Murray traducir turco

- Confía en mí, Murray.

- Bana güvenebilirsin, Murray.

- Puede que no nos dejen entrar.

- Girmesek daha iyi olacak, Murray.

Yo no quería ir a ese local, Murray.

Ben gece kulübüne gitmek istememiştim, Murray.

Murray, Bret, ésta es mi novia, Keitha.

Murray, Bret, Bu benim kız arkadaşım Keitha.

Nos vemos, Murray.

Görüşürüz, Murray.

Dice : "Murray Hill 4185." ¡ No hay suficientes números!

Burada Yazan : "Murray Hill, 4185". Numaralar eksik!

En la escala de nuestro intento de ocupar un puesto de avanzada checo en 1981 el cual fué penetrado por bill murray, harold ramis y su banda de soldados extraños que ni siquiera se graduaron.

Hem de 1981'deki, Bill Murray, Harold Ramis ve onların mezun bile olamamış, uyumsuz, ayak takımı askerleri tarafından engellenen, Çekoslavakya'yı istila etme girişimimiz derecesinde bir utanç.

El juez Murray Goodman lo condena a cuatro meses de trabajos forzados en la cárcel del condado de Dade.

Yargıç Murray Goodman, Jim'e Dade County hapishanesinde dört ay ağır hapis cezası verir.

Soy Murray.

Ben Murray.

- Murray.

- Murray.

Qué te ha parecido, Murray?

Ne düşünüyorsun, Murray? Nasıldı sence?

- Nos vemos. - Nos vemos, Murray.

Sonra görüşürüz, Murray.

- Hola, Murray.

- Merhaba, Murray.

Murray.

Murray...

- No, Murray.

- Hayır, Murray.

- No cantamos canciones de otros.

- Murray, başkalarının şarkılarını söylemiyoruz.

Perdona Murray.

Özür dilerim, Murray.

Has visto "Cars", Murray?

"Arabalar" filmini seyrettin mi Murray?

- Gracias Murray, bien hecho.

- Bunun için sağ ol, Murray. Başarıyla işin altından kalktın.

- Pon "Murray, co-creador".

Şey olarak... - Şey yaz, "Murray, Yardımcı-yaratıcı."

Murray, cuándo voy a conocer al Presidente?

Murray size başkanla görüşeceğimi söyledi mi? Ne zamandı, Murray?

Qué tengo hasta entonces, Murray?

O zamana kadarki programım ne, Murray?

Murray, deberías llevarlo tú.

- Murray, ona New York'u sen gezdirmelisin.

Pero Murray, no podemos llevar al Primer Ministro por ahí.

Ama Murray, başbakanı biz gezdiremeyiz.

- Soy Murray Hewitt.

- Bakın, özür dilerim. Ben Murray Hewitt.

Pero el número de teléfono es el mismo. No es así, Murray?

Ama telefon numarası aynı değil mi, Murray?

- No es así, Murray?

- Öyle değil mi, Murray? - Evet.

Qué pasa, Murray?

Olay nedir, Murray?

Murray, me has mentido.

Murray, bana yalan söyledin.

"Disculpa oficial presentada por Murray Hewitt".

" Murray Hewitt'ten resmi bir özür geldi.

Estaba pensando, Murray.

Aslında, onun hakkında da düşündüm, Murray.

- Tú que puedes llevar, Murray?

- Sen ne getirebilirsin, Murray?

Señor Presidente, me gustaría presentarle al responsable de esta velada histórica, Murray Hewitt, delegado cultural de Nueva Zelanda aquí en Nueva York.

Sadece sür. Sayın Başkan, bu tarihi buluşmayı düzenleyen adamla sizi tanıştırmak istiyorum...

De qué habla, Murray?

Neden bahsediyor bu, Murray?

- Murray, presente

- Evet, Murray, burada.

Podemos dormir en tu casa hoy, Murray?

Bu gece sende kalabilir miyiz, Murray?

Murray, quién es ella?

Murray, bu kadın kim?

Murray Hewitt. Presente

Murray Hewitt burada.

Murray tenía razón fue una gran idea hacer un musical.

Murray haklıydı. Müzikal sahnelemek harika bir fikirdi.

Murray es el mejor

Murray muhteşem biri.

Gracias, Murray!

Sağ ol, Murray!

Murray, wow, estos chicos son realmente guapos. ¿ Quiénes son?

Murray, bu çocuklar çok havalı.

- Lárgate, Murray.

- Defol, Murray.

- Hola, soy Murray.

- Evet. - Merhaba, ben Murray.

Paula es la segunda de abordo después de mí y luego tú y luego Greg.

Neyse, Murray, yetki benden sonra Paula'da. sonra sende ve sonra Greg'te.

Paula, ¿ podrías por favor preguntar a Murray qué hora es?

Paula, Murray'e saatin kaç olduğunu sorar mısın?

Ehi, Murray, ¿ qué hora es?

Şey, Murray, saatin var mı?

Murray, presente.

Murray, burada.

Murray, ¿ tienes una goma?

Murray, silgin var mı?

- Lo que sea, Murray.

- Her neyse, Murray.

- Paula, Murray.

- Paula, Murray.