English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / español → turco / Oreos

Oreos traducir turco

114 traducción paralela
Me comí toda una fila de Oreos Dobles esta mañana.
Bu sabah birkaç paket Oreo'yu silip süpürdüm.
Dad la bienvenida a las Oreos.
Lütfen Oreos'u alkışlayalım.
¡ Vuelve aquí con mis Oreos, culo peludo!
Gel buraya, kurabiyelerimi geri ver! Seni pis kıllı şey!
Oh, oreos.
Mısır cipsi!
¡ Sí uno al que le gustan los oreos!
Doğru, mısır cipsine düşkün bir hayvan olmalı.
Te compré Prirngles y Oreos.
Cips ve bisküvi de aldım.
- ¿ Te gustan con galleta molida?
- Ezilmiş Oreos'lu olur mu?
- Serán las galletas.
- Belki Oreos'dandır ( kurabiye markası ).
- Yo no como galletas.
- Oreos yemiyorum.
Por cómo las separas, parece que tienes sexo con ellas.
Ne demek Oreos yemiyorum? Parçalyarak açarsın.... Sanki onlarla seks yaparsın.
- ¿ Me vas a comprar Galletas Oreos "?
- Markete gidip birşeyler alırmısın?
Es toda esa mierda que te metes por la nariz. Sabes, si no recuerdo mal, cuando era crío... esta gente solía tener Oreos.
Çocukluğumu hatırlıyorum da insanlar çikolatalı bisküvi yerlerdi.
Joey se metió 15 Oreos a la boca.
Joey ağzına 15 tane Oreo tıkıştırıyor.
Te traje un bolso grande de galletas defectuosas.
Sana koca bir paket bozuk Oreos getirdim.
_ Seguro, adoro las Oreos.
- Tabii. Oreos'u çok severim.
Hay galletas de chocolate.
Elimizde sadece Oreos varmış.
¿ Realmente irás al Zaire y abandonarás la torta, las Oreos con relleno doble y los hombres?
- Ne? Gerçekten Kongo'ya gidip pastadan, erkeklerden ve diğer zevklerden vaz mı geçeceksin?
Sabes, se debe mucho al cuarto de leche que vertimos en el patio trasero esperando a que creciera el árbol de "oreos".
Birçok kez yarım litreye yakın sütü arka bahçeye döküp çikolata ağacının çıkmasını bekledik.
A menos que sean Oreos, y sólo en la boca. ¡ Moriré!
Aromalı olursa ve ağızdan olursa başka tabii. Görmüyor musun? Ölüyorum!
Papas fritas y Oreos. Me conoces demasiado bien, Deeds.
Patates ve kremalı bisküvili.
Son galletas Oreos, Sheldon.
Oreos onlar, Sheldon.
- Dicen Oreos en ellas.
- Üstünde "Oreos" yazıyor.
- Son galletas Oreos, Sheldon.
Oreos onlar, Sheldon.
Oreos!
Kremalı bisküviler!
Dios, no había visto mis ahorros irse así desde que era niña y aparecieron las galletas Oreos con doble crema.
Farkındayım. Tanrım, birikimlerimin bu denli azalması... ... çocukluğumdan beri ilk kez başıma geliyor.
Y hablando de mirar, llevo todo el día con antojo de galletas de chocolate.
Ben avukatım. Kontrol demişken, bütün gün canım Double Oreos çekti.
Quiero una docena de Oreos doble, una inyección.
Bir düzine çift kremalı bisküvi istiyorum, damardan verin.
Lo escribí con Oreos una vez, pero ella tenía mucha hambre, y no estoy seguro si lo leyó.
Çikolatalı bisküviyle bir keresinde yazmıştım ama çok açtı ve yemeden önce okuduğundan emin değilim.
Adivino lo que esperabas : sacos de dormir, linternas, barriles, 3 cajas de Triscuits rancios, media bolsa de Oreos, Doritos y un bong.
Dur ne beklediğini tahmin edeyim. Uyku tulumları, fenerler, fıçı,.. ... üç kutu bayat kraker, yarısı yenmiş kremalı bisküvi paketi,..
Y esta mañana he desayunado huevos con salsa y medio paquete de Oreos.
Ve bu sabah acı soslu yumurta ve yarım paket çikolata yedim.
Oreos con doble crema...
Kremalı bisküvi...
El... está quitando la tapa de uno y y los pone juntos para hacerlos Oreos de cuádruple crema!
O... bir tarafını koparıyor Ve diğeriyle birleştirip iki katlı yapıyor!
Veo... Nieve, y chispas y Oreos cuádruples!
Görüyorum... dondurma, çikolata parçaları, ve iki katlı kremalı bisküvi!
Oscar se metió a la alacena, comió tres cajas de Oreos y se va a morir.
Oscar kilere girmiş. Üç kasa kaymaklı bisküvi yemiş.
No le doy de comer Oreos.
Kaymaklı bisküvi yedirmiyorum ki.
Y en vez de Oreos, Ginger Snaps, o Chips Ahoy, teníamos...
Ve Oreos, Ginger Snaps veya Chips Ahoy yerine...
También tenemos "Oreos" y café fresco.
Biz de Oreos ve taze kahve de var.
Sólo comieron un par de "Oreos".
Sadece bir çift Oreos gitti.
Yo las Oreos.
Ben hepsini de özledim.
Nutter butters, hombre. Pepperidge farm milanos.
Ben de Oreos'u özledim.
- Sólo Oreos.
- Sadece Oreos olur.
Porque me gustan las galletas Oreo.
Çünkü Oreos kurabiyelerini severdim
Le gustan las Oreos, y usted la llamaba "Monstruo de galleta", y lo acortó...
Oreos severmiş ve siz ona kurabiye canavarı dermişsiniz, siz takmışsınız
Pero en vez de la Coca un McFlurry con muchos Oreos y que los mezclen bien.
Ama kolanın yerine bol kurabiye parçacıklı McFlurry olsun. İyice karışsın.
Te prometo que no vivire de Oreos y refresco, está bien?
Söz veriyorum, abur cuburla karnımı doğurmayacağım. Tamam mı?
¿ Cuándo va a pasar eso? Deberían tener sus estantes llenos de Oreos y Hot Pockets para fin de año.
Raflarınız yeniden hazır sandviçler ve dondurulmuş yiyeceklerle dolacak.
Esta pequeña tarea de tomar los mini oreos me llevó 14 segundos.
Bu küçük Oreo'ları kurtarma operasyonu 14 saniye sürdü.
Oreos.
Oreos.
Yuca, barbacoa, oreos.
İşte benim adamım, Frank Robinson.
¿ Siguen teniendo Oreos?
Bizi ispiyonlamaz öyle değil mi?
También nos llaman twinkies y Oreos.
Asyalılara "Krem karamel", zencilere "Profiterol".

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]