English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / español → turco / Oats

Oats traducir turco

60 traducción paralela
Me la dieron por dos tapas de Quaker Oats.
Mektupla sipariş ettim. - Kasabadan iki koli içersinde geldi.
PARA WARREN OATES CON AMOR
SEVGİLERLE, WARREN OATS'A
Que tendré que ir a la academia militar de Oats, señor.
Oats Askeri Okulu'na gideceğim demek efendim.
Esta mañana he hablado con el coronel Oats.
Bu sabah Albay Oats ile görüştüm.
Y yo acabaré en la academia militar de Oats.
Benim kaderimde de askeri okula gideceğim görünüyor.
" Quaker Oats.
" Quaker Oats.
¿ Recuerdas a mi amigo el coronel Oats, de la academia militar de Alaska?
Arkadaşımı hatırladın mı? Alaska'daki askeri okuldan Albay Oats.
¡ Es el coronel Oats!
Albay Oates! Olamaz!
Recuerdo que era a mediados de junio, en esa época del mes en que se vacían los barriles y yo había terminado de apilar los cascos cuando Oats Moncrieff irrumpió en mi bar como una zorra en un gallinero.
Haziranın ortalarıydı Fıçı bira teslimatı ayın o döneminde yapılırdı. 'Yulaf'Moncrieff, barıma kümesteki tazı misali girdiğinde boş fıçıları dışarıya dizme işini daha yeni bitirmiştim.
12 años antes, Oats hizo pedazos a un hombre por unas raquetas de nieve y yo me cuidé de que fuese enviado al correccional de Lemoncreek.
Yulaf 12 yıl önce kar ayakkabısı uğruna birini dilim dilim doğramıştı. Bende onu ihbar edip Lemon Creek Cezaevini boylamasını sağlamıştım.
Capitán Oats dijo algunas cabales que quieres que tengas buen viaje. y que se extrañara.
Kaptan Yulaf pek konuşkan bir at değildir, ama sana iyi yolculuklar diliyor, ve uh... seni özleyeceğini söylüyor, neyse... tamam.
Porque la única otra pasión que tienes aparte de mí es Capitán Oats, música depresiva y, bueno, se que no se tratará de comics porque si empiezas con "Atomic County" otra vez te mataré mientras duermes.
Çünkü benden başka bir tutkun varsa onlar da Kaptan Oats ve uyuşuk müzikler. ve, ee, çizgi romanlar olamayacağını biliyorum, çünkü eğer sen, Zach ve Atomic County o konuyu bir daha açarsanız.İkinizi de uykunuzda öldürürüm.
Tengo al Capitán Oats y a Carson Daly, así que...
Yüzbaşı Yulaf ve Carson Daly var, yani... Vay be.
Espera. El Capitán Oats ha bebido mucho champán... y Carson Daly es algo así como enormemente estúpido.
Yüzbaşı Yulaf fazla şampanya içti ve Carson Daly de "koskocaman bir alet" gibi.
¿ Has conocido ya al Capitán Oats?
Yüzbaşı Yulaf ile tanıştın mı? Tanıştığını sanmıyorum.
¿ No me has traído aquí para presentarme al Capitán Oats?
Beni Yüzbaşı Yulaf ile tanıştırmak için buraya getirmedin değil mi?
Así que lo que voy a hacer es dejarte aquí con el Capitán Oats para echarle un vistazo y volveré enseguida, ¿ ok? Gracias.
Seni Yüzbaşı Yulaf ile burada bırakacağım birazdan dönerim, tamam mı?
Estoy ganando al Capitán Oats a la Jenga.
Yüzbaşı Yulaf'ı Jenga'da yeniyorum.
¿ Sabes que el Capitán Oats de todos modos es un mal jugador?
Biliyor musun, Yüzbaşı Yulaf tam bir kaybedendir.
Así que volveré enseguida. ¿ Qué es eso? ¿ El Capitán Oats?
Birazdan döneceğim ve bir de ne, Yüzbaşı Yulaf?
No mentirle al Capitán Oats...
Yüzbaşı Yulaf ile oturmuyorum.
¿ Podemos sentarnos contigo y con el Capitán Oats?
Evet, biz de sen ve Yüzbaşı Yulaf ile oturabilir miyiz?
Capitán Oats. ¿ Qué estás haciendo aquí?
Kaptan Yulaf. Burada ne yapıyorsun?
Creo que es el tipo del Capitán Oats.
- Tam Kaptan Yulaf'ın tipi.
