Translate.vc / español → turco / Martin
Martin traducir turco
12,166 traducción paralela
- No lo juraré por tu tumba, Martin.
- Bir mezarım yok Martin.
Sé que es duro, Martin, algunas veces las cosas... desaparecen.
Zor olduğunu biliyorum Martin ama bazen bir şeyler öylece yok olur.
Hola, Martin, querido hijo mío.
Martin, benim güzel oğlum.
Martin.
Martin.
Siempre y cuando Martin deje de hablar de esos jodidos aliens.
Martin uzaylılar hakkında konuşmayı keserse tabii.
Para seguir con nuestra disputa del tema, contamos con Martin Moone cuyo burro ha sido abducido recientemente por los extraterrestres.
Karşıt görüş konuğumuz ise, kısa bir süre önce eşeği uzaylılar tarafından kaçırılan Martin Moone.
Bien, cuéntanos Martin... ¿ cómo sabes que tu burro fue abducido?
Söylesene Martin eşeğini kaçırdıklarını nereden biliyorsun?
¡ Ilumínanos, Martin! ¿ Qué pasó realmente?
O zaman aydınlat bizi Martin, neler olduğunu anlat.
Y así fue como Martin Moone se convirtió en toda una celebridad.
Ve sonunda Martin Moone hikayesiyle ünlü oldu.
Hola, ¿ es la casa de Martin Moone?
Merhaba, Martin Moone'un evi mi acaba?
Me gustaría hablar con Martin.
Martin'le görüşmek istiyordum.
Martin, ven aquí.
Martin, buraya gel.
- ¿ Martin?
Martin?
Martin, todo esto es un error.
Martin, tüm bunlar bir hata.
Ahora todo depende de ti, Martin.
Artık her şey senin elinde Martin.
¡ Toda una historia, Martin!
Ne hikaye ama Martin.
¿ Te lo has inventado todo, verdad, Martin?
Aslında o gece burada değildin, değil mi Martin?
¡ Pégale, Martin!
Vur ona Martin!
Martin disfrutaba del lujo de compartir habitación con Sinead y Trisha desde que regresaron los Dolan.
Martin, Dolanlar döndüğünden beri odasını Sinead ve Trisha ile paylaşma zevkini yaşıyordu.
ESTE SOY YO, MARTIN MOONE.
BEN, MARTIN MOONE
No, no, me refería a la buhardilla, Martin.
Hayır, ben tavan arasını kastetmiştim Martin.
Sigue siendo un adosado, Martin... aunque te hayas mudado a la buhardilla.
Çatıya taşınmış olsan bile burası hâlâ bir bungalov Martin.
Creo que todo el mundo lo conoce como el Ático de Martin.
Sanırım oraya herkes Martin'in çatı katı diyor.
Bueno, regresaré al Ático de Martin.
Ben çatı katıma geri dönüyorum.
Mientras tanto, Martin estaba sumergido en el mundo de las mejoras para el hogar, aprendiendo de los mejores en el Salvaje Oeste.
O sırada Martin kendini ev gelişimine kaptırmış durumdaydı. Ve bunu Vahşi Batı'nın en iyilerinden öğreniyordu.
¡ Martin!
Lanet olsun! - Martin!
- Steve Martin.
- Steve Austin.
Ellos se rajaron, y nosotros acabamos rodeados de Sondheims.
- Steve Martin. Onlar bizi ekince, bir oda dolusu Sondheim'la kalakaldık.
¡ Martin!
Martin!
Leí su relato de las andanzas de los criados duendes de Martin Pale, señor.
Martin Pale'in peri hizmetkârlarıyla ilgili yazdığınız kitabı okudum efendim.
- ¿ Hans Martin?
Hans Martin?
Martin Gamboa, nuestro blogger.
Martin Gamboa, yazarımız.
Lo que quedó del cerebro de Martin Gamboa luego de que le aplastaran la cabeza.
Bu da Martin Gamboa'nın kırılan kafatasından geriye kalan beyni.
Me debes cinco centavos, dicen las campanas de San Octavo.
Bana 5 para borcun var, Martin'nin çanları derler.
Me debes cinco centavos, dicen las campanas de San Octavo.
Bana 5 para borcun var, Martin kilisesinin çanları... -... diyorlar.
Hasta que eventualmente su Director Ejecutivo, Hektor Martin, quien estuvo bajo el domo todo el tiempo... Resultó muerto... a consecuencia de un terrible experimento del cual él fue el único responsable.
Bunun sonucunda, olayın başından beri kubbenin altında olan şirketin sahibi Hektor Martin yalnızca kendisinin sorumlu olduğu bu korkunç olayın neticesinde öldürüldü.
Arresté a un individuo llamado Timothy Martin.
Timothy Martin adındaki bir şahsı tutukladım.
- Quizá moda, en St Martin. - ¿ Sí?
- Belki moda okulu, St Martin'de.
Es decir a la Sra. Martin.
Yani Bayan Martin demek istemiştim.
Hans Martin.
Hans Martin.
Hans Martin, ¿ vienes aquí un momento?
Hans Martin? Bir saniyeliğine buraya gelebilir misin?
- ¿ Está hablando de un conflicto militar?
- Askeri bir çatışmayı mı kastediyorsunuz? - Hans Martin.
- Hans Martin. Acompáñanos.
Bizimle çalış.
Ten cuidado, Hans Martin.
Dikkatli ol Hans Martin.
- A partir de ahora, tú me dices todo.
Şu andan itibaren benden hiçbir gizlin olmayacak Hans Martin. Peki.
Hans Martin, trabaja para nosotros.
- Hans Martin bizimle çalış.
- A partir de ahora, tú me dices todo.
- Artık benden gizlin olmayacak Hans Martin.
Tienes que agradecértelo solo a tú mismo.
Kendin ettin kendin buldun Hans Martin.
¡ Hans Martin, contesta!
Cevap versene.
Hans Martin aquí. Sidorova a salvo.
Sidorova güvende.
Lo siento.
Üzgünüm Hans Martin.