Translate.vc / español → turco / Ordeñes
Ordeñes traducir turco
1,874 traducción paralela
Entonces, el festival de San Joe, Tony dio algunas ordenes a los sindicatos.
St. Joe ziyafetinde Tony sağlam bir nutuk çekmiş.
Caballeros, según mis ordenes... no tienen autorización para que su equipo esté en el lugar.
Beyler, bütün ekibiniz yerleşene dek yetkiniz yok.
Sargento, usted está bajo mi mando... y le estoy ordenando quedarse... esperando ordenes adicionales que vendrán, ¿ está claro?
Cavus. Benim komutamdasınız ve vazgeçmenizi emrediyorum. Yeni bir emir gelene kadar bekleyin.
Eres el hombre con la razón. Da las ordenes.
Sahadaki adam sensin.
No me lo diga, ordenes de arriba.
Sakın söylemeyin. Emirler yukarıdan mı geliyor?
Nos das ordenes desde un lugar seguro, te mantienes oculto todo el tiempo.
Bize saklandığın yerden emirler yağdırıp duruyorsun.
Lo mejor que puedes hacer es mantenerte enfocada y cumplir con tus ordenes, ¿ comprendes?
Şu an yapabileceğin en iyi şey dikkatini toplamak... ve emirlerini yerine getirmek, beni anladın mı?
Ordenes frescas empezando con cargos de homicidio y armas contra Omar Little.
yeni yakalama emirleri, Omar Little hakkında.. silahlı soygun ve cinayet.
¿ Tienes problemas con que te dé ordenes?
Benden emir almakla ilgili bir sorunun mu var?
Las ordenes vinieron juntas por los acuerdos de rentas.
Kiralama sözleşmesi için arama izni geldi.
No me voy a quedar aquí parado para que mis ordenes sean desafiadas.
Burada durup, emirlerimin sorgulanmasına izin vermeyeceğim.
Ordenes del Doctor.
Doktorun tavsiyesi demek?
Los alemanes dieron ordenes.
Almanlar bana sipariş veriyor.
Nuevas ordenes fueron recibidas de Wehrmacht.
Wehrmacht'dan ( Alman ordusu ) yeni emirler geldi.
- No me importan un comino tus ordenes.
Bu bir emirdir.
¿ Has compilado las ordenes para el traslado de Bierko?
Bierko'nun nakli için gerekli emirleri topladın mı? Toplamaya devam ediyorum.
Tenemos ordenes de detener a todos dentro de este perímetro.
- Hattın içindeki herkesi durdurmamız emredildi.
Señor Presidente estamos esperando sus ordenes!
Bay Başkan, emirlerinizi bekliyoruz!
Que demonios, ordenes del doctor.
Oh, boş versene Doktor'un tavsiyesi!
Pope ya ha dado ordenes a todos los guardias...
Tüm C.O.'lar için Müdür Bey emri...
¡ Ordenes!
Emirler.
Ordenes del Almirante, señor.
Amiral'in emirleri efendim.
Los hombres de ese tablero estaban simplemente siguiendo mis ordenes.
Bu kuruldaki çalışanlar sadece benim emrime uyuyordu
Necesita cumplir mis ordenes. Hace lo que yo le digo.
Sözümü dinlemeli, dediklerimi yapmalı.
Mis ordenes son contener esta área hasta que descubramos que pasó.
Emirlerim bundan kurtulana kadar buranın karantinaya alınması..
Si dieran ordenes judiciales, sus nombres estarían en la base de datos.
Eğer yetkiler kullanılabilseydi isimleri elbette kayıt altına alınırdı.
Ordenes del Sr. Saxon.
Bay Saxon'ın emirleri :
Estoy aquí por ordenes de Washington, DC.
Başkentten özel emirle gönderildim.
Lo siento. ya no usamos de esas ordenes hace un año.
Durun.
Casey tiene ordenes bien especificas... para ti y tus clientes.
Casey seni ve müşterilerini kapsayan çok net emirler aldı.
"Tus deseos son ordenes"
"Dileğin benim için emirdir."
Genio : "Tus deseos son ordenes"
"isteğin benim için emirdir"
Vale, sabes qué? "Tus deseos son ordenes".
Tahmin edin... - "isteğin benim için emirdir!"
- Zod no recibe ordenes, las da.
Zod kimseden emir almaz. Emir verir.
Tengo ordenes.
Emir aldım.
Mire Señor, yo solo estoy siguiendo ordenes.
Ben sadece emirleri uyguluyorum.
Se llaman "ordenes judiciales"
Arama izni deniyor.
Estas.. estás dandome ordenes?
Az önce bana bağırdın mı?
Las ordenes pueden haber cambiado.
Emirleri değişmiş olabilir.
Suena, como que esta cansado de recibir ordenes en casa.
Evdeki işleri çekip çevirmekten bunalmış gibi görünüyorsunuz. Devam edin.
Ordenes de detención forzosa, que se harán según el criterio de los Servicios de seguridad, y que privan a todos los ciudadanos de la protección legal existente.
Zorunlu göz altına alma emirleri,... tamamıyla güvenlik güçlerinin takdirinde olan ve yurttaşları mevcut bütün yasal korumalardan mahrum bırakan emirler.
Ordenes ministeriales directas sobre el Poder Judicial.
Yargı üzerinde doğrudan Bakanlık ataması.
El Secretario de Interior no será quien dé las ordenes, seré yo.
- Emirleri İçişleri Bakanı vermeyecek. Ben vereceğim.
Ha ido a buscar las ordenes de Hanif.
Hanif'den talimatları almaya gitti.
Por ordenes de Pompeyo, Labieno llevará a cabo la primera parte de su plan de batalla.
Savaşın ilk planı için Pompeius Labienus'a emretti.
Cuando recibes tus ordenes del Emperador...
Emirleri imparatordan almaya başladıgında...
Sus ordenes, preparar la resistencia contra la embestida Romana en camino.
Emirleri, Roma saldırısına karşı direniş için hazırlanmaktı.
No, eso no es justo. Yo le di prioridad a esas ordenes.
Hayır, bu haksızlık.
Tengo que asegurarme de que los hombres están siguiendo las órdenes. Ordenes.
- Adamların emirlere uydugunu görmem gerek.
¿ Qué ordenes?
- Emirler. Ne emirleri?
Pues entonces diré que nunca recibí las ordenes.
O zaman ben de sadece emri almadığımı söylerim.