English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / español → turco / Límites

Límites traducir turco

4,596 traducción paralela
Volviendo al asunto de los límites, todos tendrán en cuenta lo siguiente- -
Şimdi söyleyeceklerimi iyi dinleyin. Ciddi misin sen?
Mañana, no vais a recibir piedad, pena o límites.
Yarın merhamet, acıma ya da sınırlama görmeyeceksiniz.
¡ Hay que tener ciertos límites!
Tepkinizi gösterin millet!
Esa confianza tiene sus límites.
- O güven bir yere kadar.
Está dentro de los límites de peso normal.
Normal, sağlam bir organ ağırlığında.
¿ Su campaña de acoso contra mi familia no conoce límites?
- Aileme yönelttiğin taciz kampanyasının sınırı yok mu?
Hay unos límites que no cruzaréis.
- Geçmemeniz gereken sınırlar var.
Y volando en espacio aéreo francés, Reino Unido, luego el Atlántico Norte a límites territoriales canadienses.
Fransa hava sahasından İngiltere'ye oradan da kuzey Atlantik, sonra da Kanada bölge sınırlarına varacak.
Él ha sobrepasado los límites.
Haddini aştı.
Estás fuera de los límites, Lydia.
Haddini aşıyorsun, Lydia.
La gente como tú deben mantenerse en sus límites.
Senin gibi insanların sınırlarını aşmamaları gerekiyor.
Probando los límites.
Sınırları test etmek.
No sé si tendría el valor de sobrepasar límites como usted.
Sınırları zorlamada senin kadar cesur olabilir miydim bilmiyorum.
Nunca lo quise decir cualquier daño físico, y lo que hicimos fue justificada dentro de los límites de nuestras creencias.
Fiziksel olarak onu incitmek istememiştim, tek yaptığımız inançlarımız gereği adaleti sağlamaktı.
No sé si esta conversación es sobre límites o sobre perros.
Köpekler ve arkadan iş çevirmek derken ne kastettiğinizi anlamadım.
Lo único que hicimos es movernos en los límites.
Tek yaptığımız şey sınırı aşmamaktı.
Te impongo límites pero tu sigues resistiéndote, ¿ sabes qué?
Ben sınır koyuyordum, sen geçiyordun. Ve biliyor musun?
Pero desafortunadamente, su hijo está afuera de los límites.
Ama ne yazık ki Bruce'un oğlu yasak bölge.
Está más allá de los límites.
Sınırı aşmış oluruz.
Me aseguraré no involucrar a su hijo, ya que está afuera de los límites.
Oğluyla ilgili birşey yazmadığını garanti altına alacağım sınrı aşmamak için.
¿ Sabe? Durante cientos de años, las personas que traspasan los límites de la conducta sexual normal han sido tachadas como desviadas, amorales, zorras.
Biliyor musun, yüz yıllar boyunca normal cinsel davranışa sahip olmayan insanlar sapık, ahlaksız ve fahişe damgası yedi.
Existen límites.
Sınırlarımız var.
¿ ahora quieres hablarme de límites?
Şimdi de bana sınırlardan mı bahsetmek istiyorsun?
Pompeya esta fuera de los límites.
Pompeii'nin sınırları kapalı.
Toda el área está fuera de límites.
Tüm bölgenin sınırları kapalı.
# Se acabó aceptar límites #
Birisi var dedi diye
Un hombre tiene que marcar sus límites.
Her erkeğin bir sınırı vardır.
Daniel esta presionando sus límites conmigo.
Daniel bana yüklenebildiği kadar yüklenecek.
Lentamente cruza todos los límites, y aumenta mi amor por ti.
~ Yavaş yavaş sana olan arzum, kendi sınırlarıma da geçti. ~
O, si ignoro los carteles de límites de velocidad de aquí a Santa Mónica, puedo llevarte al refugio de veteranos justo a tiempo.
Ya da burası ve Santa Monica arasındaki bütün hız limiti tabelalarını aşar ve seni Yeni Yönler'e ucu ucuna yetiştirebilirim.
Sellen todo, establezcan límites.
Hazırlık durumu-1. Giriş çıkışları sınırlandırın.
No rompan límites.
Kimse bölme dışına çıkmasın.
¿ No hay nada fuera de tus límites?
Sen de hiç utanma yok mu?
Respeta los límites de tu hombre.
Erkeğinin sınırlarına saygı göster " derdim.
La enmienda 22 de tu constitución impuso los límites del mandato presidencial. Pero no fue aprobada por tu congreso hasta 1947, y no fue ratificada por número requerido de los estados hasta 1951. Es por ello...
Bak sizin anayasanızın 22. maddesi başkanlık süresini tanımlar ama bu kongreniz tarafından 1947'ye kadar onaylanmamış ve 1951'e kadar gerekli sayıda Amerikan eyaleti kabul etmedi.
El chico no tiene límites.
Bu çocuğun hiç sınırı yok.
La cosa es que tengo que crear esos límites.
Mesele şu ki, sınırları koymam lazım.
Límites.
Sınırlar.
Nolan, siento muchísimo haber exagerado y haber traspasado mis límites.
Nolan, aşırı tepki gösterdiğim ve haddimi aştığım için çok özür dilerim.
" Conociendo todos los límites de la pasión, del poder, del arte, dominándolos, pero sin poder ocultar su profunda desesperación.
'Tutku, güç ve hünerinin sınırlarını bilerek,'üstesinden gelir ama çaresizliğini gizlemez.
Límites digitales.
- Sayısal sınırlar.
Ellos necesitan límites.
Çocuklar sınırları gerekir.
Pero tengo mis límites, detective Linden.
Ama benim de bir sınırım var, Dedektif Linden.
No importa cuán apasionado sea, porque es humano... si sobrepasa sus límites, colapsará.
Ne kadar tutkulu olsa da nihayetinde o da bir insan. Sınırına ulaştığında bayılır.
Esto es una empresa, y todavía no tenemos límites ni protocolos.
Burası bir şirket ama ne sınırlarımız var ne de protokolümüz.
Olympia está fuera de los límites.
Olympia bizi asar..
Porque tales supernovas tienen el mismo voltaje son herramientas de medida de distancia ideales para conocer los límites del universo.
Böyle süpernovaların tamamı aynı elektrik gücüne sahip olduğu için evrenin en uzak kısımlarına kadar olan mesafeleri ölçmek için uygun araçlardır.
Superé límites artificiales.
Yapay sınırların ötesine geçtim.
¡ Un monje tiene sus límites!
Keşişlerinde sabrı var!
- Estamos estableciendo límites- - - ¡ No, Elijah!
Hayır, Elijah.
Forzando los límites del estilo...
Lady Gaga sahneye çıkacak.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]