English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / español → turco / Kole

Kole traducir turco

4,171 traducción paralela
Si no fuera por él, todos seríamos esclavos... y tú no serías rey.
Eger o olmasaydi hepimiz kole ve sen de kral olamazdin
No lo considero un esclavo.
Onu bir köle olarak görmüyorum.
La maldición tiene que sirve.
LAnet sizi köle yapti,
¿ Te refieres como un novio o, como un esclavo?
Sevgili gibi mi? Ya da köle gibi falan?
Rose, esta mujer te convertirá en una esclava si un centavo.
Rose, bu kadın seni beş kuruşsuz bir köle yapabilir.
Naciste esclavo.
Köle olarak doğmuştun.
Nunca más volveré a ser un esclavo.
Bir daha asla köle olmayacağım.
¿ Cómo podrían hacer esto esclavos?
Bir köle bunu nasıl yapabilir?
- Nunca más seré un esclavo.
- Tekrar köle olmayacağım.
Señor, cuando era un esclavo, tú me mostraste tu amor y tu poder.
Tanrım, bir köle iken bana gücünü ve sevgini göstermiştin.
Se convierten en tiranos, hacen de su gente esclavos.
Onlar zorbalar, onlar halkını köle yapıyor.
Si no fuera por él, todos seríamos esclavos y tú no serías rey.
O olmasaydı.. ... hepimiz köle olurduk ve sen kral olamazdın.
¿ Quieres decir un trabajador social?
Yani gönüllü köle?
Me tuviste esclavizado este fin de semana.
Bu hafta sonu beni köle gibi çalıştırdın.
Pero te vuelves un esclavo de la maldición.
Ama lanetli bir köle olur.
Mary Todd Lincoln está presente, junto a su amiga Clara Harris, y la costurera y confidente, la antigua esclava, Elizabeth Keckley.
Mary Todd Lincoln de oradadır. Dostu Clara Harris ve terzisi ve sırdaşı eski köle Elizabeth Keckley ile birlikte.
Sal del camino, muchacho.
Yoldan çekil köle.
¿ Te gusta cuando los bóeres te llaman "muchacho"?
Hollandalılar sana "köle" diye seslendiğinde hoşuna gidiyor mu?
Cuando esté más capacitado, mejor vestido y sea más rico que ellos, ya no me dirán "muchacho".
Onlardan daha nitelikli, daha şık ve daha zengin olduğum zaman bana köle diyemeyecekler.
- Vamos, muchacho.
- Gel köle. - Aynen.
Te sugiero que Comiences a demostrar respeto por la ley, muchacho.
Hukuka biraz saygı göstermeye başlamanı sana tavsiye ediyorum köle.
Muchacho perezoso.
Tembel köle.
Supe de tu esposa, muchacho.
Karını duydum köle.
- Hazlo, muchacho.
- Hadi vur köle.
Oye, muchacho.
Hey, köle.
Seguí trabajando hasta conseguir el dinero para empezar Slugline.
Slugline'ı kuracak parayı biriktirene kadar köle gibi çalıştım.
Bueno, señorita Sally, véngate de mi por violarte en los cuartos de los esclavos.
Pekâlâ, Bayan Sally. Köle mahallesinde bana tecavüz ederek intikamını alabilirsin.
- Podría prestarte el dinero...
Şu efendi-köle şeysinden epey para kaldırdık. İstersen borç verebilirim.
En serio. El hacerla de héroe les llega al alma.
Böyle kahramanvari bokluklara kendilerini köle ederler.
Rellene lanchas Tome tantos esclavos como sea posible.
Kalanlara söyle, tekneleri doldursunlar, alabildiğimiz kadar köle alacağız.
Ya no seremos...
Daha fazla köle olmaya...
Porque durante las otras 18 horas estoy esclavizado por esta plancha infernal.
Çünkü geri kalan 18 saat bu sıcak ızgaranın başında köle oluyorum!
Se acerca el momento que probablemente determinará si los estadounidenses son hombres libres o esclavos.
Zaman şimdi Amerikalılar'ın özgür insanlar ya da köle olacaklarına karar verecekleri zamandır.
Estoy aquí dentro haciendo 100 llamadas. Rod está ahí esclavizado,... el chico siempre tiene algo que hacer,... y Dios sabe que Woz ya hizo lo suyo.
