Translate.vc / español → turco / Muerta
Muerta traducir turco
24,596 traducción paralela
Preferiría caer muerta.
Ölmeyi tercih ederim.
Aún te aferras a su recuerdo... te aferras a su pequeña mano muerta.
Halen onun hatırasına, onun cansız küçücük eline tutunarak yaşıyorsun.
Oigo disparos y gritos... "¡ La señora alemana está muerta!". Entonces empezáis de nuevo.
- Silah sesleri ve bağırışlar "Alman kadın öldü." sesleri sonra dön başa tekrar.
Pues, Hannah estaba muerta antes.
Hannah önceden de ölüydü ama.
Veo a una niñita que ya está muerta.
Çoktan ölmüş küçük bir kız.
Madre... está... muerta!
- Annemiz öldü!
O sea, ¿ quién quiere a Retro Girl muerta?
Yani, kim Retro Girl'ü öldürmek ister?
Ella iba a dejarlo, así que la mataste, porque valía más muerta que viva.
Emekli olacaktı, bu yüzden onu öldürttün, çünkü ölüyken daha çok para ediyordu.
Nina está muerta.
Nina öldü.
Dentro de 20 años espero estar muerta.
Yirmi yıl sonra ölmüş olurum.
Muerta.
Yine ölmüş olurum.
No está muerta.
Ölmedi.
De tu hija muerta.
Kızının vefatı için.
Desde hoy mi hija está muerta.
Benim kızım bugün öldü.
Y el doctor la declaró muerta.
ve doktor öldüğünü söyledi.
Resulta que no está muerta.
Görünüşe göre o ölmemiş.
Pero si Charlotte Konig está detrás de la confianza y ahora está muerta...
Ama o yedieminin arkasında Charlotte Konig'miş ve şimdi öldü.
Mi pobre Flora está muerta.
Zavallı... Zavallı Flora'm öldü.
Tenemos una amiga muerta, ¿ te acuerdas?
Ölü bir arkadaşımız var. Hatırlar mısın bilmem.
La última demandante está muerta.
Son davacı öldü nihayetinde.
Y la prueba de ello es una mujer muerta.
Ve bunun kanıtı ölü bir kadın.
Y lo que me molesta más que nada es que mientras Gina está muerta y Malaya está arriba golpeada y con heridas, yo estoy pensando sobre nosotros.
Beni daha çok üzen başka bir şey ise Gina ölürken, Malaya yukarıda yaralı bir hâlde sürünürken benim bizi düşünüyor olmam.
Si quiere hablar con alguien que quisiera a Leslie muerta, debe hablar con el chico que solía ser su compañero.
Leslie'nin ölümü ile ilgili biriyle konuşacaksanız eğer eskiden onun ortağı olan adam ile konuşmanız lazım.
Con Leslie muerta, te puedes mudar a París.
Leslie ölünce Paris'e taşınacaktınız.
Cuando oí que estaba muerta, Yo le dije que quería salir, o me gustaría ir por encima de su cabeza.
Öldüğünü duyunca çıkmak istediğimi yoksa amirine söyleyeceğimi söyledim.
Él creía que estaba muerta.
Gerçekten öldüğümü sandı.
Decían : " Chica muerta caminando.
Şöyle yazıyordu : " Ölü kız yürüyor.
Nos dijeron que no había nada que pudiera hacerse... porque no hay ley en orden... para fotografías de gente muerta, porque, cuando fallecen... sus derechos de privacidad fallecen con ellos.
Bize, yapılacak hiçbir şey yok dendi çünkü ölü insanların fotoğraflarıyla ilgili bir yasa yoktu. Çünkü ölünce, mahremiyet hakları da onlarla birlikte gidiyordu.
Han encontrado muerta a otra mujer envuelta de la cabeza a los pies en una sábana, esta vez en la cocina.
Bir kadın daha öldürülmüş, bu kez çarşafa sarılı olarak mutfakta bulunmuş.
Atrás... o está muerta.
Geri çekilin yoksa ölür.
Seré franca. Está muerta.
Açık sözlü olucam o öldü
Si no estás muerta... te escucho.
Ölü değilsen dinliyorum
No estoy tan muerta, ¿ verdad?
Çokda ölü değilim dimi?
Jane está muerta, Quentin.
Jane öldü, Quentin.
La oficina está muerta.
... artık ofis mofis yok, ofis gitti.
Es decir, robar una identidad, robar un número de seguridad social de una mujer muerta... de dos personas.
Yani kimlik çalmak. Ölmüş bir kadının sosyal güvenlik numarasını çalmak. İki ölmüş insanın, değil mi?
También sé que me dejaste creer que Elena estaba muerta para ayudarte a matar a Rayna, que ya escapó de ti una vez.
Ayrıca Rayna'yı öldürmene yardım etmem için Elena'nın öldüğüne inanmama izin verdiğini de biliyorum. Ki elinden bir kere kaçtı bile.
Porque hasta ayer, pensaba que Elena estaba muerta.
Çünkü düne kadar Elena'yı ölü sanıyordum.
Lily está muerta, no tengo donde vivir, ningún pueblo al que llamar hogar.
Lily öldü. Yaşayacak bir yerim yok. Hiçbir kasaba evim değil.
Está muerta por ahora.
Şimdilik öldü.
Está muerta.
- O öldü.
Estaba muerta.
Ölmüştüm.
Está muerta, lo sé.
Öldü, biliyorum.
Sé que está muerta.
Öldüğünü biliyorum.
estabas tan quieta, sólo quería asegurarte de que no estabas muerta.
Kıpırdamıyordun, ölmediğine emin olmak istedim.
¡ Y ahora tu mujer está muerta!
Artık karın öldü!
¿ Tu madre está muerta?
Annen öldü mü?
Si te mueves, estás muerta.
Hareket edersen, ölürsün.
Pensé que estabas muerta.
Öldün sanmıştım.
Está muerta.
Ölmüş.
No quiero oír que nuestros cañones dejan de disparar hasta que la última de esas bestias esté muerta.
Bu yaratıklar ölünceye kadar silahlarımızın susmasını istemiyorum.