Translate.vc / español → turco / Loved
Loved traducir turco
88 traducción paralela
I told her that I loved her I loved her mighty fine
# I told her that I loved her # # I loved her mighty fine #
I told her that I loved her
# I told her that I loved her #
I loved her mighty fine
# I loved her mighty fine #
# He was a cowboy and he knew I loved him well
* Bir kovboydu o, ve biliyordu onu sevdiğimi *
I loved you from my heart
Seni bütün kalbimle sevdim
~ She loved him though he was cokey
She lovedhim though he was cokey
Loved a man the way that I
# Hiçbir erkeği seni sevdiğim
Loved a man
# hiçbir erkeği sevmedim
I ain't never loved a man, baby
# Hiçbir erkeği sevmedim, bebeğim
# # And Be Loved # #
# # Ve karşılığında # #
# When I said that I loved you... #
# Seni sevdiğimi söylediğimde #
Le dije a Monica que me gustaba su vestido.
Take Monica's dress. I said I loved it.
- Debían amarte profundamente.
- They must have all loved you very much.
That we are all so blessed to be loved
That we are all so blessed to be loved
Loved
Loved
Pero mamá igual la amaba
But Mama just loved her Little sweet potato baby
¡ Aleluya! María amó a su hijo
Hallelujah, Mary loved her son
That I loved her, too.
Benim de onu çok sevdiğimi.
Loved by the Buffalo había comenzado a ver la verdad de la visión de Growling Bear, y le dolía el corazón.
Bizonun Sevdiği, Gürleyen Ayı'nın kehanetinin gerçekleştiğini görüyordu... ve bu yüreğini yakıyordu.
Loved by the Buffalo no pudo cambiar la visión de Growling Bear.
Bizonun Sevdiği, Gürleyen Ayı'nın kehanetini değiştiremiyordu.
Loved by the Buffalo escuchaba con esperanzas.
Bizonun Sevdiği umut içinde dinliyordu.
Me llamo Loved by the Buffalo.
Adım Bizonun Sevdiği.
Y cuando otros les pregunten cómo saben todo esto, díganles Loved by the Buffalo se salvó para que les pudiéramos contar esta historia.
Bunları nereden bildiğinizi soracak olurlarsa, deyin ki onlara, Bizonun Sevdiği'nin canı bağışlandı, size bu hikayeyi anlatabileyim diye.
Loved by the Buffalo había viajado por todas las naciones, pero aún no había encontrado al profeta que le dijera que la terrible visión de la rueda del hombre blanco era falsa.
Bizonun Sevdiği, bölgeleri dolaştı. Ancak beyaz adamın tekerleğinin.. ... yol açacağı felaketlere dair kehanetin yanlış olduğunu söyleyecek bir kahin bulamamıştı.
Allí encontró a su hermano, Loved by the Buffalo, y estaba encantado de verlo.
Orada kardeşi, Bizonun Sevdiği'ni buldu. Onu gördüğü için çok sevindi.
Loved By The Buffalo se nos presentó en una visión nos dijo que regresáramos.
Bizonun Sevdiği bize hayal olarak göründü geri dönmemizi söyledi.
White Feather fue llamado Loved by the Buffalo y todos acordaron que había sido llamado a andar por el camino del hombre de medicina.
Beyaz Tüy'e Bizonun Sevdiği adı verildi. Herkes, onun büyücü hekimin yolundan gitmek için seçildiğini kabul etti.
Que White Feather sea conocido como Loved by the Buffalo.
Beyaz Tüy'ün adı, Bizonun Sevdiği olsun.
Entonces, Loved by the Buffalo no ingirió alimentos ni bebida en cuatro días.
Bizonun Sevdiği, dört gün boyunca yemek yemedi ve su içmedi.
Loved by the Buffalo estudió el poder de las plantas, raíces y hierbas.
