile gay.
Jonah ile şu eşcinsel balosu meselesini konuşmalıyız.
Le dije a Jonah que podía ir al baile.
Jonah'a baloya gidebileceğini söyledim.
Bueno... por suerte me gusta mi trabajo. Iré a buscar a Jonah.
İyi ki işimi seviyorum.
Jonah, ¿ me ayudas?
Jonah, yardım eder misin?
Jonah lo sabía a los 12. Vamos.
Jonah 12 yaşında ne olduğunun farkındaydı.
Podrías buscar a Jonah.
Ne oldu? Eve dönerken Jonah'ı da alır mısın?
Habla Jeannie Freed, la madre de Jonah.
Ben Jeannie Freed, Jonah'ın annesi.
No sé dónde está Jonah.
Doktorun çıkıp bana anlatmasını bekliyorum. Jonah'ın nerede olduğunu bilmiyorum.
Es Jonah.
Jonah arıyor.
¿ Jonah está bien?
O iyi mi?
Su padre Jonás es responsable de contruir media ciudad... se pegó un tiro cuando cumplió 60 años.
Şehrin yarısı babası Jonah'a aitmiş. Altmışıncı doğum gününde kendini vurmuş.
Eso suena horrible, Jonah.
Bu iğrenç bir şey Jonah.
Amigo. Jonah.
Dostum Jonah!
El yacimiento de Jonah al pie del Gran Tetón.
... Grand Teton'un yamaçlarındaki Jonah Gaz Alanları'na gidecektim.
Pero los pozos de Pinedale y de Jonah están justo en medio del corredor migratorio del antílope, del ciervo mula, y del urogallo de artemisa.
Ama Pinedale Yukaçı ve Jonah Gaz Alanları Amerikan antilobunun ve geyiklerin bin yıllık göç rotasının tam üstünde.
Louise. Él es mi hermano Jonah.
Louise, bu kardeşim Jonah.
Jonah, ella es Louise.
Jonah, bu da Louise!
- ¿ Jonah?
Jonah?
No puedo encontrarlas.
Jonah, bulamıyorum.
¡ Gracias! Todo el mundo por favor, levanten su copa... ¡ por mi amigo Jonah Miller, que acaba de vender su primer guión!
- Millet, kadehlerimizi ilk senaryo anlaşmasını yapan arkadaşım Jonah Miller için kaldıralım.
¿ Cómo conseguiste esto? Jonah, ¿ qué crees que hago con mi BlackBerry todo el día, jugar al tetris?
- Jonah, bütün gün Blackberry'imle Frogger mı oynuyorum sanıyorsun?
Jonah sale en la portada de Variety.
Jonah Variety'ye çıktı.
Sí, Ok. Y tú, tú debes ser Jonah.
Sen de Jonah olmalısın.
Sí, sí, Jonah basó su guión en su vida.
Evet, Senaryo Jonah'ın kendi yaşamından esinlenildi.
¿ Qué pasa Jonah?
- Ne var Jonah? - Riley, sesim geliyor mu?
No estoy aquí por ti. - Estoy aquí por Jonah.
- Senin için değil Jonah için geldim.
Jonah nunca dijo que fueras una diosa.
Jonah senin Tanrıça olduğunu söylememişti.
Y Jonah era Darth Vader y yo era un enorme... - luchador de sumo.
Jonah, Darth Vader'dı, bense 250 kiloluk...
¿ Así que vas a dejar que la carrera de Jonah se le escape entre los dedos?
Yani Jonah'ın kariyerinin parmaklarının arasında kaymasına izin mi vereceksin?
Riley, ¿ tienes idea de por qué Jonah y yo empezamos a salir?
Riley, Jonah ve ben neden beraber olmaya başladık, bir fikrin var mı?
¿ De verdad piensas que Jonah se encuentra cómodo... con una egoísta roba-maridos que no se comprometió... con nada más que un par de zapatos en toda su vida?
Jonah, ömrünü bir çift ayakkabıdan başka bir şeye adayamamış bir yuva yıkıcıya gönül verir mi sanıyorsun?
Jonah es demasiado bueno para ti.
Sen Jonah'ı hak etmiyorsun.
Mira, Jonah, no debería haberte pedido que metieras a Riley en este circo.
Jonah, Riley'yi bu ucuz gösteriye alet etmeni senden istememeliydim.
- No, Jonah, lo digo en serio.
- Hayır, Jonah. Ben ciddiyim.
Suena genial, Jonah, pero no sabes cómo termina la historia.
Hepsi iyi, güzel de Jonah, hikâyeyi nasıl sonlandıracağını bilmiyorsun.
- Jonah va a cambiar el final.
- Jonah sonunu değiştirecek demek.
Jonah, hay muchas cosas que no has visto.
Jonah, görmediğin o kadar çok şey var ki.
Eamonn Ceannt y Jonah Clarke.
- Doğru! Eamonn Ceannt ve Jonah Clarke!
¡ Jonah!
- hayır! - Jonah!
- Jonah Miller...
Jonah Miller.
Jonah necesita ducha,
Jonah duş alacak üstünü değişecek ve bir fıçı Listerin'le gargara yapacak.