English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / español → turco / Köyü

Köyü traducir turco

1,800 traducción paralela
Necesitaré ayuda para revisar el pueblo.
Köyü aramak için yardım gerek.
Echo mucho de menos el pueblo.
Köyü çok özledim.
Alguien que ha manejado este valle con engaños y con mano dura.
Bu köyü hile ve demir yumrukla yöneten birileri.
Éste es el pueblo de mi hijo.
Burası oğlumun köyü.
Pueblo Gluvovo 1973.
Gluvovo Köyü 1973.
¿ El pueblo de mi madre?
Annemin köyü mü?
El pueblo de mi madre.
Annemin köyü.
Uh, perdone, ¿ estamos en McSwiggen Village?
Ah, affedersiniz? McSwiggen köyü mü?
Sí, esto es McSwiggen Village. Donde las colinas son verdes, y los riachuelos están limpios, y los sweaters son muy densos, que incluso la monja con los dedos más huesudos podría pincharte en el pecho y no te molestaría nunca.
Evet, McSwiggen Köyü. tepelerin yeşil, akıntıların temiz,... ve kazakların çok kalın olduğu yer,... içtiğin acı alkollerin soluk borundan geçerken yakmadığı ve kimsenin birbirini umursamadığı yer.
"DILAWAR, EL MÁRTIR" ALDEA DE YAKUBI.
Mezar Taşı : Şehit Dilawar. Yakubi Köyü.
Con respeto, señor, está hablando de intentar esconder todo un pueblo, gente.
Saygılarımla, efendim, tüm bir köyü halkını gizlemeye çalışmaktan söz ediyorsun.
Dándose cuenta de su error corrió de vuelta a los Ori pero estos renegaron de sus plegarias y aplastaron el pueblo que le dio la bienvenida al volver.
Hatasını anlayınca Ori'a geri döndü, ancak onun özürünü kabul etmediler ve ona kucak açan köyü yerle bir ettiler.
Los Ori garantizaron el perdón cuando Markon se dio cuenta de su error y bendijeron el pueblo con su luz para mostrarle su camino de vuelta al sendero.
Ori, Markon hatasının farkına vardığında bağışlamayı bahşetti... ve ışığıyla köyü aydınlatarak ona geri dönüş yolunu gösterdi.
Van a marcharse y bombardear el pueblo desde la órbita.
Sıvışıp gidecek ve köyü yörüngeden bombalayacaklar...
Están ocultando un edificio en la superficie del planeta el Prior planea destruir el pueblo por su culpa.
Gezegendeki bir binayı gizliyorlar... rahip bu yüzden köyü yok etmeyi planlıyor.
- El Prior destruyó el pueblo. - ¿ Qué?
- Rahip köyü yok etti.
Salvó a un pueblito entero en la guerra civil española.
İspanyol İç Savaşı'nda bütün bir köyü kurtardı.
No podría tener algo así yendo de un lado a otro de la ciudad... aterrorizando a las masas, ¿ no?
Kitleleri dehşete boğacak şekilde köyü bir baştan diğer başa arşınlayan biri olamazdım, değil mi?
Nuestro mundo es una aldea inglesa.
Dünyamız bir İngiliz köyü gibi.
El fuego va a destruir aquel pueblo.
Ateş şu köyü yok edecek.
Este es un pueblo de ladrones y mentirosos.
Burası hırsızlar ve yalancılar köyü.
Dejen esta villa, y nunca vuelvan.
Bu köyü terk et, ve bir daha asla geri gelme.
Después de lo que hizo se convirtió en el gay del pueblo.
Sonra ne oldu? Eşcinsel köyü oldu...
Un invierno, cuando mama era niña una tormenta de nieve cayó en la tribu por semanas un mes despues, mi mama se dió cuenta que no habia visto a su amiga Nini desde antes de la tormenta.
Bir kış, annem küçük bir kızken bir kar fırtınası köyü haftalarca kar altına gömmüş. Bir ay sonra, annem, arkadaşı Nini'yi fırtınadan beri görmediğini fark etmiş.
En la calle Herkov, en el pueblo de Kahr.
Herkov caddesi, Kahr köyü.
¿ El pueblo, el pueblo Kahr?
Köy, Kahr köyü mü?
Sí, el pueblo Kahr.
Evet, Kahr köyü.
Muoi, supuestamente, echó una Maldición al pueblo entero.
İddiaya göre Muoi tüm köyü lanetledi.
Sólo trato de no dejar que algo malo...
sadece köyü şeyler olmaması için çabalıyorum...
Maldito pueblo. ¿ Cómo sabes que la chica es culpable?
Köyü batsın. Ne malum kızın bu işte günahı olduğu? Hıh?
Deja que os envíe entonces a una especie de sitio de vacaciones.
Ya o zaman sizi bi tatil köyü gibi bir yere yollayalım.
Olvida el pueblo, Meryem.
Köyü unut, Meryem.
Volver al poblado, empezar a reconstruir, fecundar a las mujeres llegar a Presidente!
- Köye geri döneceğim. Köyü baştan kuracağım, dişilerle çiftleşeceğim ve Başkan olacağım!
- ¿ Es la aldea de Asmat?
Asmat köyü burası mı? Hayır.
Los asesinaron, a todo un poblado.
Bütün köyü siz öldürdünüz.
- Bienvenidos a la aldea de Dunsboro.
Dunsboro Köyü'ne hoşgeldiniz.
Las mujeres intentaban evitar que el pueblo se fuera al carajo.
Kadınlar köyü iflastan kurtarmaya çalıştılar.
Era imposible proveer rápidamente de agua a la aldea.
Bu kadar kısa zamanda köyü suya kavuşturmak imkânsızdı.
Para incrementar la presión, dividimos a los aldeanos.
Baskıyı artırmak için, köyü böldük.
¡ Dejémosles esta maldita aldea a los hombres!
Bu kahrolası köyü erkeklere bırakalım!
¡ Las mujeres decidieron dejar la aldea para siempre!
Kadınlar köyü ebediyen terketmeye karar verdiler.
¡ Cierren el pueblo!
Köyü kuşatın.
Una chica de provincia un sábado por la noche
Bir Cumartesi gecesinde, bir çelikçi köyü kızı
Y tener a toda la aldea así.
Bütün köyü bu hale soktuk.
No pudieron encontrar de nuevo la aldea.
Köyü tekrar bulamadınız.
- ¿ La aldea era de monjes Rusos?
- Bu köyü Rus keşişler mi kurdu?
Se necesita un pueblo entero para contrabandear un humano.
Bir köyü alıp, insan haline getirmek gibi.
Has puesto a todo el pueblo en mi contra!
Sen bütün köyü bana düşman ettin!
Era un pueblo irlandés.
Bir İrlanda köyü.
Simplemente... entramos.
Çatışma kurallarımız yoktu ve geri çekildikleri köyü görmüştük.
Hay violencia en el Medio Oriente. Se acusa a EE. UU.
ABD, Belucistan'da bir köyü yok etmek için füze atarak sivillerin ölümüne neden olmakla suçlanırken Orta Doğu'da şiddet artıyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]