Bizonun Sevdiği, bitkilerin, köklerin ve yabani otların gücünü öğrendi.
Loved by the Buffalo descubrió que tenía el poder de encargarse él mismo del dolor ajeno.
Bizonun Sevdiği, başkasının acısını kendine alma gücü olduğunu öğrendi.
Loved by the Buffalo comenzó a andar por el sendero del hombre sagrado.
Bizonun Sevdiği, din adamının yolundan yürümeye başladı.
En la rueda medicinal, Loved by the Buffalo aprendió las misteriosas realidades de la vida.
Bizonun Sevdiği, büyücü tekerleğinde hayatın gizemli gerçeklerini öğrendi.
Loved by the Buffalo sabía que una visión de Wakan Tanka dirigiría el curso de su vida.
Bizonun Sevdiği, Wakan Tanka'nın ona göstereceği bir görüntünün, hayatının gidişatını değiştireceğini biliyordu.
Loved by the Buffalo había visto cómo una visión podía matar a su buscador.
Bizonun Sevdiği, bir kehanetin onu arayan kişiyi nasıl öldürdüğünü görmüştü.
Un espíritu embustero ha poseído a Loved by the Buffalo.
Düzenbaz bir ruh Bizonun Sevdiği'ni ele geçirmiş.
Trae a Loved by the Buffalo.
Bizonun Sevdiği'ni getirin.
Cuando Loved by the Buffalo se enfermó, Soaring Eagle le dijo al pueblo...
Bizonun Sevdiği hastalandığında, Yüksekte Uçan Kartal, insanlara...
... que Loved by the Buffalo había llevado la viruela.
... hastalığı Bizonun Sevdiği'nin getirdiğini söyledi.
Se la dio a Loved by the Buffalo para que curara a su hermano Running Fox y a cualquiera que creyera.
Onu Koşan Tilki'yi ve inançlı olanları tedavi etsin diye Bizonun Sevdiği'ne verdi.
Loved by the Buffalo sabía que le habían dado la señal que había pedido.
Bizonun Sevdiği, istediği işaretin ona verildiğini anladı.
Cuando vi a Loved by the Buffalo, no pude evitar la extraña sensación de que yo lo conocía y él me conocía a mí.
Bizonun Sevdiği'ni gördüğümde onu tanıdığım, onun da beni tanıdığı hissine kapılmaktan kendimi alamadım.
En la rueda, Loved by the Buffalo vio la amenaza, el peligro que venía de la gente de la rueda de madera, pero no supo decir por qué.
Bizonun Sevdiği, tekerlekte bir tehdit hissetti. Tahta tekerleğin halkına getirdiği tehlikeyi. Ama nedenini bilemedi.
Loved by the Buffalo me dejó pensando con qué nací yo y qué tenía que adquirir aún en la rueda.
Bizonun Sevdiği, benim neyle doğduğumu merak etmeme yol açtı. Ve o tekerleğin bana ne kazandıracağını.
Y Loved by the Buffalo dejó a su familia, para vivir para todo el pueblo.
Bizonun Sevdiği, ailesinden ayrıldı, bütün halkı için yaşamak uğruna.
# # Que fuiste a la que más amé # #
# That I loved you the best ( Seni en fazla seven olduğumu ) #
# # Te amé toda mi vida # #
# Oh, I loved you all my life ( Seni sevdim ömrüm boyunca ) #
# # Te quise, cariño, en otro tiempo # #
# I loved you, baby ( Seni sevdim güzelim ) # # Way back when ( Kaç zamandan beri ) #
Your grandfather loved you, Pablo.
deden seni çok severdi pablo.
# Me dijo esto : # # " Lo más grande que te puede suceder... # # es que ames... # #... y seas correspondido. #
This he said to me the greatest thing you'll ever learn is just to love and be loved in return
Una vez al año jugábamos de noche.
# The country loved # Yılda sadece bir kere gece oyunu yapıyorduk.