Translate.vc / español → turco / Manifestó
Manifestó traducir turco
110 traducción paralela
Se manifestó en público contra el faraón.
O halkın arasında, Firavunun aleyhinde konuşmuş.
La gente manifestó frente a la embajada norteamericana...
Sonra halk isyan edip Amerikan Elçiliği'ne yürüdü.
Sé que nuestro honorable jefe informó de su situación con detalle a nuestro honorable heredero Bennosuke quien quedó profundamente conmovido por su valor y que manifestó su deseo de convertirlo en uno de nosotros.
Kıdemli danışman Saito arzunu efendi Bennosuke'ye şahsen ilettiğinde kendisi bu zamanda böyle espri anlayışına sahip birisini bulmanın çok zor olduğundan bahsetmişti. "Bu adamı hizmetli kadroma katmak istiyorum" dedi hatta.
Entonces se manifestó con claridad, que cuando amaneciera debía aparecer el hombre.
Orada, günün ağarması ve insan kavramları gün yüzüne çıktı.
¿ Sr. Cable, en la planta... el manifestó algún descontento en su trabajo?
Bay Cable, fabrikada işi hakkında bir şikayet veya hoşnutsuzluk dile getirdi mi?
Pero ninguno lo manifestó y lo vendió al público y lo vendió a gente como yo, y ahora creemos que es un instrumento.
Ama hiçbiri onun gibi yapamamıştı. Jimi bu müziği halka kabul ettirmeyi... ve benim gibilere gitarın bir müzik aleti olduğunu göstermeyi başardı.
McGovern, quien manifestó su total apoyo a Eagleton... muestra ahora ciertas dudas... y afirma que Eagleton debe decidir... si seguir o no como candidato.
Eagleton'a tam destek veren McGovern son zamanlarda bu konuyla ilgili tavrını değiştirdi ve Eagleton'un kalmak ya da adaylıktan çekilmek konuşunda bir karar vermesi gerektiğini söyledi.
Precognición, telekinesis, control mental, la clase de control que este experimento manifestó en Andrew McGee.
Önceden görme, telepati, zihne hakim olma, Andrew McGee'ye yapılan deney bunu ortaya koydu.
Él manifestó síntomas similares a los de las víctimas originales.
İlk sorudaki, cevabım evet.
¿ Manifestó contra la guerra?
Savaşa karşı yürüdün mü?
Y torna imposible saber que daños provocó este terremoto, que se manifestó a las 5 : 04 de hoy, a la hora de mayor movimento.
Dün saat 5 : 04'te, iş çıkış saatinin tam ortasında vuran bu deprem sonrasında kaç kişinin öldüğünü bilmek henüz imkansız.
Ferrie es el único que manifestó tener remordimientos por este asunto.
Ferrie bu komplodan dolayı pişmanlık duyacak tek kişiydi.
Su Majestad manifestó el deseo de oírlo.
Majesteleri sizi dinlemek istediğini belirtti.
Era extremadamente hermosa, y vivaz. Y yo estaba tan halagado, cuando me manifestó su amor siendo el feo mortal que soy.
Son derece güzel ve etkileyiciydi ve ne kadar çirkin olsam da beni sevmeyi seçtiği zaman gururum okşanmıştı.
¿ Cuándo se manifestó su estado clínico?
Sağlık durumu ne zaman kendini göstermeye başladı?
Tarde o temprano iba a explotar y en el caso de Ken se manifestó en su conducta sexual con nada menos que prostitutas.
Er ya geç, bu öfke patlayacaktır. Ve Ken'in durumunda bu olay kişinin fahişelerle yatması şeklinde tezahür edecektir.
- ¿ Cómo se manifestó?
- Belirtileri neydi?
Manifestar. Lo manifestó.
Hepsini ortaya koydu.
El fue que primero lo manifestó El haría cualquier cosa con tal de no perder tu amor
Senin aşkını kaybetmemek için her şeyi yapar.
Mi poder se manifestó al ser activado por la rabia así que tengo que hacerte enfadar.
Gücümü ilk aldığımda, Tetikleyici öfkeydi, — Yani sen de düğmelere basmalısın.
En los tests, Anthony manifestó 5 síntomas.
Testlerde, Anthony'de beş semptom görüldü.
No manifestó ni un gesto de rebeldía.
Hiçbir zaman bir isyan alameti içinde olmadı.
Ella manifestó que Will y yo habíamos tenido a romance...
Will ile aramızda ilişki olduğunu iddia etti.
Manifestó tener un portal transdimensional que nos podía llevar a cualquier lugar de la galaxia.
Galaksinin neresinde olursak olalım bizi alabileceği bir geçide sahip olduğunu söyledi.
La foto del archivo policial de cuando manifestó por los derechos de los animales.
Geçen sene hayvan hakları yürüyüşünde tutuklandığında çekilmiş resmi var.
Se achispó, y de golpe y porrazo manifestó un enfado que no había dejado entrever.
Alkolden biraz etkilendi. Ve birden daha önce hiç göstermediği bir öfkeye kapıldı.
La alergia se manifestó en la sauna, en las peores condiciones posibles.
Alerjisi saunada tepki verdi. Olabilecek en kötü koşullarda.
- ¿ Y se manifestó por vía de su nariz?
Bu yüzden siz de şikayet dilekçenizi burnunuzla yazdınız.
