English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / español → turco / Norte

Norte traducir turco

17,672 traducción paralela
Tomé Metro-Norte, entré aquí... cinco minutos.
Kuzey metrosuna binerek geldim... Beş dakikada.
Así que pídeme una cita para un corte, color, manicura-pedicura, cera completa : Polo Norte, Polo Sur y el ecuador.
Kıyafet, manikür pedikür, full ağda sağ, sol kısımlar ve ekvatora.
Pero si me obligas, seré como Corea del Norte con tu trasero.
Ama eğer beni zorlarsan, Kuzey Kore'yi salarım üzerine.
lo he estudiado y da igual desde qué dirección venga, ¿ vale? Tiene que llegar desde el norte por Monroe. - Llegar, sí.
Biraz araştırdım, hangi yönden gelirse gelsin Monroe'nun kuzeyinden gelecektir.
Y solo hay una rampa de entrada al sur y medio kilómetro de vista despejada al norte.
Anladın mı? Güney tarafımızda bir otoyol ve kuzeye doğru 550 km'lik açık bir arazi var.
Viking, Norte y Sur de Utsire, 40.
Viking, North ve South Utsire, 40.
Norte dónde se encuentra la madera zippa.
Zippa ağacı kuzeyde bulunuyor.
Y entonces el caos descendió desde el norte.
İmparatorun ölümüyle, her yerde kaos hakim olmaya başladı.
No era un bastión de Vietnam del Norte.
Orası KVO *'nun kalesi değildi.
Mordisquea al norte.
Kuzeye doğru.
Bienvenidos al "50 Norte, 40 Oeste."
50 North, 40 West'e hoşgeldiniz.
Creo que la manzana aún tiene espacio para mudarse al norte.
Apple hala yükselebilecek kapasitede bence.
Bien, entonces espero que le gusten más los caballos, porque la ceremonia tiene lugar en la granja de la familia Turner al norte del estado.
O zaman umarım atları seviyorsunuzdur. Düğün Turner çiftliğinde gerçekleşecek.
Si las luces del Norte fue responsable, que es un punto discutible ahora, del desaparecido programa,
Eğer sorumlu Kuzey Işıkları'ysa artık bunun bir önemi yok. Program ölü durumda.
Viven más al Norte.
Daha kuzeyde yaşıyorlar.
¡ Dijiste que vivían más al Norte!
Ayıların daha kuzeyde yaşadıklarını söylemiştin!
Aproximadamente, 500 000 en Norte América.
Kuzey Amerika'da yaklaşık 500.000 tane.
Una prima vive en el norte de California.
Kuzey Kaliforniya'da yaşayan bir kuzenim var.
Me enviarán al norte, como a Wilkes.
Beni de Wilkes gibi kuzeye gönderirler.
Fue al norte a Nueva York y tres meses después, murió en un maldito accidente.
New York'un kuzeyine gitti ve üç ay sonra siktiğimin bir dağ yürüyüşünde öldü.
Hay un puesto en McAllen y otros en la frontera norte. Si necesitas salir del calor.
Mcallen'ın aşağısında boşalan bir yer var veya sıcaktan kurtulmak istiyorsan kuzey sınırının başka bir yerinde daha var.
- ¿ Nos vamos al norte?
Kuzeye mi gidiyoruz?
- Gira en dirección norte en... - ¿ Highland?
Buradan kuzeye mi döneceğiz?
Pensé en aquella casita durante 30 años mientras trabajaba en el norte.
Kuzeyde davaları kapatırken 30 yıl boyunca hayalini kurdum.
AMÉRICA DEL NORTE.
KUZEY AMERİKA
Hay noticias al norte del mar de Labrador.
Kuzeydeki Labrador Denizi'nden haberler var.
Necesito que viaje al norte conmigo hasta James Bay.
Benimle kuzeye, James Körfezi'ne gelmeniz gerek. Tanışmanız gereken birisi var.
Hay una protectora a 10 minutos al norte, en la 58.
Buranın on dakika kuzeyinde 58. caddede bir barınak var.
Tenemos un Malbec del norte de California que me gusta mucho.
Evet, evet. Benim çok sevdiğim NorCal Malbec'imiz var.
A una fiesta, en la zona norte.
Bir partiye. Şehrin yukarısında.
Estoy junto al camino en un lugar al norte de Nueva York.
New York taşrasının rastgele bir tarafında yol kenarındayım.
Entrada norte asegurada.
kuzey girişi güvenli.
Acercándonos a la entrada norte.
Kuzey girişe yaklaşıyoruz.
Las entradas norte y sur están del todo despejadas.
kuzey ve güney girişler temiz.
Estoy dispuesto a pasar por alto tu atrocidad si retiras tus tropas de la frontera norte.
Kuzey sınırından çekilirsen bu canavarlığını hoşgöreceğim.
Le dije a Aquis... él pensará que estamos esperándole en el norte, así que bajarán por el valle.
Achish ile konuştum. Kuzey'de beklediğimizi sanacak ve vadi tarafından gelecek.
El resto están acampados en las montañas al norte de aquí, todos asesinos de terrícolas.
Kalanımız dağlarda kampta. Buranın kuzeyinde. Hepimiz dünyalı katiliyiz.
Bien, porque tenemos informes que ubican a Clarke al norte de aquí.
Çünkü Clarke'ın buranın kuzeyinde olduğuna dair bir bilgi aldık.
Nuestro vigía estaba al norte buscando a Azgeda.
Nöbetçilerimiz Buz Halkı için kuzeydeydi.
¿ Al norte, sur?
Kuzeye mi, güneye mi?
Los Birkebeinerne en el Este de Noruega están llevándolo al norte.
Birkebeinerneler Doğu Norveç'te, onu kuzeye götürüyorlar.
Al norte.
Kuzeye.
No, iremos al norte ahora.
Hayır, hemen kuzeye gitmeliyiz.
Octubre de 1975 en el fiordo al norte de Noruega.
1975 Ekim'i, Kuzey Norveç kıyısı.
Delta 11, Tango se dirige al norte por Ferry.
Delta 11, hedef Ferry'den kuzeye gidiyor.
Un avión se estrella en la torre norte.
Kuzey Kulesi'ne bir uçak çarptı.
Los análisis de laboratorio indican que el cesio viene de África del Norte.
Laboratuvar analizine göre, sezyum Kuzey Afrika'dan geliyor.
Bueno, dado que el cesio vino del Norte de África, no creemos que el sector doméstico esté en el panorama.
Sezyum, Kuzey Afrika'dan geldiğine göre içişlerinin bu işe karışmasına pek gerek yok.
11 de septiembre de 2001... Un avión se estrella contra la torre norte.
11 Eylül 2001 günü Kuzey Kulesi'ne bir uçak çarptı.
Dime lo que sabes del reciente ataque a París por los hombre del norte.
Kuzeylilerin Paristeki son saldırısıyla ilgili bildiklerini anlat bana.
Le avisamos a nuestras contrapartes al norte.
Kuzeydeki meslektaşlarımızı konuyla alâkalı uyardık.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]