Translate.vc / español → turco / Mba
Mba traducir turco
500 traducción paralela
Y si yo hubiera sabido que sólo eras un operario... Yo... hubiera aceptado.
Ben de zımba presi kullanan birisi olduğunu bilseydim teklifini kabul ederdim.
Da igual cuánto champán bebas, siempre estás como una rosa por la mañana. - Hola.
Şampanyayı sünger gibi emiyorsun ama ertesi sabah her nasılsa zımba gibisin.
- Lo usas suave.
- Zımba gibisiniz.
- Una grapadora, Sra. Worral.
- Zımba, Bayan Worral.
- Una grapadora, Sra. Zambesi.
- Zımba, Bayan Zambesi.
Y veo los agujeros de una grapa, en la esquina.
Şurada köşede iki zımba deliği görüyorum.
¡... a lo mejor te has pasado un poco! ¡ Ya llevas una caravana de carros! ¡ Completa!
Zımba kutuları, polis yağmurluklarıyla dolu sepet konvoyunuz olmuştur.
¡ Cálmate! Lengua - cuchichera, lengua-charlatana y lengua-puñetazo, Lengua - maza, lengua-remachadora, y lengua-talladora.
Hişt, fısıldayarak, boşboğazlık yapma, zımba dili, çekiç dili, perçin dili.
Yo me siento como $ 100.
Ben zımba gibiyim.
- Centre punch.
- Nokta zımba.
- APÓYELO ¿ Tenemos suficientes grapas?
Yeterince zımba telimiz var mı?
¿ Hay suficientes grapas?
Yeterince zımba telimiz var mı?
Podemos quedarnos tranquilos con las grapas.
İstediğimiz kadar zımba teli kullanabiliriz, bolca var.
Lo que me preocupa no es eso.
Benim derdim zımba telleri değil.
Es increíble lo que ha hecho con unos cojines, papel pintado y una grapadora.
Birkaç yastık, duvar kağıdı ve zımba ile çok güzel şeyler yaptı.
Mantengan su distancia ahora. Esta nena realmente empuja fuerte!
Bu bebek zımba gibi!
¡ Una aspiradora de hojas!
Bakın, bir tel zımba!
Necesito más grapas.
Birkaç tane daha zımba teli lazım.
La mayoría de los Masters de Harvard no sirven para nada.
Bu Harvard MBA tiplerinin çoğu saçmalıktan başka bir şey yapmaz.
ligera reducción salarial y volver a la escuela para su MBA y compartir la oficina conmigo, consultar conmigo en todas las decisiones importantes, y puesto que le falta ninguna experiencia práctica, usted tendrá que esperar mesas cuando la barra está ocupada,
Okula dönecek ve işletme yüksek lisansı alacaksın. " Ofisi benimle paylaşacak ve. pratik deneyimin olmadığı için barın yoğun olduğu zamanlarda.
Licenciado en Leyes, Stanford, 1962. MBA, Harvard, 1970.
1962'de Stanford Hukuk Fakültesi'nden mezun olan,... 1970'de Harvard'da yüksek lisanını tamamlayan,...
¡ Grapas!
Zımba!
- ¿ Esa grapadora?
- Uh... Tel zımba mı?
Debe descansar ahora y en un par de días estará como nueva.
İyice dinlenin, kısa zamanda zımba gibi olursunuz.
Dos errores ortografícos, columnas deficientes, y la grapa mal puesta.
İki yazım hatası var, kolonlar kaymış ve zımba yatay değil dikey.
Dígale a su esposo, que luce como entrepágina de Playboy las marcas de las grapas son la prueba.
Kocana söyle playboyun orta sayfa güzeli gibi görünüyorsun. Bunu kanıtlamak için zımba teli izlerin bile var.
Los papeles, sin grapas ni clips.
Kağıtta tel zımba ve ataç olmasın.
Yo no soy un agente más, Sr. Gekko. Si me da otra oportunidad, puedo probárselo.
Bu Harvard MBA tiplerinin çoğu saçmalıktan başka bir şey yapmaz.
Hoy han puesto "Jump", de Van Halen.
Bugün Van Halen'ın "Jump" ını ( zımba ) çaldılar
Así si viene. Sé que estos tipos no eran graduados de Harvard.
Bu adamlarin Harvard'da MBA yapmadiklarini biliyordum.
Y una engrapadora para ti.
Sana da bir zımba.
Tengo un MBA por esto.
Bunun ihtisasını yaptım.
- ¿ Qué es un MBA?
İhtisası ne demek?
MBA. "Administración de empresas" es un título universitario, pero carece de valor en la vida real.
İhtisas bir şey üzerine eğitim almaktır. Gerçek hayatta genellikle işe yaramaz.
Tiene la boquita como una engrapadora.
Ağzı bir zımba gibi.
Grapadora, por favor.
RL 90 zımba, lütfen.
Excepto por eso de la grapadora.
Tel zımba olayı hariç.
Peguémoslo con un alfiler.
Üstüne bir zımba atalım.
Tenía unos arbustos espinosos, hechos con grapas.
Çalılar zımba telindendi.
Vicryl del 3-0 para músculos del peritoneo y grapas para la piel.
Peritonum kasları için 3,0 Vicryl ve cildi için zımba.
Se graduó allí.
Aynı yerde MBA de yaptı.
No, me... me temo que estoy más sano que una manzana.
Maalesef yok, zımba gibiyim!
trabas, roldanas, bolas bucales, chinches, remachadoras, agujas de coser, cucharas de madera, tanza, cadenas, reglas de metal, mangueras, espátulas, cuerda, soga, abrazaderas, ganchos, hojas de afeitar, tijeras, pinzas, cuchillos,
çekiçler, çiviler, mandallar, odun, asma kilitler, süveterler, delikli civatalar, raptiyeler, zımba makineleri, dikiş iğneleri, tahta kaşıklar, balık avlama malzemeleri zincirler, metal cetveller, lastik borular, spatulalar, ip, kınnap, el mengeneleri, S kancaları,
Él se llama Spike.
Adı Zımba.
Una grapadora.
Zımba!
Verás que eres un chiste del que nadie se ríe.
Hiçkimsenin gülmediği "kötü bir zımba teli"
Y reforzar las líneas de grapas con hilos de seda 4-0 Lembert.
Zımba çizgilerini ipek iplikle Lembert dikişleriyle güçlendiriyorum.
Toma una engrapadora de mi escritorio...
Masamdan tel zımba almış...
- Una grapadora, Sr. Clarke.
Zımba, Bay Clarke.
Voy a quitarle las grapas.
Artık şu zımba tellerini alalım.
- No.
Adamın biri zımba tabancası sokmaya çalışmış.