Manifestó que era su intención... ponerle la cara en el lodo hasta que le rogara parar.
Kurban durmanız için yalvarana kadar... yüzünü çamura sokmak istediğinizi... söylemiştiniz...
Si llegó a haber consciencia en Rose Red, se manifestó temprano.
Eğer Rose Red'in bir bilinci varsa, bu kendini erkenden göstermişti.
En mi caso, que se manifestó con una explosión.
Benim için her şey çok ani oldu.
Creo en su incapacidad de aceptar que lo haya dejado y haber comenzado una relación con otro hombre y falta de sueño hizo con que sufriera un ataque de nervios de algún tipo que se manifestó de una manera mucho bien digamos que es sólo un...
Seni terk ettiğini ve başka bir adamla ilişkiye girdiğini kabul edemeyişin alkol ve uykusuzlukla birleşince sende öylesine bir çöküşe yol açmış ki ortaya... Şöyle diyebiliriz.
Nuestro huesped, manifestó el deseo de oir algo de música de violín.
Konuğumuz biraz keman dinlemeyi arzu ediyor.
Por motivos poco claros, el pasivo Jim fue elegido, a pesar del descontento que manifestó su madre.
Ve nedendir bilinmez, bu iş için annesinin itiraz ederken çıkardığı çıngara karşın çiçeği burnunda sanatçı, Jim seçildi.
Se manifestó como un sueño.
Bir rüya olarak gösterdi kendini.
Es probable que lo esté simplificando horriblemente aquí, pero creo que el concepto básico era que una vez que una forma se manifestó, tanto sea una forma física o una forma-idea, entonces se hace más probable y creíble
Muhtemelen aşırı basite indirgiyorumdur ; bana göre bu teorinin temel kavramı şu : İster fiziksel bir biçim ister fikir ya da düşünce türü bir biçim olsun, bir kez bir biçim oluştuğunda bunun tekrarlanması çok daha olası ve mümkün hale gelmektedir.
Si dice que se le manifestó a si mismo...
Eğer tüberküloz olduğunu söylüyorsa...
? Cómo se manifestó ese mal?
Bu şeytan nasıl ortaya çıktı?
La Unión Estadounidense de Derechos Civiles también se manifestó y hubo más arrestos.
ACLU temsilcileri daha çok tutuklanmanın yaşandığı şehir merkezindeki protestolara katıldı.
En el momento en que el primer 4400 manifestó su habilidad...
4400'ler yeteneklerini keşfettikleri anda bir silah yarışı başladı.
Con respecto a lo que dijiste el otro día sobre tener Havingness creo que la mía se manifestó, así que la aproveché.
Sahiplilikle ilgili neler söyledin, hatırlıyor musun? Sanırım benimki kendini gösterdi, ben de onu kabul ettim.
Jessi manifestó cierta ansiedad sobre el modo en que la tratas.
Jessi, ona davranışınla ilgili endişelerini açıkladı.
Supongo que Jeremy escuchó o vio algo que podría sernos útil pero su culpa se manifestó con una crisis aguda provocada por la tensión.
Jeremy işe yarar birşeyi ya gördü ya da duydu. Ama suçluluk duygusu akut stres bozukluğuna yol açmış.
En un comunicado de prensa escrito por Nathan, Pickles y William Murderface se manifestó que Skwisgaar Skwigelf es un sueco lamedor de dildos y que Toki se ha transformado en un verdadero guitarrista maestro y es una mujer menstruando.
Nathan ve Pickles tarafından yazılmış bir basın açıklaması ve William Murderface, Skwisgaar Skwigel'in de olduğu belirtildi. Toki tam bir gitar ustası haline dönüşürken
El Presidente Franklin D. Roosevelt manifestó que el ataque fue un "día que nunca será olvidado".
Başkan Franklin D. Roosevelt saldırı gününü, "Alçaklık içinde anılacak bir gün" olarak nitelendirdi.
Y él dijo que eras horrible en la cama... mientras que Brian Callahan sólo manifestó su amor por ti.
Yatakta da kötü olduğunu söylemişti. Brian ise sana aşkını ilan etti.
Irse a la cama con alguien trasladar la conversación al reino corpóreo poblado de inseguridad, vulnerabilidad y temor, pero también de placer siempre manifestó la triste evidencia de cuán difícil resulta entender a otra persona y lograr que ella nos entienda. "
Biriyle yatmak sohbetini, zevkten olduğu kadar, güvensizlik, savunmasızlık ve korkudan ibaret olan bedenler alemine taşımak daima başka birini anlamanın ve kendini anlaşılır kılmanın ne kadar güç olduğunun hazin kanıtlarıyla dopdolu olmuştur.
Se manifestó, le escupieron, le atacaron perros y policías blancos, y al final le asesinaron.
Yürüyüş yaptı, yüzüne tükürdüler, köpeklerin saldırısına uğradı ve en sonunda beyaz bir polis tarafından vuruldu.
Manifestó que ella no tenía nada que ver con los terroristas y dijo.
Kardesinin herhangi bir terör örgütüyle baglantisinin bulunmadigini belirten...
Ya se manifestó la sinceridad. Lo siguiente será intimar.
İşte dürüstlük.
La primera vez que se manifestó fue tras una quemadura solar.
Kendini ilk kez, küçük bir güneş yanığından sonra gösterdi.