Sí. Tú y un tipo llamado Capitán Oats.
Sen ve Yüzbaşı Yulaf diye biri daha!
Lo que es muy raro para mi, considerando que tú conoces a mi padre a mi madre e incluso conoces al Capitán Oats.
Annemle tanıştın hatta Yüzbaşı Yulaf'la bile tanıştın. Bu liste böyle uzayıp gider.
¿ Pasar el año entero con el Capitán Oats?
Bütün yılı Kaptan Yulaf'la mı geçireceksin.
¿ El Capitán Oats?
Kaptan Yulaf?
Lo siento, Capitán Oats.
Ah! Ahh, üzgünüm, Kaptan Yulaf.
Tu historia sobre el Capitán Oats.
Kaptan Yulaf hikayen...
Sin contar al Capitán Oats.
- Kaptan Yulaf duymasın.
¿ Le prestaste al Capitán Oats?
Ona Kaptan Yulaf'ı mı ödünç verdin? !
¿ Lo ves, Capitán Oats? Lo mismo pasa en "The Valley".
Görüyor musun Yulaf, The Valley'de bile işler aynı.
¿ El Capitán Oats y tú se están poniendo al día?
Kaptan Yulaf'la mı dertleşiyorsun?
Oats, si te toca algún lugar extraño. y por extraño quiero decir...
Yulaf, eğer o, senin bir yerlerine dokunursa, bir yerlerin dediğim...
- El Capitán Oats. - ¡ Capitán Oats!
Bir bakalım.
Bueno, al Capitán Oats le preocupaba no estar bien caracterizado.
- Evet, ama Kaptan Yulaf iyi temsil edilip edilmediğinden endişeleniyordu.
Oye, creo que el Capitán Oats va a estar muy orgulloso. O profundamente perturbado con esta visión.
Bence Kaptan Yulaf burada olsaydı çok gurur duyardı... ya da bu görüntüden ciddi anlamda rahatsız olurdu.
¿ El Capitán Oats está por aquí?
Kaptan Yulaf buralarda mı?
Sí, me imaginé que Oats estaría bastante triste y podría usar la compañía de alguien dulce y bonita, con un pelo brillante.
Evet. Yulaf'ın baya üzgün olacağını düşündüm tatlı, güzel ve parlak saçlı birisinin eşlik etmesi ona iyi gelir diye düşündüm.
El Capitán Oats dice en idioma de caballo que tengas un buen viaje y que sentirá tu ausencia. Está bien.
Kaptan Yulaf pek konuşkan bir at değildir, ama sana iyi yolculuklar diliyor, ve uh... seni özleyeceğini söylüyor, neyse... tamam.
Porque las únicas otras pasiones que tienes además de mí es el Capitán Oats la música de rock duro y bueno, ya sé que no pueden ser los comics porque si Zach y tú traen de vuelta lo de "Atomic County" les mataré a ambos mientras duermen.
Çünkü benden başka bir tutkun varsa onlar da Kaptan Oats ve uyuşuk müzikler. ve, ee, çizgi romanlar olamayacağını biliyorum, çünkü eğer sen, Zach ve Atomic County o konuyu bir daha açarsanız.İkinizi de uykunuzda öldürürüm.
El Capitan Oats es muy bueno escuchando, pero Princess Sparkles simplemente se queda quieta.
Kaptan Yulaf, iyi bir dinleyicidir, ama Prenses Pırıltı... O, sadece bir köşede güzelliğini sergilemeyi sever.
Vamos, Capitán Oats.
Hadi, Kaptan Yulaf.
Y mientras Marissa y yo estábamos fumábamos en el auto de Luke tú estabas en casa haciendo un pesebre para el Capitán Oats.
ve Marissa ve ben Luke'un arabasında turlarken, sen evde Kaptan Yulaf'a yemlik yapıyordun.
Hola, teniente. Hola, Oats.
- Selam teğmen.
Espero que tú y el Capitán Oats os divirtáis.
Hey, umarım sen ve Kaptan Yulaf eğlenirsiniz.
¿ Quién demonios es el Capitán Oats?
Yüzbaşı Yulaf da kim?
El Capitán Oats y yo pediremos la comida.
- Ben Yulaf'la evde kalacağım.
Oye, ¿ me puedes prestar al Capitán Oats? Claro.
- Hey, Kaptan Yulaf'ı ödünç alabilir miyim?
Oye, ¿ y el Capitán Oats?
Kaptan Yulaf'a ne dersin?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]