Translate.vc / español → turco / Onur
Onur traducir turco
7,682 traducción paralela
Irán está orgulloso de tener un artesano como Ud. "
Iran şahsınız gibi bir esnafa sahip olmaktan onur duyuyor. "
Es un honor, señor, ser elegido para representar a todos los hombres y mujeres valientes que luchan por este país a diario.
Her gün ülkemiz için çalışan onca cesur kadın ve erkeği temsilen seçilmek büyük bir onur efendim.
Y es un honor tenerte aquí.
Ve burada olman benim için bir onur.
Mi honor es muy profundo
Onur durdum
Y Nina de publicidad quiere saber el nombre exacto del honor que Bjornberg recibirá en los premios PEN.
Tanıtımdan Nina, Bjornberg'in PEN ödüllerinde aldığı onur isimlerini öğrenmek istiyor.
Es un gran honor.
Bu büyük bir onur.
No es un honor.
Bu bir onur değil.
Nos eligió, a cada uno de nosotros y eso es un gran honor.
O bizi seçti. Her birimizi tek tek seçti ve bu büyük bir onur.
Es todo un honor.
Bu büyük bir onur.
Beauty and the Beast 3x01 La Bestia de Wall Street ¿ Quieres probártelo?
Çeviri : Furkan Karaca Onur Üçler İyi seyirler dileriz. Denemek ister misiniz?
Es la intención de honrar y dar la bienvenida a los espíritus.
Ruhlar için onur ve hoş geldin anlamına gelir.
Este regalo nos honra a todas.
Bu armağan hepimiz için onur verici bir şey.
Es un gran hombre, deberías estar honrada.
Harika bir adam kendisi. Onur duymalısın bundan.
Suele decirse que entre bueyes, no hay cornadas.
Genellikle hırsızlar arasında onur olmadığı söylenir.
Escucha, Carl, lo entiendo perfectamente, y me siento honrado de seguir sirviéndote.
Carl, kesinlikle anlıyorum ve sana hizmet etmekten onur duyuyorum.
Este es un gran honor, Elena.
Bu büyük bir onur, Elena.
Sería un honor para mí.
Onur duyarım
Ha sido un honor.
Bu benim için bir onur.
Es un honor tenerte aquí.
Seni konuk etmek bizim için büyük bir onur.
Este honor se concede a aquellos que han mostrado un gran logro en los campos de las artes, el aprendizaje, la literatura y la ciencia.
Bu onur ; sanat, eğitim, edebiyat ve ilim alanlarında başarı kazananlara bahşedilir.
Andy, en nombre de todo el Departamento de Policía de Pawnee, me gustaría regalarte esta placa de la policía de Pawnee auténtica.
Andy, Pawnee Emniyeti adına sana bu halis muhlis polis rozetini sunmaktan onur duyarım.
La nueva Verizon-Chiplote-Exxon, está orgullosa de ser una de las ocho empresas de América.
Yepyeni Verizon-Chipotle-Exxon. Amerika'nın 8 şirketinden biri olmaktan onur duyar.
Así que, si ella es tan buena como dices que es, entonces sería un honor que se uniera a nosotros.
Eğer söylediğin kadar iyiyse o zaman bize katılmasından onur duyarım.
Es un honor tener la oportunidad.
Böyle bir fırsat elime geçtiği için onur duydum.
Necesitas entregarte al dolor.
Acıdan onur duymalısın.
Me pondré a redactar mi discurso como dama de honor.
Hizmetçim için bir onur konuşmasına başlayacağım.
Siempre serás su madre, Dayanara, pero me sentiría muy honrada si me permitieras criar a tu hija.
Onun annesi hep sen olacaksın Dayanara ama kızını senin için büyütmekten gerçekten onur duyarım.
- Orgullo gay.
- Mutlu Onur Günü.
El primer día de orgullo gay.
İlk Onur Yürüyüşümüz.
- ¡ Orgullo gay!
- Mutlu Onur Günü!
- Es día de orgullo gay.
- Bu Onur Günü.
En los años 80, este día era una marcha fúnebre.
80'lerde, Onur Yürüyüşü cenaze marşı gibiydi.
Estoy Tagoma y fue para mí un gran honor jugar un papel vital en traer de vuelta.
Ben Tagoma ve sizi geri getirirken bu kadar önemli bir rolü oynamak bir onur.
El invitado de honor está aquí por fin.
Onur konuğu nihayet gelebildi.
Damas y caballeros... es un gran honor para mí recibir de nuevo al corazón y alma de Empire Enterprises.
Bayanlar ve baylar... Empire Şirketleri'nin kalbi ve ruhu Bayan Cookie Lyon'a tekrar hoşgeldin demekten, büyük onur duyuyorum.
Y sería un honor para mí acompañarla hasta allí como mi invitada.
Orada konuğum olarak bana eşlik etmenizden onur duyarım.
Hay honor en eso.
Böyle olmak bir onur.
Un caballero jura valor.
Bir şövalye, onur üstüne yemin eder.
¡ Qué valor!
Ne onur ama!
Sí, no hablan más que de honor.
Evet, her kelimesine kadar onur sayacaklar.
Siempre te vuelves un poco loca para el desfile.
Onur Yürüyüşü zamanı hep biraz çılgın olursun.
Me siento muy halagada.
Onur duydum.
Gracias a los miles de maravillosos profesionales de CBS News... del pasado y del presente... con quienes he tenido el honor de trabajar en estos años.
Bu yıllar içinde beraber çalışmanın bana onur verdiği, geçmişten günümüze binlerce harika CBS çalışanına teşekkür ediyorum.
Es un honor.
Büyük onur.
Sería un honor, Su Gracia.
Onur duyarim majesteleri.
Un honor realmente inesperado... y, para más', nunca esperaba.
Hiç beklemedigim bir onur, hiç istemedigim bir görev.
No sabían que no bebía ni iba a bares, pero como era el homenajeado, tuve que ir y disfrutar mi virgin tonic de 18 dólares.
Benim içki içmediğimi ya da barlardan hoşlanmadığımı düşünemediler. Ben de onur konuğu olduğumdan oraya gidip, 18 dolarlık alkolsüz içkimi içmeye mecbur kaldım.
- Me siento honrado.
- Onur duyarım. - Biliyorum.
Alcalde Hayes, es un honor tenerle en esta tienda.
Başkan Hayes, sizi dükkanımızda ağırlamak bizim için büyük bir onur.
Nos honras con tu presencia.
O onur bana it.
Es un gran honor.
Bana büyük bir onur bahşettiniz.