Translate.vc / español → turco / Opus
Opus traducir turco
144 traducción paralela
Jardinet empezará... con Beethoven y el sombrío y espiritual primer movimiento... de su segundo concierto, álbum tercero, opus cuatro...
Jardinet'nin açılış parçası... Beethoven'den hüzünlü ve ruhani bir parça. İkinci konçertosunun üçüncü albümünden, opus dört...
Quise tocar para ti el Schonberg's Opus 33b, Para que nadie se dé cuenta de mis notas erróneas.
Sizin için Schönberg'in Opus 33b'sini çalmayı, böylelikle yanlış notalarımın farkedilmeyeceğini düşünmüştüm.
Para la próxima vez, encuentre una copia Opus 19.s
Bir dahaki sefere, opus 19'un bir kopyasını bul.
Señor, el grueso del ejército griego ha escapado en dirección a Opus.
Efendim, Yunan ordusunun büyük bir kısmı Opus'a doğru kaçtı.
- Opus 752.
- Opus 752.
Publicó luego cada año una partita, hasta la quinta, que hizo imprimir, junto con una sexta, como Opus I.
Bunu, 1. Operanın altıda biriyle birlikte, her yıl bir tanesi olmak üzere beş parça halinde yayımladı.
Y para acabar con este acto, la orquesta nos deleitará con una Marcha Triunfal, la Cantata Opus 2, compuesta por el tratante de visones Jostein Kroksleiven.
Şimdi yerel koromuz, domuz çiftliği sahibi Archibald Skrimshank'in itinayla bestelediği Cantata Opus Two ile töreni sonlandıracak.
Es el plural de "opus". ¿ Supongo que usted ya escribió más de una?
Yani sanırım birden çok eser yazmışsınızdır.
Gersten. Voy a tocar "Rondo capriccioso, Opus 14" de Mendelssohn.
Şimdi Mendelhson'dan Opus 14'i çalacağım.
Opus 147.
Opus 147.
Mi obra de arte mi análisis de documentos encontrados en los monasterios Cópticos de Siria y Egipto es un trabajo que esperaba que penetrara profundamente en las verdaderas fundaciones de la religión revelada.
Benim magnum opus'um, Mısır ve Suriye'deki kıpti manastırlarda bulmuş olduğum dökümanların analizidir. Açıklanmış dinin temelini sarsacak bir çalışma.
Nuestro club de vinos hace una cata del Opus One.
Şarap kulübünde Opus 1'in tadım gecesi var.
"Opus Caementecius" ( Hormigón romano : cal, grasa, arena y agua )
"Opus Caementicium" ( Roma Betonu : Kireç, motor yağı, kum ve su )
Posteriormente se financió con conciertos y donaciones a su fundación :
Sonraki yıllarda Roberta ve destekçileri özel vakıfları Opus 118 aracılığıyla bağış toplayarak ve yardım konserleri yaparak programı devam ettirdiler. Devlet Okulları Müdürlüğü 4 ise imkanlarına göre destek verdi.
Nick es violoncelista profesional, y Lexi ha sido admitido en la facultad de medicina.
Lexi de tıp fakültesine kabul edildi. Daha çok çocuğa ulaşmayı uman Opus 118 yapılan bağışlarla yaşıyor.
El crechendo de mi opus-odiosus!
İğrenç eserimin doruk noktası!
- El último opus de Spielberg.
- Spielberg'in son eseri.
Para la próxima vez, encuentre una copia Opus 19.
Bir dahaki sefere, opus 19'un bir kopyasını bul.
Es tan dulce, pero Nel acaba de traerme una copa.
- Ama Neil bana bir bardak getirdi. - Opus 1.
Opus One. Es un delicioso vinillo.
Opus 1 çok lezzetli bir şaraptır.
El edificio mismo es de piedra. Opus reticulatum.
- Bina roma üslubu tuğla ve taş.
