Translate.vc / español → turco / Lil
Lil traducir turco
866 traducción paralela
Lilly y yo llevábamos un mes casados.
Lil ve ben evleneli bir ay oluyordu.
- ¿ Le damos la gran sorpresa, Lil?
- Büyük sürprizi söyleyelim mi?
Hola, Lil.
Selam, Lil.
- Vamos, Lil.
- Haydi, Lil.
Eh, Lil.
Hey, Lil.
- Lil, ¿ qué opinas del corte?
- Lil, kesmeye ne diyorsun?
Eso es lo que nos gusta, muchos refuerzos. ¡ Lil... sigue enviándolos!
Sevdiğim şeydir. Hey, Lil! Yemek getir!
Es Lil Mainwaring, la cuñada del Sr. Rutland.
Bu, Lil Mainwaring. Bay Rutland'ın baldızı.
Ella había criado a Lil, y vivía con ellos y el viejo Sr. Rutland.
Her neyse, Lil'i o büyütmüş. Hep birlikte, yaşlı Bay Rutland ile Wykwyn'ın dışında yaşıyorlar.
Tengo la impresión de que la pequeña Lil pretende quedarse.
Küçül Lil'in, orada devamlı kalmak gibi planları olduğunu seziyorum.
Mary, ésta es mi cuñada, Lil.
Mary, bu benim baldızım, Lil Mainwaring. - Mary Taylor.
Tú lo tomas con limón, ¿ verdad, Lil?
Sen çayını limonlu alıyorsun, değil mi Lil?
Sí, con limón para Lil, Mary.
Evet, Lil için limonlu çay, Mary.
Seguro que tu pobre muñeca ya está bien y puedes servirle un té a papá.
Lil, eminim ki sağlıklı genç bileğin babama bir çay doldurabilecek kadar iyileşmiştir.
Cuídate, Lil.
Kendine dikkat et, Lil.
Hasta mañana.
- İyi geceler, oğlum. - Sonra görüşürüz Lil.
Muy bien, Lil, ¿ qué pretendes?
Tamam, Lil, nereye varmak istiyorsun? - Açıkla.
Sin duda te estaba tomando el pelo, Lil.
Seni anlamış, Lil. Hepsi bir çeşit komedi.
Parece que estás creciendo, deberíamos encontrar un joven para ti.
Büyüdüğün anlaşılıyor, Lil. Genç bir adam bulmam için, ne yapmamız gerektiğini düşünmeliyiz.
Ah, Lil, ¿ colgarás, verdad?
Lil, kapatacaksın, değil mi?
Ya está, Lil.
Tamam, Lil.
Soy la cuñada de Mark.
- Ben Lil Mainwaring, Mark'ın baldızıyım.
- Lil se encarga de eso.
- Sayılar, Lil'de.
- ¡ Ha sido Lil!
Lil! Lil mi?
- ¿ Lil? - Ni siquiera conoce a Strutt.
O Strutt'ı tanımaz bile.
Lil, que los Strutts tengan sus copas llenas.
Ve Lil, sen de Bay ve Bayan Strutt'ın kadehlerini dolu tut.
Has dicho cuatro años, Lil ha pensado que...
Dört yıldır birbirimizi tanıdığımızı söyledin. Lil düşünecek ki...
Me trae sin cuidado lo que piense.
Lil'in ne düşündüğünü ve fikirlerini, zerre kadar önemsemiyorum.
Además, no quiero que Lil vea que tienes miedo.
Ayrıca Lil'in senin korktuğunu görüp tatmin olmasını istemiyorum.
Lil, esta mujer ha llegado llorando pidiéndome una escopeta.
Bayan Mainwaring. Bu hanım gözyaşları içerisinde gelip, benden bir silah istedi.
Sí, Lil, ¿ qué pasa?
Evet, Lil, ne oldu?
Contrólate, Lil.
Sus, Lil.
LIL, 2 al precio de una Excelente trabajo, Gordo.
Hakkını teslim etmek gerekiyor Tıknaz.
Lil!
Lil!
Aquí tienes, Lil, para tu colección.
Al şunu Lil, koleksiyonun için.
- Tienes buen aspecto, Lil.
- İyi görünüyorsun, Lil.
Uh, ¿ necesitas algo, Lil?
Sana bir şeyler getireyim mi, Lil?
Bienvenida, Lil.
Hoşgeldin, Lil.
Me estás llegando, Lil.
İlerliyorsun, Lil.
Quizás quieras cerrar... tu mochila antes de que tus amigos... vean a Lil Duke.
Arkadaşların görmeden önce Küçük Duke'u çantana soksan iyi olur.
Porque Lil Duke mantiene al dragón lejos.
Küçük Duke, ejderhaları uzak tutar.
- ¿ Qué tal, Lil?
- Nasılsın Lil?
¿ Lil?
Lil?
25 de los grandes para mí y Lil, y 25 para ti.
25.000'i bana ve Lil'e, 25.000'i sana.
¿ Por qué no va a Tokio Lil al final de la calle?
Neden caddenin sonunda Tokyo Lil'i denemiyorsun?
Si algo te pasara, que Dios no lo quiera yo estaría más tranquilo sabiendo que Lil está bien.
Başına bir şey gelse, Allah korusun tabii, Lil'e iyi bakıldığını bilmek beni çok rahatlatır.
Amenazaron a Lil.
Lil'i tehdit ettiler.
Iremos por Wanda, Lil, Harry Jr.
Sonra Wanda, Lil, Harry Jr.'ı alıp buradan gideriz.
- ¡ Ha sido Lil!
Lil yaptı.
Hola, ¿ Lil?
Lil?
No, Lil.
Artık görmüyorum Lil.