English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / español → turco / Nirvana

Nirvana traducir turco

292 traducción paralela
Los seguidores piadosos juzgamos que la luna otoñal del iluminado ha estado eternamente oculta en las nubes del Nirvana.
Ey dindar müritlerimiz... Alimin sonbahar kamerinin ebediyyen Nirvana'nın bulutuna gizlendiğini farzederiz.
Se ira a su propio nirvana. Asi lo llaman en sus libros, no es cierto sr. Wordsworth?
Kütüphaneci kendi Nirvana'sına gidecek.
Que todo el país vea como afronta la muerte un hombre de acero. Usted también se acerca al nirvana.
Bırak tüm ülke çelik yürekli bir adamın ölümle nasıl yüzleştiğini görsün.
Howard dice que significa lo mismo que "nirvana".
Howard, bunun "nirvana" yla aynı anlama geldiğini söylüyor.
En el Nirvana, la sala del fondo.
Nirvana Kenti, arka oda.
Oh, bueno, la cueva del Sr. Robinson nunca ha sido...
Bay Robinson'un mağarası nirvana görmüş mü ki?
¡ Es el Nirvana, no la Nada!
Bu Nirvana, hiçlik değil!
¿ Existe la conciencia en el Nirvana?
Nirvana'da bilinç var mı?
Sesenta y no llego al nirvana.
Altmış. Ve hala aydınlanmaya ulaşamamış!
Pero nunca alcanzara el nirvana.
Fakat hiçbir zaman aydınlanmaya ulaşamayacak.
El nirvana, debemos pensar que es un instrumento de la mente.
NİRVANA Bunu bilinçli zihnin aydınlanması olarak düşünmeliyiz.
Estoy en el nirvana, no me moleste.
Çok huzurluyum. Beni rahatsız etme.
Entonces decidiste psicoanalizarte, desde Esalen hasta la Gestalt hasta el encuentro de grupos de intercambio para lograr ascender hasta el Nirvana, ¿ eh?
Tahlilden Esalen'e, Gestalt'a, karşılaşım gruplarına etkileşime, Nirvana'ya geçtin, öyle mi?
- Hace tres noches que no duermo. - ¿ Estas enfermo? .
Karşı kıyıda Nirvana'ya ulaşmam gerekiyor, ama yapamıyorum.
Quiero dejar esta orilla, y marchar allá dónde todo es tranquilidad, el Nirvana, en la otra orilla... pero no puedo.
Bir adım atıyorum, koyuna dönüşüyorum bir adım geri geliyorum, yine kendime dönüşüyorum. - Senin de mi evhamların var?
Nirvana, ¿ quieres un poco?
Nirvana, sen istemiyor musun?
Era el Senador Robert McLean para News Desk que emite la KABC de Los Ángeles.
Teşekkürler sayın Senator Robert McLean. Los Angeles KABC Haber Masası'ndan Geri Nichols. Nirvana, ne kadar kalacağız burada?
Nirvana.
Nirvana.
Busca y captura contra Nirvana, Charles Wilson, por asesinato.
Nirvana olarak bilinen, Charles Wilson'u cinayetten tutuklayacağız.
"Cámara Arhant, Templo Shaolin"
"Nirvana Salonu, Şaolin Tapınağı"
Rezaremos 3 días y 3 noches por nuestros hermanos, para que puedan alcanzar pronto el nirvana.
Ölenler için, 3 gün ve 3 gece.... dua edeceğiz ruhları nirvanaya ulaşabilir böylece
En palabras simples, Srta. Quested la vida es una rueda de muchos radios un ciclo de vida constante, nacimiento muerte y renacimiento hasta que alcanzamos el nirvana.
Basitçe söylemek gerekirse, Bayan Quested, hayat üzerinde bir sürü hâresi olan bir çarktır. Sonu olmayan bir yaşam, doğum, ölüm ve tekrar doğum silsilesi. Ta ki nirvanaya ulaşana dek.
publicaciones NIRVANA
NİRVANA YAYlNClLlK
Lo de la basura es una parada en el camino hacia el nirvana.
Çöp işini Nirvana'ya giden yolda bir durak olarak düşün.
- ¿ Nirvana?
- Nirvana?
El síndrome karma-nirvana...
- Karma Nirvana sendromu bir yığın saçmalık korkarım. Hayır.
En cuanto llegue Red, me iré tres días al nirvana.
Red gelip beni alacak ve üç günlük nirvana yolculuğum başlayacak.
Me llevaré tu cinta de Nirvana.
Ama ben Nirvana kasetini ödünç aldım tamam mı?
El camino al nirvana nunca ha sido seguro sino intrincado y escabroso.
Nirvanaya giden yol asla güvenli değil zor ve sarptır.
Lejos de pensamientos engañosos. Eso es el Nirvana.
Aldatıcı düşüncelerin çok ötesinde, işte bu Nirvana. "
Nirvana?
Nirvana?
- Y Nirvana.
- Ve "Nirvana".
mira... - Mi dios. - mira eso.... una deidad que representa a Buda... poco antes de ir para el Nirvana... despues de renunciar, a todos los deseos terrenales.
Bu figür, Buda'yı nirvana'ya ulaşmasından hemen önce tasvir etmektedir.
- Llego al nirvana y al portal místico.
Gizemli bir yer bizi bekliyor.
Tendrá que buscar iluminación en otro lado.
Bay Hippi, Nirvana'yı başka bir yerde arayın.
Y situaré a los seres vivientes en el nirvana.
Ve yaşayan varlıkları nirvanaya götüreceğim.
Tal vez quieran entrar en el nirvana.
Belki "nirvana" ya ulaşmak istiyorlardır.
Esto es el nirvana para él.
Bu onun için nirvana.
Al otro lado de la ciudad, en Nirvana esquina con West Third Siddhartha ayudaba a Samantha a emprender su nuevo camino.
Siddhartha, Samantha'nın yolunu keşfetmesine yardım ediyordu.
Algunos nunca se recuperaron de Vietnam o de cuando su banda tocó con Nirvana.
Bazıları Vietnam Savaşını ya da Nirvana'nın konserini unutamaz.
Nirvana, "Huele a espíritu adolescente".
"Nevermind" dan "Smells Like Teen Spirit", Nirvana.
¿ Sex Pistols? ¿ Nirvana? ¿ Los Pitufos?
Sex Pistols mı, Nirvana mı, Şirinler tarzı mı?
No es una Nomad, ni una Némesis ni una Nirvana.
O ne bir Nomad, ne Nemesis ne de bir Nirvana.
Verdaderamente esta es la senda hacia el Nirvana.
Bu, Nirvana'ya giden gerçek bir patikadır.
- Yo estuve brevemente en el nirvana.
- Birkaç saniyeliğine uçmuştum.
Que tu pasas por tu vida Y si eres bueno, tu vas al paraiso o al nirvana o lo que sea.
Hayatınızı yaşarsınız ve iyi biriyseniz cennete ya da nirvanaya filan ulaşırsınız.
Alguien como yo debe tener un increíblemente largo camino al Nirvana.
Benim gibi birinin Nirvana'ya çok uzun yolu var.
Por favor, informa a Nirvana y a los demás clanes,
Lütfen Nirvana ve diğer klanlara gidip de ki ;....
Por qué no se sienta para que tengamos una pequeña charla?
Senin için de bir Nirvana var.
Esta por alcanzar el Nirvana.
Nirvana'ya.
Bien.
Bu sırada şehirde, Nirvana ve 3. caddenin köşesinde...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]