Translate.vc / español → turco / Levá
Levá traducir turco
119 traducción paralela
Pensé que me prestaría 10 levas.
10 leva ödünç verirsin diye düşünmüştüm.
O trae 120 levas mañana por la mañana o llamaré a la policía.
Yarın sabah 120 leva getirmezsen, Polisi burada bil.
Lo sé, quiero pagarle por ello.
Sana 2,500 leva vereceğim.
Le daré 2500 levas.
2,500 leva mı?
Vamos, leva anclas.
Hadi, demir al bakalım.
Algo mejores que los del corregidor y que los gandules de los muelles reclutados por la leva.
Lord Mayor'un adamlarından daha iyiler, sokaktan toplanan adamlar olarak da iyi iş çıkartıyorlar.
¡ Leva!
Leva!
Leva te ayudará a subir tus cosas.
Leva taşırken sana yardım eder.
Leva dice que le has echado el ojo a la mujer del capitán.
Leva diyor ki, yüzbaşının karısına göz koymuşsun, peşinden koşuyormuşsun.
Chico, leva el ancla.
Chico! Çapayı yukarı al.
O quizás si esta leva pudiera pulirse más o menos una milésima se vería la diferencia, ¿ no lo cree?
Belki de yeni bir tane yerine şu çubuğu parlatsam tamamen değişecektir, ne düşünüyorsun?
- Leva ancIas.
- Demir alındı!
Carrocería de Billat, motor V8, cilindro de 4 litros, 4 ejes de leva y 4 carburadores dobles.
Gövde kısmı Ghiana'da tasarlandı, ayrıca 8 silindirlik motoru var. 4 çeker, 4 çift karbüratör.
El gobierno decretó la primera leva de la nación.
Ülkenin ilk asker alımı kabine tarafından kabul edilmişti.
Como los doce pueblos de Kagata have se multado por no encontrarse la leva de su arroz anual here es la 500-ryo multa eso fue evaluado.
Kagata'nın on iki köyüne yıllık pirinç arttırımı için yapılan toplantıda kesilen 500-ryo ceza burada.
el lt es el deber de un granjero para proporcionar la leva de su arroz.
Pirinç vergisini ödemek bir çiftçinin kendi görevidir.
Vaya, ¿ acaso la leva no es obligar?
Şimdi beni gitmeye zorlamadılar mı diyorsun?
No me refiero a la leva, a nuestro país.
Ben bizi mecbur etmediler demiyorum.
Necesitamos un nuevo eje de leva.
Yeni bir kam miline ihtiyacımız var.
¿ No? Pues, leva anclas, Popeye.
Pekala o zaman çapanı fırlat Temel Reis.
No lo puedo creer. Un Auburn 851 convertible sobrealimentado de 1936 con motor de doble leva y en estado perfecto.
İnanmıyorum. 1936 model turbo motorlu Speedster Lycombing ikili eksantrik milli.
Recluto la milicia de Nueva York para cumplir la leva.
New York milisinin Kraliyet ordusuna katılmasını sağlayacağım.
Muchachos, creo que con vosotros cumplimos con creces... la leva del condado.
Çocuklar, bana kalırsa sayımız bölgeden beklenen asker sayısını karşılamaya yeterli.
Leva, Leva.
Uyan.
¡ Leva anclas y encuéntranos en la playa!
Demir al ve bizimle aşağıdaki kumsalda buluş!
- leva puesto el vestido de mamá.
.Üstündeki annemin elbisesi.
- ¿ Leva de carreras?
- Yarış kamyoneti.
Gala, ¿ qué le dije?
Leva, ben sana ne dedim?
Gala, ¿ qué me dice? Un general ruso, que ayer mismo tenía una posición muy envidiable.
Leva, ne diyorsun, Rus bir general, dah dün özenilecek bir pozisyona geldi!
Gala, ¿ me oye?
Leva, duyuyor musun?
La leva que encontramos quienquiera que lo haya traído, marcó su ruta.
Bulduğumuz tırmanma donanımını kim getirdiyse rotasını işaretlemiş.
¡ Y último, si imponemos la leva!
Harp dersek de son maddemiz!
¡ Debemos imponer la leva!
Savaşa evet demeliyiz!
¡ Se aprobó la leva!
Savaş ilan edildi!
Papá, necesita otra leva.
Baba, ikinci bir emniyet gerekiyor.
No nos vamos a mover si no pones otra leva.
Kayaya bir tane daha yerleştirmeden kımıldamıyoruz.
Annie ¿ se está moviendo la otra leva?
Annie. Diğer emniyet aleti kımıldıyor mu?
Una leva no nos aguanta a todos.
Tek emniyet aleti, hepimizi tutamaz.
¡ Esa leva se va a soltar y Annie y tú morirán!
Emniyet aleti yerinden çıkacak ve Annie de sen de öleceksiniz!
Me lo puedes reprochar, pero la última leva se hubiera zafado.
Bak, istersen beni suçlayabilirsin ama son emniyet aleti çıkabilirdi.
Corta carnada y leva anclas, hermanita.
Molan bitti kardeşim, ikile.
- Leva todo lo que puedas encontrar.
- Bulabileceğin herşeyi getir.
- ¿ Tiene doble leva?
- Çift dişli mi? - Evet, çift dişli.
La Ley de Leva enfureció a muchos.
Biz özgürüz. Birlik tarihindeki en şiddetli tartışmalar...
Era la primera leva obligatoria que había en el país.
Zorunlu Askerlik Yasası'nın ilk celbi esnasında yaşandı.
¡ Sirvan a su país! Entren solos, eviten la leva.
Vatanınıza hizmet edin.
- Si es reclutado, sólo puede zafarse del ejército con $ 300, según la Ley de Leva.
- Celbiniz gelmişse eğer, askerlikten muaf olmanız, Zorunlu Askerlik Yasası'na göre 300 dolar ödemekle mümkün. - Aksi takdirde askere gitmek zorundasınız!
PRIMERA LEVA FEDERAL REGISTRO TERMINADO 25000 Hombres A Ser Seleccionados en la Ciudad, 7000 en Brooklyn
AMERİKAN TARİHİNDEKİ İLK CELP ASKERE ALINMA TAMAMLANDI 25.000 KİŞİ NEW YORK'TA, 7000 KİŞİ BROOKLYN'DE SİLAH ALTINA ALINDI
El primer día de la leva.
Thomas O'Neill.
¡ Al demonio con su maldita leva!
- Lanet celbinle cehenneme git!
En la oficina de la leva, la policía rompió algunas cabezas y todos huyeron.
Şehir dışındaki askere alma bürosunda polisler bir kaç kafa kırdı ve herkes kaçtı.