Ben yüz tane telefon görüşmesi yapıyorum Rod köle gibi çalışıyor çocuk da hep yapacak bir şeyler buluyor ve Tanrı biliyor Woz da kendi ağırlığını kaldırıyor.
Si eso es lo que hace falta para evitar que nos convirtamos en esclavos, sí.
Eğer bizi köle olmaktan alıkoyacak şey buysa, evet.
Esta se ofrece por Herbert Trevor Jones buscado por evasión impositiva, tráfico de información privilegiada esclavización de empleados y crímenes de guerra.
Bu yakalama izni Herbert Trevor Jones için. Vergi kaçakçılığı, bilgi sızdırma, köle çalıştırma ve savaş suçlarından aranıyor.
¡ Trabajé como una esclava con el microondas para hacer ese sándwich! Tienes que comer algo, Ethan.
Bu sandiviçi yapabilmek için mikroldalgada köle gibi çalıştım! Bir şeyler yemelisin, Ethan.
¡ No vamos a ser esclavas de esta porquería patriarcal...!
Onların iğrenç ataerkilliğine köle olmayacağız...!
- Tú... - ¡ Y voy a ser un mejor esclavo que tú!
- Sen... - Senden daha iyi bir köle olurum!
" Y los hijos de quienes fueron esclavos y los hijos de quienes fueron propietarios de esclavos serán capaces de sentarse juntos en la mesa de la fraternidad...
"Ve eski kölelerin evlatlarıyla eski köle sahiplerinin evlatları kardeşlik sofrasında birlikte oturacaklar."
Me tuviste como tu esclava, negaste a nuestros hijos asesinaste a mi madre y me hubieras enviado a vivir en el infierno, si no hubiera sido por el Inspector Reid.
Beni köle yaptın, çocuklarımızı yok saydın annemi öldürttün, ve eğer bu Müfettiş kurtarmasa bana bu dünyada cehennemi yaşatacaktın.
Con cada sol que pasa, cientos de esclavos rompen sus cadenas y se unen a nuestra causa.
Batan her güneşin ardından, yüzlerce köle zincirlerini kırıp, davamıza katılıyor.
Spartacus aún es un esclavo.
Spartacus hâlâ bir köle.
GRAN BRETAÑA ES LA CAPITAL DEL IMPERIO COLONIAL Y DEL COMERCIO DE ESCLAVOS
BRİTANYA KÖLE TİCARETİNİN MERKEZİ SÖMÜRGECİ BİR İMPARATORLUK
Él descubrió a su madre a bordo de un barco de esclavos español capturado.
Annesini ele geçirilen bir İspanyol köle gemisinde bulmuş.
132 ahogados en viaje de África a las Indias Occidentales.
Afrika'dan Batı Hint Adaları'na giderken 132 köle boğuldu.
Su dictamen podría asestar un golpe mortal al comercio de esclavos y así destruir por completo un pilar económico del país.
Vereceğiniz karar köle ticaretine büyük darbe vurup bu ülkenin ekonomik altyapısını tamamıyla tahrip edebilir.
Los seres humanos no pueden tener precio somos invaluables. Libres y esclavos.
İster özgür, ister köle olsun, insanların bir fiyatı olamaz, bizler paha biçilmez varlıklarız.
¿ Mabel es esclava?
Mabel bir köle mi?
Si la ley apoya a los dueños de los esclavos del Zong tan inequívocamente como Dido Belle lleva sangre Murray en las venas entonces no lo dude, la aseguradora se verá obligada a pagar.
Kanunlar, Murray kanının Dido Belle'in damarlarında aktığı kadar güçlü bir şekilde köle sahiplerini destekliyorsa şunu iyi bilin ki, sigorta şirketleri ödeme yapmak zorunda kalacak.
No obstante, si decide enfrentarlos... Si decide hablar y condenar el tráfico el Presidente del Tribunal Supremo de Inglaterra entonces quizá sea imposible que las leyes sobre esclavitud de Inglaterra y sus colonias sigan siendo absolutas.
Ama yine de karşı duruş sergilerse Yüksek Mahkeme Başkanı olarak bu tür ticareti mahkum ederse, 0 zaman belki de İngiltere'de ve sömürgelerinde köle kanunlarının halihazırdaki şekliyle kalması imkansız olacaktır.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]