Translate.vc / español → turco / Mandar
Mandar traducir turco
4,067 traducción paralela
- Oigan, deberíamos mandar esto a Robo.
- Bunu Hırsızlık Ekibine göndermeliyiz.
- Podrías eliminarla. - ¿ Puedes al menos mandar a Boomer con ella?
- Yemeğe çıkarsınız belki. - Boomer'ı yanında gönderir misin?
Puedo mandar traer un psicoterapeuta si quieres.
Dilersen bir psikoterapist getirtebilirim.
Tengo muchos archivos antiguos que necesito organizar y mandar al almacén, y me preguntaba si podrías hacerlo por mí.
Düzenlemem, dosyalamam ve depolamam gereken bir sürü şeyim var ve benim için bunu yapabilir misin diye merak ediyordum.
¿ Dillon mencionó algo sobre mandar a Betty a esas reuniones?
Dillon, Betty'yi o toplantılara gönderdiğinden hiç bahsetmiş miydi?
Está configurado para mandar información en el servidor VPD.
VPD sunucusundan dışarıya bilgi göndermesi için ayarlanmış.
Si digo la verdad corro el riesgo de mandar a mi madre a prisión por perjurio.
Eğer doğruyu söylersem annemi yalancı şahitlikten hapse gönderme riski var.
No lo sé, podría mandar a Anne.
Bilmiyorum, Anne'i gönderebilir.
Voy a mandar a por ti a un gran fantasma.
Peşine büyük bir hayalet takacağım.
Y luego empezó a mandar fotos del rostro de Cathy fotomontado en imágenes obscenas.
Sonra resimler yollamaya başladı. Cathy'nin yüzünü müstehcen şeylerin üstüne montajlamışlar.
- Asegúrate de mandar esto
- Bu paketlerin gittiğinden emin ol, olur mu?
Beckner acaba de mandar un mensaje a Caleb.
Beckner az önce Caleb'a mesaj attı.
No está hecho para mandar, pero eso ya lo sabías.
Yöneticilik için yaratılmamış ama bunu biliyorsun zaten.
¡ así que deja de mandar por encima de mí y lárgate de mi planta!
O yüzden haddini aşma ve servisimden hemen defol!
Shauna me acaba de mandar las condiciones que ella va a usar antes de imprimir el artículo.
Shauna makaleyi basmadan önce yazacağı sorumluluk reddini gönderdi bana.
¿ Quieres mandar el dolor lejos?
Acıyı sikip atmak mı istiyorsun?
Y la estás usando para mandar los equipos y las divisas a tu familia.
Sen de bunu müzik setlerini ve paraları memleketteki ailene göndermek için kullanıyorsun.
James, ¿ por qué no nos das una pequeña advertencia que nos vas a mandar de vuelta de esa manera?
James, bizi böyle geri getirmeden önce uyarsan olmaz mıydı?
Estoy pensando en mandar ahora a Harrison con ella y encontrarme con ellos después de que salgas, y me ocupe de Saxon.
Harrison'ı şimdi onunla göndermeyi sen hastaneden çıktıktan ve Saxon'ın icabına baktıktan sonra da onlarla orada buluşmayı düşünüyorum.
Voy a mandar a todos mis chicos a todos los hoteles Betancourt, para ver si podemos encontrarlo.
Adamlarımı tüm Betancourt otellerine göndereceğim bakalım bulabilecekler mi?
Voy a mandar a... Es posible.
Yani evet, mümkün, belki, sanırım.
Un loco que entra a la oficina de alguien... y manda correo sin mandar.
Birinin ofisine girip gönderilmemiş postaları postalayan çılgın bir adam.
Parece que mandar a Red Volcano a atacar STAR funcionó de maravilla...
Görünüşe göre Kızıl Volkan'ı STAR'a saldırtmamız fevkalade işe yaramış...
Quizás puedan mandar a alguien que te ayude a manejar de tu decepción.
Hayal kırıklığını atlatabilmen için belki sana da birini bulurlar.
No, no nos van a mandar a la cárcel de ninguna forma.
Hayır, bizi hapishaneye falan göndermeyecekler.
Sí, lo van a mandar a su casa, ya sabes.
Evet, bu gece ülkesine geri yolluyorlar. Ne?
Tu juego de intercambio de roles me inspiró un huevo... y he pensado que antes de mandar a mi chico a Nigeria, mejor te enviamos a ti a sondear el terreno.
