English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / español → turco / Mor

Mor traducir turco

2,467 traducción paralela
Conseguí de los púrpuras.
Mor olanları aldım.
Papá de Brick. ¿ Debo usar brillo rosa o púrpura?
- Brick'in babası? Pembe mi yoksa mor mu sim kullanmalıyım?
¿ Rosa o morado?
Pembe ya da mor?
Por eso el gas sale de color púrpura.
Bu yüzden çıkan gaz mor renkte.
Su ojo negro.
- Mor göze sebep olan durum.
Todos los detalles están en un papel morado en mi computadora.
Tüm detaylar bilgisayarıma yapıştırılmış bir mor notta yazıyor.
Pintarlo de negro no es problema comparado a lo que un papel morado puede causar.
Bir mor kağıt parçasının neden olabileceği meselede onu siyaha boyamanın hiçbir faydası olmaz.
Te quité el deber de los regalos y te puse una nota adhesiva.
Seni hediye görevinden aldım ve sana yapıştırılmış mor not bıraktım.
- ¿ Qué nota adhesiva?
Hangi yapıştırılmış mor not?
Estos son púrpura.
Bunlar mor.
Negro, con gafas camisa morada, chaqueta oscura.
Gözlüklü, siyahi adamı? Mor gömlekli, siyah ceketliyi?
Morado, verde fosforescente y dorado.
Mor, fosforlu yeşil ve sarı.
Entonces, un hombre con cosquilleos en la garganta y el burro lo mira fijamente y sin perder el ritmo le dice "Sombrero morado".
Bir adamın boğazında gıcık varmış... Ve eşek adamın gözünün içine bakıp hiç tereddüt etmeden "Mor şapka" demiş.
Sombrero morado, papá.
Mor şapka baba.
Dijo "Sombrero morado".
"Mor şapka" dedi.
Sombrero morado.
Mor şapka.
Annie, mira, todos tus bolígrafos morados están aquí.
Bak Annie, tüm mor kalemlerin burada.
# Sasafrás y aceite de banana... # # Soy una hermosa chica de cabello púrpura. #
Ne yazım var ne de kışım mor saçlı güzel bir kızım.
Quiero disculparme con ella por el ojo morado.
Mor gözü için ondan özür dilemek istiyorum.
Es púrpura.
Hem de mor.
Magenta.
Mor.
Si hay pianos púrpura involucrados, estoy a bordo.
Eğer işin içinde mor piyanolar varsa, ben de varım.
Los arreglé los pinté púrpura y así nació el Proyecto del Piano Púrpura.
Hepsini tamir ettim, mora boyadım ve Mor Piyano Projesi doğdu.
¿ Viste esos pianos violetas, por la escuela?
Tamam mı? Okuldaki mor piyanoları gördün mü?
Hay pianos violetas contaminando la escuela y voy a verme débil si me veo incapaz de controlar mi espacio de trabajo.
Okulu kirleten mor piyanolar görüyorum ve kendi iş ortamımı kontrol edemiyor gibi görünürsem zayıf biri olarak algılanırım.
Espera, ¿ aquí hay un piano violeta?
- Ne? Burada mor piyano mu var?
Como estos pianos púrpuras, nos arrancaron las agallas arrojaron basura sobre nosotros y nos incendiaron. Sí.
Mor piyanolara yaptıkları gibi, bağırsaklarımızı döktüler üstümüze çöp attılar ve bizi yaktılar.
Púrpura, verde, azul.
Mor, yeşil, mavi.
Bueno, eso es demasiado malo porque en este momento me gustaría posponer la realidad y soñar con gatitos púrpuras o elefantes voladores o... sólo... no importa.
- Bu çok kötü. Çünkü şu anda mor kedilerin ya da uçan fillerin gezdiği rüyalarda dolaşmayı isterdim. Neyse, boşver.
¿ Tenemos que buscar un hombre morado de extremidades delgadas?
Ne yani sıska kollu bacaklı mor bir adam mı arayacağız?
Un ramillete violeta cariño.
Mor menekşeler, tatlım.
¿ Ves estas células moradas?
Şu mor hücreleri görüyor musun?
¿ Los fines de semana que vienes morado?
Mor döndüğün hafta sonlarına mı?
El color favorito de El es el morado.
El, mor rengi sever.
Susan, no puedes sorprenderte de que hayan consecuencias cuando apareces en Internet con un plumero y un sostén púrpura.
Susan, elinde toz beziyle görüntülerini internette, yayınladığında bunun sonuçları seni şaşırtmamalı. Özellikle de mor bir sütyen giyerken.
Y prometo que nada de plumero ni sostén púrpura.
Size söz veriyorum. Kuş tüyü toz bezi yok, mor sütyen yok..
Púrpura. Como que luce genial.
Mor renk ona gerçekten çok yakışıyor.
Así que, fui por Justin al aeropuerto, y traía un Mercedes púrpura con rines.
Gidip Justin'ı havaalanından aldım. Mor tekerlekli iri bir mercedesim var.
¿ Supongo que no encontraron ninguna de los frutas púrpura que trajimos hace tiempo?
Şu mor meyvelerden bulmuşlar mıdır acaba?
- Al llegar usa la palanca morada del panel cercano para bajar los escudos. - ¡ El guapo!
Oraya ulaştığınızda, en yakın panelden mor... -... kaydıracı kullanarak kalkanları indirin. - Güzel olan mı?
Castaña, vestido púrpura, corto.
Esmer, mor elbiseli, dekolteli.
Morena, vestido púrpura corto.
Esmer, mor elbiseli, dekolteli.
Él no se está creyendo tu historia sobre la chica con los guantes morados, tu historia sobre el tipo con las cejas, o toda esa cosa sobre artefactos peligrosos.
Mor eldivenli kız kaşlı adam ve bütün o tehlikeli objelerle ilgili hikâyelerine inanmıyor.
Tú tenías la barra de Tremolo y los guantes púrpura...
Senin titrek çubuğun ve mor eldivenlerin vardı.
Leo está pasando por su fase púrpura.
Leo bu sıralar mor modunda.
Yo visto de morado, ¡ Es mía!
Ben mor giyiyorum, o benim!
No había mallas moradas en tu talla, Em pero te prometo que seguiré buscando, ¿ de acuerdo?
Em, bedenine göre mor taytları yoktu ama aramaya devam edeceğim, söz veriyorum, tamam mı?
La morada.
- Ne? - Mor olan.
- Escribiste "púrpura".
"Mor" yazmıştın.
Su padre es el tipo rico que donó los pianos púrpuras.
Babası mor piyanoları bağışlayan zengin adam.
¿ Qué está haciendo el piano púrpura aquí?
Mor piyanonun burada ne işi var?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]