Masones, Opus Dei, El Instituto Gramsci la asociación Marches, la sociedad Hunters los hermanos franciscanos, los veteranos de guerra los huérfanos.
Masonlar, Opus Dei, Gramsci Enstitüsü Marches Kuruluşu, Hunters Cemiyeti Katolik Kardeşler, Savaş Gazileri ve Yetimler.
No sabes lo difícil que es tocar la pieza "Cantábile 17 Opus en D mayor" cuando se te están quedando los pies helados.
Yayın buz tutmaya başlarken, Paginini'nin'Do Majör'de Cantabile Opus'unu çalmaya çalışmanın ne kadar zor olduğunu bilemezsin.
Tocas algo rídicualmente romántico, como la "Cantabile" de Paganni, en D Mayor. Opus 17.
Paganini'nin D Majörde Cantabile'si ya da Opus 17 gibi inanılmaz derecede romantik bir şeyler çalıyorsun.
¿ Conoces la sonata para chelo de Hindemith, opus 25?
Hindemith'in çello sonatı, opus 25'i biliyor musun?
Interpretando la scherzo tarantella, opus 16, de Wienawski,
Ethan Gold, Wieniawski'nin 16. eseri olan Scherzo-Tarantella'yı icra edecek.
Una vez hicimos un picnic aquí y bebimos un Opus One del 95 con salmón ahumado y alcachofas, pero no nos importó.
Bir keresinde pikniğe gelmiştik. 95 Opus One içmiştik tütsülenmiş somon ve enginarla.
Es como la musica que se llama Opus 15 o invencion en 3 partes en "do menor"
Evet. Müzikteki gibi. Opus 15 veya la minör üçüncü bölüm.
- Opus.
- Opus.
A tu esposa le gusta el Opus Dei.
Senin karın Opus Dei'de.
Esa es mi hija, Ender Opus.
Bu benim kızım, India Opal.
Opus, vamos, no hay TV mientras come.
Opal? Haydi. Orayı toplayana kadar TV yasak.
Opus, podrías traer el perro adentro, por favor.
O gece, günlüğüme vaiz'in neyi göremediğini yazdım,
regresa a tu cama, Opus
Yatağına döner misin?
Opus, espero que no tengas al perro en tu cama
Çok iğrenç.
Detente, Opus.
Bayan Franny'i, vaizi ve Otis'i davet edebiliriz. - Opal, oraya gitme! - Planlamaya başlamamız gerek.
Vamos, dense las manos, Opus, dame la mano.
Birazdan yemek yemezsek, yiyecek bir şey kalmayacak. Sanırım haklısın. Elele tutuşalım ve şükredelim.
Opus, trabajaste bien duro, te traje este presente.
Seninle konuşabilir miyim lütfen?
Sólo quiero tenerlo conmigo. Opus, es tarde, debes estar cansada.
Bunları ezberledim ki onu bulamazsam, onun hakkında düşünebileceğim bir şeylerim olsun.
Opus, es mi culpa.
Bu benim hatam.
"Opus 1 una composición de Glenn Gould"
OPUS 1 Bir Glenn Gould Bestesi
Opus One.
Roberto Rosselini'den sonra İtalya'nın en ünlü ismidir. Evet.
Es por el Opus Dei.
Opus Dei'ye ait o.
Opus.
Opal.
Cuida al perro Opus y mántenlo lejos también.
Annem burada olsaydı, eminim ona bakmama izin verirdi.
Bueno, Opus se encargará del perro, todavía no le ha conseguido hogar.
Bence buna gerek yok.
Mi nombre es Opus.
Gloria Dump.
Demonios Opus.
Uza, Opal.
Opus, no estoy de humor.
- Baba?
Opus puedo hablarte, por favor.
- Evet. Hepsi ıslandılar. - Peki ya panç?
Oye Opus, no puedes aferrarte a nada, ¿ entiendes lo que te digo?
- Yardım lazım mı?