Translate.vc / español → turco / Libró
Libró traducir turco
286 traducción paralela
- ¿ Cómo se libró del olor?
- Nasïl kurtuldunuz?
¿ Recuerdas que me dijiste que pensar en una fuga te libró de volverte loco?
Hapishane hakkında dediğini hatırlıyor musun? Ve delirmemek için hep kaçmayı düşündüğünü?
¿ Se libró?
Dönmüş mü?
La chica se libró en el último momento.
Son anda kurtarıldı.
¿ No es muy raro que una vez se libró de Vd... no cogiera algo más valioso?
Yine de biraz garip değil mi, senden kurtulduktan sonra daha değerli bir şeyi almış olmaması?
La libró de un cargo de asesinato.
Onu bir cinayet suçlamasından kurtarmıştı. Cinayet mi?
George, por causa de su oído, libró la batalla de Bedford Falls.
Durun bakalım! Savaş olduğunu bilmiyor musunuz?
El derecho consuetudinario que libró a Lennahan.
Lennahan'ı kurtaran sözlü yasanın aynına?
¿ Quién se libró de Arrow sin que nadie sospechara?
Hiç kimse beklemezken, kim Arrow'un işini sessizce bitirdi?
- ¿ Le libró de un par de partidas de trabajo?
Dürüst, adamlarına karşı adil ve genç biri olarak oldukça anlayışlı. Ona ne yapalım?
Desde aquí, se libró la batalla durante esos años... hasta que finalmente la granja venció.
Kavga bu çiftlikten yıllar boyunca devam etti, çiftlik zafer kazanana kadar.
Seguramente confesó y libró todo de su conciencia... -... antes de ordenarse. - Ah, sí.
Ama rahip olmadan önce, günah çıkartıp vicdanınızı rahatlatmışsınızdır.
¿ Es aquí donde se libró una batalla por mar en los viejos tiempos?
Eskiden bir deniz savaşının olduğu yer değil mi burası?
Y eso me libró de él para siempre.
Ve bu da beni, ondan sonsuza kadar azat etti!
¿ Te libró Madame Irma de tus temores?
Madam Irma sizi korkularınızdan arındırdı mı?
Se libró de una buena, como yo.
Benim gibi sen de kıl payı kurtarmışsın.
Nuestro héroe se libró de la Sra. Bellaston un torrente de afecto, un mar de regalos lo cual le resultó embarazoso y agradable.
Kahramanımız Lady Bellaston'ın yanından bir sevgi seli ve hediye yağmuruyla uğurlanmıştı. Bir yanda rahatsızlık hissederken bir yandan da buna karşı koyamıyordu.
Aunque usted misma me libró de esa responsabilidad.
Beni görevden almanızın sorumluluğu.
El perro se libró de la correa, sólo eso.
Köpek tasmasızdı, o kadar.
La batalla de Donatu V se libró cerca de aquí hace 23 años... sin resolución.
23 güneş yılı önce Donatu V Savaşı için buralarda çarpışıldı... sonuç alınamadı. - İhtilaflı bölgenin analizini yapın.
La amable naturaleza se libró hace mucho de otro de sus grilletes.
Cömert tabiat uzun zaman önce onu bütün zincirlerinden kurtarmış.
El pueblo alemán se libró de dicha prueba, gracias al Führer y sus soldados germanos.
Führer ve onun Alman askerleri sayesinde Alman halkı böyle bir eziyetten kurtuldu.
Esto no lo libró de la campaña atroz contra él, la cual, como ud. sabe, terminó siendo asesinado.
Bu, kendisine yapılan acımasız karalamaları azaltmadı ve bildiğiniz gibi bu durum onun öldürülmesine kadar devam etti.
Muchos consideran que sus tropas tuvieron escasa resistencia y que Montgomery libró la gran batalla.
Efendim, genel kanıya göre 7'nci ordu aradan sıyrılmayı başardı direnişi Montgomery göğüsledi.
Este trozo de desierto fue diferente uno donde la guerra se libró.
Çölün bu bölümü iki yıldır çarpışılan yerlerden farklıydı.
Esta batalla se libró, y con razón de manera que continuó la ofensiva para destruir la resistencia el enemigo, y se necesita algún tiempo.
Düşmanın, savunma direncini kırana dek aynı şekilde saldırmaya devam edilecek ve bundan ödün verilmeyecek şekilde yapılmış bir saldırıydı. Bu da zaman alıyordu.
Lo raro de todo esto es que el banco me dice que el Sr. Lang libró ese cheque el día antes del homicidio del Sr. Lessing y que lo devolvió y lo depositó en su cuenta la tarde siguiente al asesinato.
Burada garip olan bankanın bana Bay Lang'ın Bay Lessing öldürülmeden önce sabahleyin bu çeki yazdığını ve öldürüldükten sonra öğleden sonra geri getirdiğini, kendi hesabına geri yatırdığını söylemesiydi.
La derrota se libró, pero no había señal de victoria.
Yenilgi defedildi ancak yine de hiçbir zafer işareti yoktu.
¿ Cómo se libró de los ladrones?
- Onları nasıl püskürttünüz?
- Madre se libró de él en 15 minutos.
- Annem 15 dakika içinde adamı sepetledi.
Madre se libró de él en 15 minutos porque venía de una familia famosa.
Annemin 15 dakikada sepetlemesinin sebebi adamın ünlü bir aileden olmasıydı. - Gittiğine o da çok memnun oldu.
Pero Madre se libró de él en 15 minutos.
Ama anne ondan 15 dakika içinde kurtuldu.
¡ Y ella se libró de él en sólo 15 minutos!
- Ve ondan 15 dakika içinde kurtuldu! - Hayır, kurtulmadı.
Bannockburn... ¿ cuándo se libró esa batalla?
Bannockburn. O savaş ne zamandı?
" se libró de los estragos de la depresión mundial.
" bütün dünyayı saran ekonomik bunalımın etkilerinden kurtulamamıştı.
Pero la gente se libró de la mayoría de ellos.
Ama insanlar onların çoğunu temizlediler.
Con todo respeto, no deberíamos abandonar a quien nos libró de Klytus.
Bizi Klytus'tan kurtaracak adamı terk etmemeliydik.
bien, el ejército francés batalla se libró en los flancos, mi señora.
Fransız ordusu, kendi cephelerinde dağılmak üzere efendim.
No, se libró pagando una multa.
Yok, hayır, küçük bir para cezasıyla kurtuldu.
Ese se libró.
Hele şükür!
Cristo nos amó y nos libró de nuestros pecados con su sangre.
İsa bizi sevdi ve kanıyla bizi günahlardan arındırdı.
De alguna manera, se libró y mató a todos.
Ne yapıp edip hepsini öldürmüş.
Libró guerras en los rings.
Ringlerde çok savaş verdi.
Se libró por poco de la muerte.
Ölümden kıl payı kurtuldu.
- Se libró de milagro.
- Paçayı sıyırdı.
¿ Me permite preguntarle cuándo se libró de tal tarea?
Sakıncası yoksa sorabilir miyim efendim, ne zaman azledildiniz bu görevden?
¿ Cómo se libró usted de los Intrusos?
Dışarıdakiler'den nasıl kaçtın?
Y se libró de mi tan pronto como pudo.
Benden de olabildiğince çabuk kurtuldu.
¡ Dios nos libró de él!
Verilmiş sadakamız varmış!
La Gestapo lo capturó y Ud. se libró. Sospechoso, ¿ no?
Gestapo'nun eline düştün ve kaçtın.
¿ Por qué no se libró del gato, entonces?
Neden kediden o zaman kurtulmadın?