Translate.vc / español → turco / Monton
Monton traducir turco
790 traducción paralela
Quiero invitar a un monton de gente.
Çok insan davet etmek istiyorum.
Hay monton de cosas que tu no sabes, Cody!
Bilmediğin çok şey var Cody. Beyler!
Es un monton de dinero, aun por la cabeza de Calem Ware.
Calem Ware'in kellesi için bile çok para.
El solia ser muy unido con Ben Wryson y el monton en San Antone... hasta que Wryson le metio tres balazos.
San Antone'da, Ben Wryson ve çetesine dahildi. Wryson ona üç kurşun sıktırana dek.
Las mujeres cierran sus ojos a un monton de cosas, Doc... cuando aman al hombre equivocado.
Kadınlar yanlış erkeği sevdiklerinde gözlerini birçok şeye kapatırlar.
Tenemos un monton de cosas que hacer.
Yapacak çok işimiz var.
Un monton de vagas descripciones, Mire :
Bir sürü muğlak tarif. Buyurun :..
No puedo tener un monton de niños por todas partes.
Her yerde bir sürü çocukla uğraşamam.
" hay un monton de peniques.
" sent'lerden oluşan bir yığın var.
Eso es un monton de dinero
Bu çok para.
Hay un monton de policías afuera.
Dışarıda milyonlarca polis var.
Hogfield, a la izquierda, colocaos alrededor de ese monton de maleza.
Hogfield, sola git ve adamları şu çalı yığının etrafında topla.
Ese mexicano... Recogé esa hojarasca y ponela en ese monton.
Sen, Meksikalı, şu süprüntüleri al ve bu yığının üstüne koy.
Oh, Babs, va a venir a la fiesta como mi pareja Y Cotton me compro un monton de huevos hoy.
Oh, Babs, partiye benim eşim olarak gelecek ve Cotton bugün bana birçok yumurta aldı.
Dimos vueltas por Broadway y vi un monton de viejos amigos
Dün gece Broadway'e gittim ve birçok eski arkadaşımı gördüm.
Ustedes parecen un monton de perro ladrando.
Bir tazı sürüsü gibi davranıyorsunuz.
Me gustaría tener un monton... Voy a coger unos negros, tengo el dinero para ello.
Bana bir sürü hediye gelecek herhalde... ve ben de hepsini geri götürüp, paralarını alacağım.
para recoger un monton de dinero?
... böylece yüklü bir miktar para koparacak oluşumuza işe yaramaz mı diyorsun?
Le has oído hablar de "un monton de dinero".
Yüklü miktarda para ele geçirme konusunda konuştuğunu duydun.
"Vendedor de periodicos de nuevo golpeado por monton de periodicos"
Gazete satıcısı, dağıtımcıdan yine kazık yedi.
lun estudio tan grande como este y ninguna estrella en el monton!
İşe bak. Bu kadar büyük bir stüdyoda tek bir yıldız bile yok. "
¡ Haced esto! ¡ Llenad el carro! ¡ Un monton de alimentos!
Ne yapın biliyor musunuz arabanızı ağzına kadar doldurun.
Podriamos vivir eternamente en vez de convertirnos en un monton de polvo.
Küçük bir toz yığınına dönmektense burada sonsuza dek yaşanabilir.
Te he dicho mil veces que has de tener un monton de insecticidas en casa.
Sana bin defa söyledim evde böcek ilacı bulundur diye.
Vaya que tengo un monton de trabajo, y soy sujeto de insultos.
Dürüst insanların işlerine hakaret etmek, kendilerine hakaret etmektir. Beni öldürseydiniz, daha iyiydi.
Tiene que haber como un millon, como una aguja en un monton de paja.
Tıpkı samanlıkta bir iğne gibi, milyonlarca olmalı.
Esta gran casa, tiene que tener un monton de basura que puedan vender.
Bu büyük ev, satabileceğiniz bir sürü eşya olmalı.
Con un monton de gente de su edad.
Onun yaşında bir çok insan orada yaşıyor.
Tenemos un monton de problemas. Ya ves, soy bastante prominente y accidentalmente matamos a mi marido
Görüyorsun ben oldukça önemli bir kimseyim... ve biz, yanlışlıkla, kocamı öldürdük.
Quedan tambien un monton para ti
Senin için de var baya, tatlı şey.
Tendra un monton de dinero ahorrado.
Bugünlerde o dediği olur.
¿ Yel monton de pasta que has ganado tiempo atras?
- Kazandığın onca para ne oldu?
Hay un monton ahi arriba.
Orada bunlardan bir sürü var.
Y UN MONTON DE SATISFACCION...
"Bundan büyük memnunluk duyacaksın".
Lo que dijo fue un monton de basura.
Size anlattığı herşey tamamen saçmalık.
Quién quiere ver un monton de idiotas destrozando autos?
Bir avuç otuzbircinin arabaları çarpıştırmasını kim izlemek ister ki? Ben isterim mesela.
Apuesto a que los profesores tendrán un monton de niños de tu edad.
Bahse girerim senin yaşında çocuğu olan bir dolu profösör olacak.
se trata de un monton de diversión pero...
Bu çok eğlenceli, ama...
No es nada, solo un monton de punks de mierda que viven en la casa frente al parque. Asi que, vamos a ir a recuperar el respeto.
Parkın karşısında yaşayan birkaç serseri çocuk bunlar sadece.
La extraño un monton
Hemde çok özlüyorum.
A perdido un monton de sangre.
Çok kan kaybetti.
La Guerrilla es un monton de cobardes quienes son vulnerables e inconfiables.
Gerilla, savunmasız ve güvenilmez olan tembellerin bir demetini ifade eder.
Son todos ustedes un monton de animales!
Siz hepiniz bir demet hayvansınız!
Si el Vietcong pusiera sus manos sobre este monton de cosas, montones de personas moriran.
Eğer Vietconglular bu yavruları ele geçirirse bir sürü insan ölür.
Entra a un bar con un monton de mierda en la mano y dice : "¡ Miren lo que casi pise!".
Avucunda koca bir bok yığınıyla bara girer ve der ki "Bakın az daha neye basıyordum!"
hacer un monton de dinero mañana, pequeño.
Yarın çok para kazanacağız, ufaklık.
cuando cae la tarde ya hay un monton sobre mi.
Boka, çok ağırlar!
Acerquense, amigos! si eres afortunado conseguiras un monton de vegetales cultivados por el famoso jardinero, Gipping, que trabaja con la Reina en el Palacio de Buckingham. Acerquense, amigos!
Haydi gelin, haydi gelin, şanslıysanız, Buckingham Sarayı Kral ve Kraliçessinin ünlü bahçıvanı
Un monton de musculatura! - Un verdadero Titan.
Şu kaslara bak!
, Monton de chatarra. Mira, yo soy como tu, Yo trabajo aquí. ¿ Ves?
Bak, ben de senin gibiyim.
Que monton de porquería.
- Tam bir saçmalık yığını.