Translate.vc / español → turco / Karaté
Karaté traducir turco
1,519 traducción paralela
Voy a partirte la cara!
Karate yapıp kırayım kafanı!
- ¿ Puedo estudiar karate?
- Karateye gidebilir miyim?
- ¿ Karate?
- Karate?
El karate no se basa en la fuerza.
Karate güç sporu değildir.
Si pueden dominar el arte del karate pueden dominar lo que sea.
Karate sanatında ustalaşırsanız her konuda ustalaşabilirsiniz.
Pero era muy buena para el karate.
Ama Tanrım, bu kız ne karate yapıyor.
Sólo éramos amigos de karate.
Sadece karate arkadaşıydık.
Yo era un desastre para el karate.
Ben karatede oldukça berbattım.
Cuando me llevó a practicar karate a su casa me quedó muy clara una cosa.
Beni evinde karate çalışmaya götürdüğünde bir şey açığa kavuştu.
Si en el karate hay que concentrarse...
Karate odaklanma demekse, ben tamamen...
¿ Qué te hizo tomar karate?
- Seni karate kursu almaya iten ne?
¿ Él te hizo tomar karate?
- Daryl Kitzens seni karateye mi itti?
El karate era en 3 días.
Bir sonraki karate dersimize üç gün vardı.
Quizá deberíamos practicar más karate.
- Belki yine karate çalışmalıyız.
El karate me interesa más ahora.
Bu aralar daha çok karate yapıyorum.
¿ Karate?
- Karate? - Evet.
Bueno, quizá estaba un poco irritable pero no quería moretones antes de ir a practicar karate.
Tamam, belki biraz çabuk heyecanlanıyordum ama büyük karate idmanım öncesi çürük içinde kalmak istemiyordum.
Vamos a practicar karate.
- Karate çalışacağız.
No vamos a jugar, vamos a practicar karate.
- Oyun değil, anne. İdman.
Está en mi clase de karate, papá.
Şimdi karate sınıfımda, baba.
Pero ya no estaba sólo en mi clase de karate.
Ama artık sadece karate sınıfımda değildi.
Tuve que pedirle piedad a la corte sólo para poder ir a la clase de karate.
Karate dersine gitmek için özel izin almam mahkemenin merhametine kalmıştı.
Estudiamos karate juntos.
Beraber karate yapıyoruz baba.
De alguna manera el karate no era igual sin Rosemary.
Nedense Rosemary'siz karate aynı değildi.
Me lastimé en la clase de karate.
Karate dersinde incittim.
La gente como nosotros no nació para patear ladrillos.
- Karate. Bizim gibi erkekler tuğla kırmak için yaratılmamışız.
Pero yo sabía que teníamos que llegar al siguiente nivel o Rosemary y yo hubiéramos sido amigos de karate para siempre.
Ama ilişkimizin bir sonraki adıma geçmesi gerektiğini biliyordum. Yoksa Rosemary ile ben sonsuza dek karate arkadaşı kalacaktık.
Porque la iba a ver en el karate.
Çünkü onu karatede görecektim.
Supongo que se acabó el karate, ¿ no?
Herhalde bu karatenin sonu, ha?
¿ Va a ir tu compañero de karate a la boda?
Yeni dövüş eşin düğüne geliyor mu? - Ne?
Guillaume, mi primo, ¿ te dije que es karateca? No.
Kuzenim Guillaume var ya, karate yaptığını söylemiş miydim?
El judo y el karate no tiene nada que ver
Saçma, karate judodan çok farklıdır.
Sólo sus malditos cuchillos y sus trucos de karate.
O salak bıçaklarından ve süslü karate numaralarından başka.
mi esposa recibe clases de karate y lleva un arma.
Dedektif, karım karate dersi alıp tabanca taşıyor.
Ahí está, el movimiento de Karate característico de Rikidozan.
İşte olay bu. Rikidozan imzalı bir karate darbesi.
- ¿ "Karate Kid" liberó a los monos? - No estoy de broma.
- Maymunları Karate Kid mi bıraktı?
Yo sé karate.
Karete biliyorum.
Nuevo instructor de karate.
Yeni karate hocası.
Tal vez a él le da miedo el karate.
Belki kareteden korkuyordu.
Piense en Karate Kid, pero quítele lo del karate.
Karateci Çocuğu düşün, şimdi karateciyi at.
Practico Karate Goju-Ryu aquí en Scranton.
Ben Goju-Ryu Karate üzerine eğitim alıyorum. burda Scranton'da.
Ah, hola, Karate Kid.
Oh selam Karate Kid.
Vas a coger uno de esos sprays de pimienta para que puedas darle a ese bastardo después vas a ir a una de esas clases de karate para que puedas patearle sus jodidas pelotas
Kendine şu biber spreylerinden al. Böylece pisliğin suratına sıkabilirsin. Sonra da karate derslerine başla.
¿ Que ha sido eso?
Karate çocuk ha?
... ¿ Karate Kid?
Öyle mi?
Solo unos golpes de kárate bien colocados y, y... y caerán
Sadece birkaç iyi karate hareketi ve hemen düşerler.
¡ Van a ser unos golpes de kárate del demonio!
Tam da karate olayı bu!
Yo estoy yendo a clases de karate.
Ben karate kursuna gidiyorum.
Amo el karate.
Kareteye bayılıyorum.
Eso seria como que me dijeras que G. I. Joe tien un kit de karate.
Bu benim G.I Joe karate yapıyor demem gibi..
Fuerza de voluntad, fuerza de carácter, tenacidad, un golpe de karate...
Azim, karakter gücüm, inatçılığım, karate...