Translate.vc / español → turco / Nobles
Nobles traducir turco
1,375 traducción paralela
Miren que pacificos son con sus semejantes, suaves, nobles...
Bakın canlılarla nasıl da barış içinde yaşıyorlar. Nazikçe, asilce...
Es sobre saludar los hechos nobles de nuestros antepasados y honrar a los que cayeron en batalla.
Bu içmekle ilgili değil, Seven. Atalarımızın asil işlerini selamlıyoruz ve savaşta düşenleri şereflendiriyoruz.
Hay nobles con cerebro de pulga
Pire kadar beyni olmayan serin kanlılar.
Sería fabuloso si fuéramos más nobles, pero los chismes no serían tan buenos.
Biraz daha asil davransak iyi olurdu. O zaman da öyküler bu kadar iyi olmazdı.
Artículo 147 párrafo 9 inciso 3 : Nobles actos de redención.
Madde, paragraf, altbölüm "Başkalarını Düşünen Geri Alır."
Los traicioneros nobles rumanos, una clase privilegiada de hombres que buscan ganancias, colaboran con los turcos.
Kendi vatandaşlarının kanı pahasına hain Romanya soyluları Türklerle işbirliği yaptılar.
Se iba a Tirgoviste para verse con los nobles del país, y convencerlos de unirse contra el sultán.
Tirgoviste şehrinde soylular ile biraraya geldi ve Sultana karşı birlik çağrısı yaptı
¿ Unir a los nobles?
Soyluların birleşmesi?
Pero tu padre había sido asesinado, supuestamente por nobles rumanos, porque tu padre, Vlad Drácul, rehusó aceptar el acuerdo de los nobles con el sultán.
Ama baban soylular, tarafından öldürüldüyse. Çünkü baban Vlad Dracula Sultan ve soyluların birleşmesine karşı çıktı.
Aparte de los turcos, los verdaderos enemigos son los nobles rumanos que ayudan al sultán.
Senin asıl düşmanların Türk Sultan'dan yana olan Romanyalı soylulardır.
¿ Y cómo puedes estar tan seguro... tan seguro de que fueron los nobles?
Nasıl soylular olduğundan kesin emin olabiliriz?
Los nobles, claro.
Soylular, sonra.
¿ Qué prueba tenías de que los nobles habían asesinado a tu padre?
Babanı bu soyluların öldürdüğüne dair ne kanıtları buldun?
¿ Niegas haber mojado el pan en la sangre de los nobles?
Ekmeğini soyluların kanına batırdığını inkar ediyor musun?
Lo primero que hizo fue devolverles a los nobles sus propiedades y privilegios.
Yaptığı ilk şey soylulara arazi ve ayrıcalıklarını geri vermek oldu.
Planean entregárselo a los nobles al amanecer quienes lo sacarán de Rumania.
Şafakta onu Romanya dışına kaçıracak olan soylularla geri dönüşü için plan yapıyorlar.
Pero gobernó sólo dos años, y fue asesinado por nobles mientras estaba en la iglesia.
Fakat kiliseyle ilgileninceye kadar kendisine soylular tarafından suikast düzenlendi ve ancak 2 yıl yönetimde kalabildi.
Muchos oficiales, vividores sin dinero,... e incluso nobles de Namwon intentaron seducirla sin fin, pero todos fracasaron.
Orayı bile geçerim sevgilimin peşinde.
Sólo somos nobles de nombre.
Bizim soylu ismimiz var.
¡ Qué nobles sentimientos!
Ne asil düşünce!
Querrá decir Bombas Nobles.
"Yüce bomba" mı demek istedin?
Cuando bendijo a Gando y Mapes para llevar las Bombas Nobles.
Gando ve Mapes'i yüce bomba taşımaları için kutsadığın zaman.
Pronto, traeré a sus Planeadores de Arco y sus bombas "Nobles" hacia mi nave.
Az sonra atlayıcı savaşçıları uçurup "yüce bombalarla" beraber gemime getireceğim.
Posee cualidades nobles.
Övgüye layık nitelikleri var.
Dejemos que estos nobles guerreros cumplan con su misión.
Bırak, bu asil savaşçılar görevlerini yapsın.
Todo empezó en 1410, cuando un grupo de nobles convinieron...
Herşey 1410 yılında başladı, birkaç asilzade bir araya gelip....
Seguido tanto por nobles como por campesinos en el que sólo competían caballeros.
Hem asil, hem köylü taraftarlarca benimsendi. Yalnız asil şövalyeler yarışabiliyordu.
