Translate.vc / español → turco / Paradis
Paradis traducir turco
48 traducción paralela
Salió de un bar llamado Le Paradis a eso de las 23 : 30 con un joven alemán de paisano.
Le Paradis adında bir bardan 23 : 30'da ayrılmış sivil giyimli genç bir erkekle.
Una de mis propias alumnas, una joven cantante Maria Theresa Paradis me dijo que fue....
Öğrencilerimden biri, çok genç bir şarkıcı Maria Theresa Paradis bana dedi ki, ona...
Tienes un trabajo, 18, Calle Paradis.
Paradise Sokağı, 18 numarada bir iş var.
Casa del Dr. Gilbert. Repito, Calle Paradis...
Dr. Gilbert'ın evi, tekrar ediyorum Paradise Sokağı...
Estábamos dando una vuelta y llegamos a la...
Etrafta başıboş dolaşıyorduk ve şeye rastladık..... Rue de Paradis,
Rue de Paradis, donde está la fábrica y museo de Baccarat.
Baccarat'ın fabrikasının ve müzesinin olduğu yer.
"Te pareces a Vanessa Paradis, pero con más estilo."
"Vanessa Paradis'e benziyorsun, ama ondan daha klâssın."
" Mañana a las 7 en el café de la calle Paradis.
"Yarın akşam saat 7'de" rue de Paradis " deki kafede...
Siempre almuerzan en Café Paraiso con Finn.
Öğle tatili sırasında Finn ile yemek için hep Café Paradis'e giderler.
- Quién es Finn? - El dueño de Café Paraiso.
- Café Paradis'in sahibi.
Nena, ¿ me pones un Hennessy Paradis?
Yavrum, bir Hennessy Paradis versene.
Un Hennessy Paradis, por favor.
Bir Hennessy Paradis lütfen.
Calle de Paradis... 6 mil.
Cennet Sokağı... 6.000.
¿ El Paradis?
Paradis mi?
En realidad, en el distrito diez, en la calle Paradis.
Buldum aslında. Rue Paradis'in 10. bölgesinde.
¿ Sabían que Bambi se llama Bambola de la Concepcion Paradis?
Bambi'nin asıl adının "Bambola de la Concepcion Paradis" olduğunu biliyor muydunuz?
Nunca vas a encontrar un original, impreso sin daños de "Les enfants du paradis" los balanceos en la hamaca tomando pequeños sorbos de bebida.
Elinizde buzlu içeceğinizle hamakta sallanırken "Les Enfants du Paradis" in zarar görmemiş orijinal versiyonunu asla bulamazsınız.
Afirma que le atacó después de una velada en El Paradis.
El Paradis'te bir gece geçirdikten sonra,... ona saldırdığını iddia ediyor.
En la chica... ¿ después de El Paradis...?
Bu kız, El Paradis'ten sonra...?
El Paradis.
El Paradis'te.
Ve a El Paradis mañana.
Yarın El Paradis'e git.
Un aluvión de chicas extranjeras que se emplean en El Paradís.
El Paradis'te çalışan yabancı kız oranındaki fazlalık.
El papeleo de El Paradís.
El Paradis dokümanları...
- ¿ Cuánto tiempo ha trabajado en "El Paradis"?
- Ne zamandır El Paradis'te çalışıyorsunuz?
abogado, médico, actor, ministro... lo bastante tonto para cruzar las puertas de "El Paradis"
Avukat, doktor, aktör, bakan... El Paradis'in kapısından girecek kadar aptal olanlar alelacele Clienti'nin çekici kadınlarından biriyle tanıştırılıyor.
Lo he visto en "El Paradis".
Onu El Paradis'te gördüm.
¿ Qué es "El Paradis" sin ti, eh?
El Paradis sensiz nasıl olur düşün bakalım?
que claramente están usando sus influencias para sostener la vida aquí del Sr. Cilenti.
El Paradis'te vakit geçiren ve açıkça nüfuzlarını Cilenti'nin işlerini kolaylaştırmak için kullanan kimseler.
- Trabajaba en El Paradis.
El Paradis'te çalışıyordu.
Ellos estarán el "El Paradis".
El Paradis'te olacaklar.
Puede intentarlo en "El Paradis".
El Paradis'i deneyebilirsin.
Héctor, "El Paradis", esta noche.
Hector! El Paradis, bu gece.
Así que te veré esta noche en "El Paradis".
O yüzden bu akşam seni El Paradis'te göreceğim.
- A " El Paradis!
- El Paradis.
Bueno, ya sabes lo que pasa con "El Paradis"... no eres nadie a menos que estés aquí.
El Paradis nasıldır bilirsin... Burada olmazsan hiç kimse olursun.
Estarán en "El Paradis".
El Paradis'te olacaklar.
¿ Las denuncias contra el Sr. Madden por pegar a una mujer que trabajaba en El Paradis son ciertas?
Bay Madden'ın El Paradis'te çalışan bir kadını dövdüğüne dair söylentiler doğru mu?
Intentó distanciarse de El Paradis declarando "era el sitio para ver y ser visto y me disgustaría si las acusaciones hechas por la policía resultan ser ciertas".
"Kendini El Paradis'ten ayrı tutarak yaptığı açıklamada şunları söyledi." "Gidilesi, görülesi bir yer." "Polis tarafından ortaya atılan iddiaların doğruluğu kanıtlanırsa dehşete düşerim."
Llevar a "The Hour" a alguien que conoce mejor que nadie las idas y venidas de "El Paradis".
The Hour'a, El Paradis'e giren ve çıkanları herkesten iyi bilen kişiyi çıkart.
Es el propietario de "El Paradis". ¿ Cebos para qué?
O El Paradis'in sahibi. Ne için yemdiniz?
- El Gran Paradis de Cocina de Joe.
- Joe'nun Görkemli Yemek Cenneti.
- El Paradis de Cocina de Joe.
- Joe'nun Yemek Cenneti.
Tus expectativas, ¿ y qué pasa con lo de "paradis"?
Senin şu beklentilerin, "cennet" in nesi var?
"Orgullosamente traído a ustedes por : El Gran Paradis de Cocaína de Joe."
"Joe'nun Görkemli Yemek Cenneti gururla sunar."
Oh, será como nosotros en nuestra propia isla en el paraíso
Oh, ce sera comme nous sommes sur notre propre île privée au paradis.
Informe de la patrulla del Paradise.
Paradis River devriyesi... Arapaholar bize saldırdı.
Una lista de hombres importantes, la mayoría en el gobierno, que han sido entretenidos en "El Paradis"
Üst düzey insanlardan oluşan bir liste, çoğu hükümet çalışanı.
- ¿ Su fuente en "El Paradis"? - La he estado llamando esta mañana.
- El Paradis'teki kaynağına ne oldu?