Translate.vc / español → turco / Medieval
Medieval traducir turco
546 traducción paralela
Los espíritus malignos de las épocas antiguas se transformaron en el folklore medieval en demonios, husmeando por ahí y tentando a los niños.
Eski çağlardaki kötü ruhlar Orta Çağ'da etrafta sinsice dolaşıp çocukları kandıran şeytanlara dönüştü.
Por encima de la Tierra y sus océanos el hombre medieval imaginaba que primero habría una capa de aire
Yerkürenin ve sularının üzerinde Orta Çağ insanı ilk olarak bir hava katmanı hayal etti.
Y hay más conexiones aún entre la bruja medieval y la persona histérica actual.
Ve hâlâ Orta Çağ cadısı ile modern çağın histerik insanı arasında çok fazla bağlantı vardır.
¿ Soportaremos que un hombre convertido en ciudadano respetable de la comunidad vuelva a las sombras de la tortura medieval que lo acechan?
Toplumun saygın bir üyesi haline gelen bir insan orta çağdan kalma işkencelerin tehdidini tekrar hissetmeye başlamışken bir kenara çekilip izleyeceğiz mi?
Un castillo medieval.
Bir orta çağ kalesi.
Es medieval, emocionante y estimulante.
Orta çağ heyecan verici ve canlandırıcı.
- Se ha quejado de las persecuciones y ha dicho que no trataría con un maníaco medieval.
Dindaşlarının infazından yakındı ve bu şartlar altında ortaçağ manyağıyla anlaşamayacağını söyledi.
Llame a los milicianos. Montamos un espectáculo medieval en el ghetto.
Gettoda küçük bir ortaçağ eğlencesi düzenleyeceğiz.
Sus expresiones tienen el toque de Baretto, casi medieval.
İfadenizde bir Baretto havası var, neredeyse ortaçağa ait.
Suena medieval.
Tam ortaçağlık bir söz.
"Para James Lee Bartlow, cuyo primer libro"... y bla bla egresado de Harvard y la Sorbonne... 1949, profesor de historia medieval de una destacada Universidad del Sur ".
Poolitzer "James Lee Bartlow'a" kitabın ilk sahibi vs vs "Harvard ve Sorbonne'dan mezun olmuş"... "1949, Doğudaki bir üniversitede Orta Çağ Tarih Profesörü"
Es una vieja costumbre medieval, esa de secuestrar reyes.
Kralları kaçırmak eski bir ortaçağ adetidir.
Allí, todo es medieval, el arado, todo...
Burada herşey ortaçağca, saban vb...
Una batalla es inminente entre los ejércitos del Este y el Oeste - Por la supremacía en Japón medieval
Ortaçağ Japonya'sında hakimiyet kurmak için, Doğu ve Batı orduları arasında büyük bir savaş gerçekleşti.
¡ Vamos a ver la ciudadela medieval!
Boşmuş. Bu kasabada gerçekten hiç kadın yok mu?
Kyoto, Capital del Japón Medieval
KYOTO Ortaçağ Japonya'sının finans şehri.
- Nada tan medieval.
- Bu kadar ortaçağa ait olmaz.
Suena a santo medieval quemado en la hoguera. - ¿ Y usted?
Eski zamanlarda yaşamış, yakılarak öldürülmüş bir aziz adı gibi.
Eso es medieval, tan seguro como que la Tierra es redonda.
Bu şahsiyetin Orta Çağ'dan kaldığı dünyanın yuvarlaklığı kadar kesin.
sólo intento impedir que los retrógrados vicien con ignorancia medieval la Constitución de los Estados Unidos.
Birleşik Devletler Anayasasına ortaçağ saçmalıklarının girmesini ve ilerleme karşıtlarını önlemeye çalışıyorum.
Así que ahora está por ahí en la sección medieval, matando a un dragón.
Şu tarafta Orta Çağ Bölümünde. Bir ejderhayı öldürüyor.
Esto es un lío medieval.
Bir büyük ortaçağ karmaşası.
Aun en esta era medieval y retrógrada, uno debe saber a dónde va.
Bu berbat geri kalmış ortaçağda bile. Nereye gidiyor olduğunu bilmen gerekiyor, değil mi?
Como San Luis bajo la encina. Igualito que un rey medieval.
Aziz Louis acaba bu kadar eziyet çekmiş miydi?
- Parece un poco medieval.
- Orta çağa ait gibi.
EI filósofo medieval tenía razón.
Ortaçağ felsefecileri haklıymış.
Esto es un salvajismo medieval.
Bu bir ortaçağ vahşiliği.
Construí en el lugar que ocupaba una capilla medieval.
Ortaçağa ait bir kilisenin üzerine inşa ettim.
iEres totalmente medieval!
Amma geri kafalısın.
