Translate.vc / español → turco / Ketchup
Ketchup traducir turco
841 traducción paralela
¿ No tiene ketchup?
Ketçapınız yok mu?
- Camarero, tráiganos ketchup. - Pero no me gusta el ketchup.
- Garson, bize ketçap getir.
EI mejor ketchup de todos, Katie.
Yaptığımız en güzel ketçap, Katie.
Recuerdo que una vez en un banquete en su honor... se negó a sentarse en la mesa del orador porque estaba rodeado de... botellas de ketchup.
Bir keresinde şerefine bir ziyafet verilmişti ve masasına oturmayı kabul etmedi çünkü her tarafta ketçap vardı.
Al que no le gusta el ketchup.
- Şu ketçap sevmeyen adam.
¿ Me alcanzan el ketchup?
Yakınında ketçap var mı?
Si no le gusta el sabor, hay ketchup.
Kokusu hoşunuza gitmiyorsa ketçap var.
Vives con un hombre siete u ocho años y te olvidas si pone mostaza o ketchup en su hamburguesa.
Bir adamla yedi sekiz senedir yaşıyorsun... Ama hamburgerini ketçaplı mı yoksa hardallı mı sevdiğini hatırlayamıyorsun.
Ketchup.
Ketçaplıydı.
¿ Tienes ketchup en la bolsa?
Çantanda ketçap var mı?
Usted... ¿ Embotella su propio ketchup?
Kendi ketçapınızı kendiniz mi şişeliyorsunuz?
Nunca había visto a alguien hacer ketchup.
Daha önce ketçap yapan birini hiç görmemiştim. Hayret bir şey...
Ya estás en la Asociación de Padres y haces tu propio ketchup... La Asociación y el ketchup casero.
Ana-baba Öğretmen Derneği'ne üyesin ve kendi ketçapını yapıyorsun...
- Gilpin, se te olvidó el ketchup.
- Gılpin, ketçapı unuttun.
- Pase el ketchup, por favor.
Ketçapı uzatır mısın, lütfen?
Pase el ketchup por favor.
- Ne? Ketçapı uzatır mısınız, lütfen?
Acaba de estar en la sala Florentina tirando ketchup por todo el " Niño...
Floransa Salonundaydı, Raphael'in Bebek İsa'sını ketçaba buladı.
¿ Hay ketchup?
Ketçap var miydis
Ho-Jon, tráeme el ketchup.
Ho-Jon, keççap getir.
¡ Es preferible a un emparedado británico de pepinillo! ¡ Y el colmo fue que terminaras pidiendo ketchup!
Boston'da çavdar ekmekli hıyarlı sandviç servis edilmez!
¡ Apuesto que hay ketchup en la mesa de la Casa Blanca!
- Ya masada ketçap var mı diye sorman? - Bahse girerim, Beyaz Sarayda masada ketçap vardır.
¿ Ketchup?
- Sos ister misin?
Mirad el ketchup de mano.
Tek elle ketçaba bak.
¿ 20 metros para un tiro de ketchup de mano?
Tek elle ketçap fırlatmasına 21 metre mi?
El ketchup comienza a atraer lepismas.
Ketçap gümüş balığına bulaşmaya başladı.
Tráigame un poco de ketchup.
Biraz keçap istiyorum.
- ¿ Ketchup?
Keçap mı?
- Estuvo bien, pero olvidaron el ketchup.
İyiydi ama ketçapı unutmuşlar.
Cristales rotos y ketchup sobre todos mis finos muebles.
Cam parçaları ve ketçapla kaplanmış güzelim oturma odası takımım!
Ahí está el ketchup.
Keççap var.
Que chorree sangre, con cebolla, ketchup y sal, y una cerveza, ¿ vale?
Etinden kan akan, soğanlı, keççaplı ve tuzlu bir hamburger ve bir bira. Tamam mı?
Ketchup.
Ketçap lütfen.
Sin adobar o ellos... o ketchup.
Turşu ya da ketçap da.
- Podemos llenarla con ketchup.
- Onu ketçapla doldurabiliriz.
Mira, el Sr. Patata quiere a la Srta. Ketchup.
Patates Adam'a bak. Domates kızı seviyor.
Cenaré en el Hilton cada noche. Filete, patatas fritas y ketchup.
Bundan böyle her gece Hilton'da yiyeceğim, biftek, patates kızartması ve ketçap.
Por favor, me pasan el ketchup.
Hey birisi ketçabı uzatabilir mi?
¿ Te gusta el ketchup?
Ketçap sever misin?
- No hay ketchup.
Ketçabın kalmamış.
Patatas fritas con ketchup.
Patates kızartması ve keççap.
Me he manchado la faja de ketchup.
Kemerimin her yeri ketçap oldu.
- Ketchup con mayonesa.
- Ketçap ve mayonez.
¿ Quieres ketchup?
Sandviçine ketçap ister misin?
Toma un poco de ketchup.
Terbiyeli ol.
- Ponle ketchup.
- Üstüne ketçap dök.
Ketchup!
Ketçap.
Hacemos ketchup, cariño.
Ketçap yapıyorum, sevgilim...
- Ketchup.
Keçap.
- ¿ Me trae ketchup?
Ketçap Iütfen.
Estuve llevando esta botella de kétchup por semanas.
Bu ketçap şişesini haftalardır taşıyorum.
No quise tener kétchup en mi vestido.
Elbisemin ketçap olmasını istemedim.