Si los nobles se enteran, nos costará caro.
Asiller bunu öğrenirse, ayvayı yeriz.
¿ Y cómo se hicieron nobles los nobles?
Asiller nasıl asil oldular ki sanki?
Queridos amigos... y nobles invitados Thibault, Conde de Malfete y Papincourt... yo declaro este castillo un regalo de bodas.
Sevgili dostlarım ve asil konuklar. Malfete'nin ve Papincourt'un Kontu Thibault için belirtiyorum... Bu şato bir düğün hediyesidir.
... a cuatro nobles verdades!
Dört Asil Doğru için!
La cocinera dice que detendrán a los nobles.
Aşçınız, tüm soyluları tutuklayacaklarını söylüyor.
Y aunque no debemos olvidar el amor que compartimos, debemos, como nobles criaturas, comenzar una nueva vida.
Aşkımız unutmamamız gerekse de, onurlu kişiler olarak farklı bir düzeye gelmeliyiz.
Tus motivos serán más nobles que los de ella pero tú igual nos mueves como piezas en un tablero de juego.
Onunkilerden daha asil nedenlerin olabilir ama yine de bizlerle satranç tahtasındaki piyonlar gibi oynuyorsun.
Los nobles están asustados y los campesinos impacientes
Soylular korkuyor ve köylüler de sabırsız.
Yo estaría orgullosa de tener a dos caballeros tan buenos... y nobles sirviendo en Genovia.
Bu iki iyi ve onurlu beyefendinin Ceneviz'de hizmet etmesinden onur duyardım.
Los nobles venden sus muebles para satisfacer las exigencias de Atila. Los refugiados invaden la ciudad.
Mülteciler şehri istila ederken soylular, Attila'nın taleplerini karşılamak için mobilyalarını satıyorlar.
Pasadena, hogar de pequeñas damas mayores, nobles de renombre... ciencias de alta tecnología, preciosos museos... y uno o dos ganadores del Pulitzer.
Pasadena. Yaşlı kadınların evi Nobel Laureates, yüksek bilim okulu güzel müzeler ve bir Pulitzer ödülü kazanan veya iki.
Han sido elegidas entre las familias más nobles, tal como corresponde.
En asil ailelerden seçildiler. Öyle olsun.
La ambición de unos cuantos nobles flamencos, capitaneados por vos es dar la propiedad a Felipe del trono castellano.
Başta siz, Flaman asiller Kastilya tahtını hırsla Filip'e vermek istiyor.
El rey, en connivencia con algunos nobles, pretende que vuestro estado de ánimo...
Kral, bazı asillerle birlikte sizin...
{ \ cH00FFFF } Los nobles tienden a tener pensamientos inútiles
Soylular her zaman boş düşünceleri severler.
No mucho tiempo después se instalaron desperdicios humanos... de Europa, que esclavizaron a los nobles seres humanos de África para poder satisafacer su deseo de riqueza y poder.
Kısa bir süre sonra, Avrupadaki insan artıkları tarafından sömürgeleştirildi. Afrikalıları kullanan soylular tarafından kendi güç, zenginlik ve arzularını tatmin edebilmek için.
Lo mismo pasa con los esclavos... cuando dejan de ser esclavos dejan de ser seres humanos nobles para ser sólo seres humanos.
Köleler için de aynıdır. Artık köle olmadıklarında, artık özgür olduklarında, artık soylu ve yüce değildirler, sadece insandırlar.
Sólo personas nobles e influyentes, en París, Estocolmo...
Sadece asil ve etkili insanlar, Paris'ten, Stockholm'den...
En tiempos medievales, creció un deporte, abrazado por nobles... y campesinos, aunque solo los nobles caballeros pudieran competir
Eski zamanlarda bir oyun oynanırdı. Asillerin ve köylülerin seyrettiği, asil şövalyelerin oynadığı bir oyun oyunun adı mızrak döğüşü idi
Si los nobles se dan cuenta, nos harán pagar al diablo.
Asiller öğrenirse, şeytana ödersin.
Cómo hicieron los primero nobles para hacerse nobles?
Asiller nasıl asil oldu zamanın başında?
¿ Los roqueros no pueden ser nobles?
- Rock yıldızları asil olamaz mı?
- Tienen corazones nobles. Si, si. Se que debería iluminarlos.
Evet, onları biraz rahat bırakmam gerektiğini biliyorum.
Dile a los Guerreros Nobles que vuelvan.
Yüce savaşçıları geri çağır.