Translate.vc / español → turco / Kennedy
Kennedy traducir turco
2,986 traducción paralela
Sr. Presidente, Sra. Kennedy,
Sayın Başkan, Bayan Kennedy...
Por decir que no eras una Kennedy... Éso me lastimó más de lo que puedo decirte.
Senin bir Kennedy olmadığını söyledim ama bu beni, kelimelerle ifade edemeyeceğim kadar çok incitti.
Ustedes son los Kennedy para mi.
Benim Kennedyler'im sizlersiniz.
Los Kennedy no lloran.
Kennedyler ağlamaz.
La caravana está cerca de área del centro, donde la gente se ha reunido desde temprano para obtener un vistazo del Presidente y la Sra. Kennedy.
İnsanlar, Başkanı ve Bayan Kennedy'yi görebilmek için sabahtan beri toplanmaya başladılar.
Nada es demasiado para Joseph Patrick Kennedy.
Joseph Patrick Kennedy için hiçbir şey fazla gelmez.
En Dallas, Texas, fueron hechos tres disparos a la caravana del Presidente Kennedy en el centro de Dallas.
Dallas, Teksas'ta Başkan Kennedy'nin konvoyuna üç el ateş edildi.
Los primeros reportes dicen que el Presidente Kennedy ha sido gravemente herido por estos disparos.
İlk gelen haberlere göre Başkan Kennedy ağır yaralıymış.
Traerán el ataúd abordo y a la Sra. Kennedy.
Tabutu ve Bayan Kennedy'yi uçağa getiriyorlar.
El Servicio Secreto me dijo que me fuera por mi propia seguridad, pero les dije, "No, no me iré sin el ataúd y la Sra. Kennedy."
Gizli Servis, kendi güvenliğim için gitmem gerektiğini söyledi ama ben tabut ve Bayan Kennedy olmadan gitmem dedim.
¡ Kennedy!
Kennedy!
¡ Kennedy! DÍA DE ELECCIONES El Senador Kennedy, a los 43 años, sería el presidente electo más joven y el primero católico apostólico romano.
SEÇİM GÜNÜ 1960 43 yaşındaki Senatör Kennedy seçilmiş en genç ve ilk Katolik Başkan olacak.
La campaña de los Kennedy ha sido largamente un asunto familiar.
Kennedy kampanyası tam bir aile şirketi gibi yürütülmekte.
El hermano del candidato, Robert ha sido el manager de la campaña y el financiamiento fue provisto por el padre del Senador Kennedy Joseph P. Kennedy, uno de los hombres más ricos de Estados Unidos.
Aday'ın kardeşi Robert kampanya yöneticisi olarak çalıştı ve finansmanını yapan kişiyse Kennedy'nin babası Amerika'nın en zenginlerinden biri olan Joseph P. Kennedy.
A pesar de que se estima que el mayor de los Kennedy ha gastado más de diez millones, la carrera entre el senador Kennedy y el vice presidente Nixon es un virtual empate.
Yaşlı Kennedy yaklaşık 10 milyon dolar harcamasına rağmen Senatör Kennedy ile Başkan Yardımcısı Nixon arasındaki yarış kıyasıya devam ediyor.
El candidato democrático es el favorito y los primeros votos corroboran las predicciones a favor de Kennedy.
Erken favori gösterilen Demoktarlar'ın adayı Bay Kennedy gelen ilk sonuçların doğrulanmasıyla önde gidiyor.
Sí, Sra. Kennedy.
Evet Bayan Kennedy.
Puedo decirles cómo es ser parte del equipo Kennedy.
Kennedy takımının bir parçası olmanın nasıl bir şey olduğunu anlatabilirim.
El embajador Kennedy está muy ansioso por hablar con el gobernador.
Büyükelçi Kennedy, Vali ile konuşmayı çok istiyor.
Por favor que llame al embajador Kennedy apenas llegue.
Lütfen gelir gelmez, Büyükelçi Kennedy'yi aratın.
En el antiguo país, eran el Sr. y la Sra. Kennedy.
Eski ülkelerinde onlar Bay ve Bayan Kennedy idi.
En Londres, el embajador Kennedy aún mantiene su opinión de que EE.UU. debe mantenerse fuera una posición que ha causado fricción entre el embajador y la administración Roosevelt.
Londra'da Büyükelçi Kennedy, Amerika'nın savaşın dışında kalması görüşünü muhafaza ediyor ki bu durum büyükelçi ile Roosevelt hükümeti arasında ihtilafa yol açtı.
" Uno de los hijos del ex embajador Kennedy es el objetivo de los afectos de una columnista de Washington tanto que ella se está separando de su novio.
" Eski Büyükelçi Kennedy'nin oğullarından biri Washingtonlu kadın köşe yazarının şefkatini o kadar çok hedeflemiş ki kadın kaşif kocasından boşanıyor.
