Translate.vc / español → turco / Olympia
Olympia traducir turco
460 traducción paralela
Usted trabaja en este momento en el Circo Olympia.
Şu an Olympia Sirki'nde çalışıyorsunuz.
- Con Olympia 2136.
Şekeri çıkmış.
- Louie, haz algo. - Lo que Ud. diga.
- Olympia 2136'yı bağla.
Este palacete pertenece a Su Alteza la princesa Olympia, exiliada de la Corte Imperial de Franz Joseph... por indiscreciones escandalosas.
Bu küçük yazlık, skandal yaratan davranışları yüzünden... Franz Joseph'in Kraliyet Konağı'ndan uzaklaştırılan... Ekselansları Prenses Olympia'ya aittir.
Una carta para la princesa Olympia de su madre.
Prenses Olympia'ya annesinden mektup var.
Seguro que el emperador la perdonará algún día.
İmparator, Olympia'yı bir gün mutlaka affedecektir.
No tengo miedo de Olympia.
Olympia'dan korkmuyorum.
¡ Olympia!
Olympia!
Estamos todos bien, Olympia.
Hepimiz iyiyiz Olympia.
Olympia, ¿ por qué fue el emperador tan estricto?
Olympia, imparator neden bu kadar katı?
- Cualquier cosa, Olympia.
- Ne istersen yaparım.
El semental está salvaje, Olympia.
Olympia, arap aygırı vahşi.
- Es maravilloso, Olympia.
- Harika bir şey bu Olympia.
Unos días muy delicados, Olympia.
Bu birkaç gün çok kritik Olympia.
- ¿ Se lo has dicho?
- Olympia'ya söyledin mi?
- No está enamorada de Rupert.
- Olympia Rupert'e aşık değil.
Olympia y yo tenemos que revisar las invitaciones.
Olympia'yla birlikte davetiyeler üzerinde çalışacağız.
Hasta la cena, Olympia.
Yemekte görüşürüz Olympia.
Verás, Olympia, a veces creo que eres más fuerte que cualquiera de nosotros.
Olympia, bazen hepimizden daha güçlü olduğunu düşünüyorum.
Tendrás que tener cuidado, Olympia.
Dikkatli olmalısın Olympia.
La gente ha preguntado por Olympia.
Herkes Olympia'yı soruyor.
Nos alegramos mucho al saber que había vuelto Olympia.
Olympia'nın döndüğünü duyunca çok heyecanlandık.
Y la maravillosa noticia sobre ella y Rupert.
Rupert ve Olympia hakkındaki haberler harika.
¿ Dónde está Olympia, querida?
Sevgili Olympia nerede?
Tal vez Su Alteza recuerde a la princesa Olympia.
Ekselans Prenses Olympia'yı hatırlar belki.
- ¡ Olympia!
- Olympia!
- Será un placer, Olympia.
- Çok isterim Olympia.
Vuelve a mirarla y contéstate tú mismo.
Olympia'ya bir daha bak ve sorunu kendin cevapla.
Es encantadora, ¿ verdad?
Olympia çok güzel, değil mi?
Me llamo Olympia Louisa Elizabeth, nacida Ballastrem.
Adım Olympia Louisa Elizabeth, kızlık soyadı Ballastrem.
De conseguir uno para Olympia.
Olympia'ya bir eş bulmak.
Su familia quiere casarla con Rupert.
Ailesi Olympia'nın Rupert'le evlenmesini istiyor.
Y con Olympia compitiendo por el Grand Cup.
Olympia Büyük Kupa için yarışacak.
La Srta. Olympia Thor-Felsenegg ha completado este recorrido... sin penalizaciones.
Bayan Olympia Thor-Felsenegg bu turu cezasız ve... hatasız tamamladı.
- Del exmarido de Olympia.
- Olympia'nın eski kocası.
Olympia pasó su exilio en Morau.
Olympia sürgün sırasında Morau'daydı.
¿ Entonces conoce a la princesa Olympia?
Yani Prenses Olympia'yı tanıyor musunuz?
¿ No vio cómo bailaba con ella en la fiesta el Sr. Foster?
Bay Foster davette Olympia'yla dans etti, görmediniz mi?
A continuación va a hacer el último recorrido Éxtasis, montado por la princesa Olympia Thor-Felsenegg.
Sıra geldi son tura. Bu turda yarışacak Ecstasy'ye... Prenses Olympia Thor-Felsenegg biniyor.
Damas y caballeros, anunciamos que... el ganador del concurso hípico de saltos... es Éxtasis, montado por la princesa Olympia Thor-Felsenegg.
Bayanlar baylar, engelli atlama sınıfında... açık şampiyonanın sonucunu açıklıyorum... kazanan, Prenses Olympia Thor-Felsenegg'in bindiği Ecstasy.
Que sepas que es el único modo, Olympia.
Başka seçeneğin yok Olympia, bunu anla.
Primero yo y luego Olympia.
Önce ben, sonra Olympia.
Estoy orgullosa de ti, Olympia.
Seninle gurur duyuyorum Olympia.
Olympia, ¿ fuiste indiscreta?
Olympia, gevezelik etmedin değil mi?
Princesa Olympia.
Prenses Olympia.
Tengo información que señala... dónde se ha visto juntos a la princesa... y a este caballero.
Prenses Olympia ve bu beyefendinin... birlikte göründüğüne dair... elimde bilgi var.
La princesa Olympia dijo que podría estar aquí.
Prenses Olympia burada olabileceğinizi söyledi.
Olympia, el Sr. Foster tiene toda la razón.
Olympia, Bay Foster çok haklı.
Olympia, tráeme mi joyero.
Olympia, mücevher kutumu getir.
Olympia, con la violencia no se arregla nada.
Olympia, şiddetle bir yere varamayız.
- Olympia, pobre chica.
- Olympia, zavallı çocuk.