Joon traducir turco

Joon...

Joon!

Joon, trae a tu papá.

Joon. Babanı ara.

Lamento haberte causado tanto dolor, Joon.

Sana böyle zor zamanlar yaşattığım için üzgünüm Joon.

¿ Estás haciéndolo para Joon?

Joon'la beraber yemeyecek miydin? Hayır!

Joon no bebe mucha cerveza.

Joon bira sevmez.

Lo sabía. Le haces la cena a Joon.

Joon'la beraber yiyeceksiniz.

Pero no creo que Joon lo permita.

Joon münasip bulmaz değil mi?

Apuesto que Joon querría cenar a solas contigo.

Bahse girerim Joon yalnız seninle yemek istiyordur.

¿ Han visto a Joon estar así con una chica antes?

Şimdiye kadar Joon'un bir kızla böyle zaman geçirdiğini gördünüz mü?

Guau. ¿ El Director Seo hizo todo eso?

Bunların hepsini Joon mu yaptı?

No quieres que Joon se interese más en Ha Na, ¿ verdad?

Başka biriyle ilgilenmesini istemezsin değil mi?

¡ Oppa!

Joon!

Oigamos al Sr. LEE Joon-Ho del grupo cívico Solidaridad Oportuna.

Uygun Dayanışma grubundan Bay LEE John-o'yu dinleyelim.

Kyung Sik y Joon Sik, ahora sean amables.

Kyung-sik ve Joon-sik, nazik olun.

A pesar de que conseguí algo de dolor por... Han Tae Joon porque no podía encontrarte. Aún soy capaz de mantenerme y sobrevivir bajo Han Tae Joon.

Seni bulamadığım için, Han Tae Joon bana biraz üzüntü verse de hala Han Tae Joon'un gölgesinde hayatımı sürdürüyorum.

Tráeme información de los fondos de sobornos de Han Tae Joon...

Bana Han Tae Joon'un gizli fonlarındaki bilgileri getir.

- ¿ La esposa de Han Tae Joon?

- Han Tae Joon'un karısı mı?

¿ Es el Presidente Han Tae Joon?

Başkan Han Tae Joon mu?

Joon...

Joon...

Mi nombre es Han Tae Joon.

Han Tae Joon.

Eh, Sang-joon.

Sang Joon!

¡ Joon!

Joon!

- Seo Joon, cálmate.

Sakin ol, Joon.

Seo Joon, no iba a colgar, ¿ cierto?

Kapatmayacaktı değil mi?

Aunque todos sabemos que el Jefe Seo Joon tiene mucha confianza.

İş konusunda Seo'nun kendine çok güvendiği herkes tarafından biliniyor.

Seo Joon, cuando regresaste de Nueva York tuviste un gran éxito por unas fotos llamativas.

New York'da iğrenç fotoğraflarıyla ilk çıkışını yaptığı sıralar oldukça popülerdi.

Jefe Seo Joon.

Seo?

¡ Jefe!

Joon!

¡ Seo Joon!

Joon!

Soy Seo Joon.

Ben Seo Joon'um!

Sí, eres Seo Joon y tienes dinero, pero yo tengo deudas.

Evet, Seo Joon. Senin aileden kalan mirasın var fakat bana ailemden kalan tek şeyse borç.

Seo Joon, tu equipaje.

Patron! Bavulun burda.

¿ Dónde está Joon?

Joon nerede?

Joon, ¿ ya vino por el celular?

Joon! Kız gelip telefonunu aldı mı?

Escuché que Joon está haciendo una sesión de fotos.

Seul'u aradım. Joon'un bir fotoğraf çekimi için burada olduğunu duydum.

Joon.

Patron!

Joon.

Patron.

Joon debes venir.

Buraya gelmen gerekiyor.

Joon, ¿ sabes en que lugar se hospeda ella?

Kızın nerede kaldığını biliyor musun?

Joon, debes estar cansado esperérame en el auto.

Yorgun olmalısın, arabada kal.

Ella sólo conoce como por ser molesta... Pero tú Joon eres ompletamente incomprensible.

O bir sürtük olsa da senin yanında rahibe gibi kalır!

Director Joon.

Patronum!

¡ Director Joon! Joon ¡ Director Joon!

Patronum!

Pero, Seo Joon.

Seo Joon!

Oye, Seo Joon!

Seo Joon!

¡ Buen trabajo. Joon!

Güzel, patron!

Ella vino a ver a Joon.

Seo, senin için geldi.

Traigan a Joon.

Joon'u arayın!

Traigan a Joon.

Joon'u buraya getirin.

Joon...

Joon.

¡ Oye! ! Seo Joon!

Seo Joon!