Al Sr. Kennedy no le gusta. "
Baba Kennedy bundan hoşlanmaz. "
Su hijo, el teniente John F. Kennedy.
- Yüzbaşı John F. Kennedy.
- Sra. Kennedy, podríamos...
Bayan Kennedy, lütfen. Bu tarafa lütfen.
Sra. Kennedy, a veces en la política, la imagen de un candidato difiere de la realidad.
Bayan Kennedy, siyasette bazen bir adayın çizdiği görüntü, gerçek hayattakinden farklı olabiliyor.
El Senador Kennedy ha intentado, durante su campaña, subrayar la necesidad de poner al país nuevamente en marcha.
Bayan Kennedy, bu tarafa lütfen. Senatör Kennedy kampanyası boyunca ülkenin harekete geçmesi için agresif olmayı denedi.
- Sra. Kennedy, soy el padre O'Byrne.
Bayan Kennedy, ben Peder O'byrne.
Como a cinco millas del Centro Espacial Cabo Kennedy.
- Cape Kennedy Uzay Merkezi'nden 8 kilometre uzaktayız.
Los sueños y esperanzas de millones de norteamericanos están aquí hoy, en el Cabo Kennedy, y ustedes son los hombres que protegen esos sueños.
Milyonlarca Amerikalının umutları ve hayalleri bugün burada Cape Kennedy'de duruyor ve siz bu hayalleri koruyan adamlarsınız.
A sólo cinco días desde que el Apollo 11 despegara de Cabo Kennedy, este viaje sin precedentes está llegando a su momento crucial.
Apollo 11 Cape Kennedy'den havalandığından beri beş gün geçti,... bu emsalsiz yolculuk, en önemli noktasına ulaşıyor.
El presidente Kennedy ¡ Dice que vamos a la Luna!
Başkan Kennedy aya gittiğimizi söylüyor.
¡ Es el presidente! ¡ Es John Kennedy!
Başkan Kennedy.
John Kennedy le dijo a Marilyn que estaba enamorado de ella,
J.F.Kennedy Marilyn'e aşık olduğunu söylemişti.
- Kennedy fue asesinado.
- Kennedy suikasta uğradı.
Cuando Kennedy anunció que podríamos ir a la luna, dijo que era la aventura más grande en la que se ha embarcado el hombre.
Kennedy aya gideceğimizi açıklarken, bunu insanlığı giriştiği en büyük macera olarak tanımlamıştı.
XIII escáneres faciales disparado John F. Kennedy en su camino a Dublín.
13, Dublin'e giden bir uçakta yüz taramasından geçti.
Lo llevamos al aeropuerto Kennedy, y nos dirigimos al mostrador de la aerolínea islandesa.
Onu Kennedy Havaalanı'na götürdük, İzlanda Havayolları'na ait satış ofisine gittik...
Voy a la caza de Kennedy por el nombre del vicepresidente, ¿ pero quién sabe?
Ben Kennedy'nin başkan yardımcısı adayı olacagını düşünüyorum, ama kim bilir?
Kennedy se presentará a la nominación demócrata para la Vicepresidencia. Pero en los noticiarios no interesan las primicias.
Söylentilere göre Bay Kennedy başkan yardımcılığı için, önemli bir adaymış, ama ana haberde bunları veremiyoruz.
¿ Recuerdan a Kennedy?
Kennedy'yi hatırlasana.
Espere, ¿ es usted Jamie Kennedy?
Bir saniye, sen Jamie Kennedy misin yoksa?
Crees que John Kennedy y Jack Kennedy son la misma persona.
John Kennedy'yle Jack Kennedy'yi aynı insan sanıyorsun.
¿ Te importaría ir hasta Kennedy conmigo para recoger a un famoso ecologista para la recaudación de fondos de Marshall?
Marshall'ın bağış gecesi için gelen ünlü çevreciyi almak için havaalanına gelir misin benimle?
Y si no hubiera pensado que Nick Fenn estaba tan fuera de mi liga con su 1.80, escuela Harvard Kennedy, novia, probablemente no me habría acostado con Danny después de cinco citas.
Eğer Nick Fenn'in, 1.80 boyunda ve Harvard Kennedy'li kız arkadaşıyla benden bir gömlek üstün olduğunu düşünmeseydim, muhtemelen Danny ile beş buluşmadan sonra beraber yaşamaya başlamazdım.
- ¡ Emma Kennedy!
Emma Kennedy!
¡ Una grandísima jugada por parte de Morgan y Kennedy le proporicona una merecidísima y trabajada victoria al F.C. Railton!
Morgan ve Kennedy harika bir oyun çıkarttılar bugün ve Railton'a hakedilmiş bir galibiyet kazandırdılar!
Los todopoderosos Kennedy.
Yüce Kennedyler.
Te amo. ¡ Hey, Lee! , todos nos dirigimos a la loma, ve si podemos tener una buena vista de Kennedy.
Hey, Lee!
¡ Kennedy!
Kennedy! Kennedy!