Uluslararası kültürel değişim programından esinlendim. Nijerya'yı seveceğini düşündüm. Oradaki su kalitesini ölçmen için gönderdim seni.
Sí, en realidad sí. ¿ A quién se lo vamos a mandar?
Evet, öyle düşünüyorum aslında. Kime ulaşmasını sağlayacağız?
- Acabo de hablar por teléfono con Ivan quien me ha dicho que tengo que mandar sobre mi mujer.
- Az önce Ivan'la telefonda konuştum. Bana karımı kontrol altına almamı söyledi.
¿ Vas a mandar otra furgoneta?
Başka bir tane araç gönderecek misin?
O podemos mandar al tipo alto y guapo con el pene grande.
Ya da koca bir aleti olan uzun boylu, yakışıklı elemanı göndeririz.
HOMBRE : Por lo tanto, voy a tener mi asistente mandar sobre el nuevo álbum de Jack Johnson.
Asistanıma haber vereceğim, sana yeni Jack Johnson albümünü gönderir.
Bueno, a ver, este es para Internet, este para mandar mensajes, y este con tapa es porque no sé cómo pasar los contactos antiguos.
Pekala, bu internet için, bu mesaj yazmak için, bu da eski telefonum. Çünkü numaraları nasıl aktaracağımı bilmiyorum.
Debes mandar la caballería ahora. No tenemos tiempo.
Süvarileri göndermen lazım.
Hemos establecido que no puedes matarme sin mandar a Bonnie a lo más profundo.
Bonnie'yi dipsiz kuyuya atmadan beni öldüremeyeceğin konusunu konuşmuştuk.
Con éste propósito, voy a darle a Steve, no sólo los tubos para las muestras, también le voy a mandar el microscopio que considero más apropiado para el análisis.
Bunun hazırlığında, Steve'e yalnızca... bunun koyulacağı tüpleri vermeyeceğim, aynı zamanda incelemede kullanmaları gerektiğini hissettiğim mikroskobu da göndereceğim.
Quiere mandar su culo hasta Florida.
Florida'ya gitmek istiyor.
Él puede mantener a su hermano fuera de la vista y mandar a través de él
Kardeşini gözden uzakta tutup onun aracılığıyla hükmedebilir.
Le amenacé, pero quería mandar un mensaje claro a quien fuera que que lo hubiera robado de que lo quería recuperar.
Onu tehdit ettim ama kim çaldıysa onu geri istediğimi bilmesini istedim.
Lo estaba escondiendo en la caja de cereales porque no puedo parar de mandar mensajes a Jason, el nuevo bombón con el que me estoy viendo.
Onu gevrek kutusunda saklıyordum çünkü Jason'a mesaj atmadan duramıyorum, bu şey gördüğümden daha yeni
La noche es el momento más duro para no mandar mensajes, ¿ verdad?
Gece mesaj atmak için en uygun zaman, değil mi?
¡ Tú no puedes mandar mensajes mientras duermes!
Uyurken mesaj atamazsın!
- ¿ Que vas a hacer, mandar un mensaje a Pete y devolverle todo el poder?
Ona mesaj atıp bütün gücü geri verince ne yapacaksın?
Ahora que lo estoy viendo con otros ojos, ¿ quién puede decir quién puede mandar mensajes a quién y cuando pueden mandar mensajes a esa persona y todo eso?
Şimdi gözüm açılmaya başlıyor, kimse kimin kimle, ne zaman ve ne hakkında mesajlaşacağını söyleyebilir mi?
Es difícil creer que ese país solía mandar algo
Bir zamanlar her şeye hükmeden bir ülke olduğuna inanması çok güç.
¡ Debes mandar refuerzos de inmediato!
Derhal takviye birliği lazım!
Le prendieron fuego para mandar un mensaje.
Bir mesaj vermek için yakmışlar.
Mi opinión es que es demasiado pronto para mandar un equipo SEAL.
SEAL timi göndermek için henüz çok erken bence.
Estoy pensando en mandar un equipo de extracción a Kashfar.
Kashfar'a kurtarma timi göndermeyi düşünüyorum.
Y no te atrevas a usar a Mellie como excusa, porque he visto como de rápido puedes mandar un mensaje a escondidas.
Mellie'yi bahane olarak kullanma.
Una vez me presente voluntario para enseñar a los residentes del asilo cómo mandar correos electrónicos a sus nietos. Claro.
Tabii.