En su lugar, el cineasta ha intentado recrear el mundo interior del poeta a través de las aprensiones de su alma, sus pasiones y tormentos, usando ampliamente el simbolismo y las alegorías propias de la tradición de los poetas - trovadores de la Armenia medieval ( Asough ).
Bu film bir ozanın hayat hikayesini anlatmıyor. Bunun yerine yönetmen geleneksel ortaçağ gezgini olan ozanın yaşamış olduğu çileyi, çektiği cefayı, iniş çıkışlarını... ve ruhunun derinliklerindeki endişelerden esinlenerek,... ozanın iç dünyasını sembolik ve imgesel olarak canlandırmıştır.
"Juntos peleamos contra la barbarie medieval".
"Topyekûn Orta Çağa barbarlığına karşı savaş veriyoruz."
La torre es un ejemplar interesante... de la arquitectura medieval.
Kale orta çağ mimarisine ilginç bir örnek teşkil ediyor.
Sabes, Paul a veces creo que te sentirías mucho mejor en un castillo medieval.
Biliyorsun, Paul, bazen bir ortaçağ şatosunda kendini daha çok evinde hissedeceğini düşünüyorum.
Esparta, Roma, la Europa medieval, los Samurai.
Sparta, Roma, Avrupa şövalyeleri, samuraylar.
Es un término y concepto de San Agustín... que se ha sostenido durante varios siglos, en toda Ia filosofía medieval.
Saint Augustine'e göre "Aydınlanma" bakış açısı ve miattır. Bakış açısı ve miat uzun zaman boyunca geçerliliğini korudu tüm orta çağ psikolojisince.
Está el Mundo Medieval, el Mundo Romano y, por supuesto, Mundo Western.
Ortaçağ Dünyası, Roma Dünyası yada tabiî ki Batı Dünyası.
¿ Por qué no nos llama y viene en nuestro Hovercraft a Mundo Medieval, Mundo Romano y Mundo Western?
Neden hoverkraft'larımızla... Ortaçağ, Roma yada Batı Dünyasına gitmiyorsunuz?
Esto es Mundo Medieval, donde hemos reconstruido el siglo 13 en Europa.
Burası ise 13. yüzyıl Avrupa'sı baz alınarak yaratılan Ortaçağ Dünyası.
El Mundo Medieval existe para Ud, el cliente.
Ortaçağ Dünyası sizin için var, sayın ziyaretçi.
Entonces, el Mundo Medieval comenzó a tener problemas.
Sonra da Ortaçağ sorun olmaya başladı.
Por qué no hace los arreglos para tomar nuestro Todo terreno hasta el Mundo Medieval, el Mundo Romano y el Mundo del Oeste.
Neden hoverkraft'larımızla... Ortaçağ, Roma yada Batı Dünyasına gitmiyorsunuz?
Hoy, el emocionante relato medieval "Ivanhoe"... una historia de amor y de guerra, de violencia y de caballería... en pleno esplendor de la Inglaterra del siglo XIII.
Bu kez heyecanlı ortaçağ macera romanı Ivanhoe. Coşkulu bir aşk ve savaş, şiddet ve şövalyelik hikayesi. 13. yüzyıl İngiltere'sinin debdebe ve şaşaasında geçmektedir.
El oso hormiguero parece un caballero medieval cansado.
Pullu karınca yiyen, zırhlar içinde, yorgun bir ortaçağ şövalyesi gibi görünüyor.
¿ Estás sugiriendo la costumbre medieval de la tortura?
- Sevgili Kontum, ortaçağ işkencesine önerebileceğiniz bişey var mı?
No era en la era medieval, eso ocurría hace poco tiempo.
Orta Çağ'da olmadı bunlar, çok uzun zaman öncesi değildi.
Mi nombre es Profesor Guy Gabroir... autoridad del castillo medieval de Marsella.
Ben ProfesÖr Guy Gabroir... Marseilles'den gelen bir orta çağ şatoları uzmanıyım.
Cuando yo era joven la gente así era castigada al estilo medieval.
Ben gençken. insanlar orta çağa özgü yollarla ceza veren Ğ'yi beğenirdi.
Tienen aspecto medieval, pero es que soy un romántico.
Orta çağdakileri andıra bilirler... fakat ben bir duygusalım.
El dinero falso que inevitablemente se movió en las sombras de una creciente Europa medieval.
Ortaçağ Avrupa'sındaki ayaklanmalar ile sahte paralar ister istemez harekete geçti.
Su arquitectura es poco frecuente en España y da a las calles un aspecto medieval.
Bu mimari İspanya'da pek yaygın olmamakla birlikte sokaklara da Orta Çağ görünümü verir.
¡ Qué bárbaros! Esto es un embrollo medieval.
Ne dağınıklık ama ortaçağ karışıklığı.