Parker traducir turco

No estarás pensando en robar estos autos, ¿ no es así Parker?

Bu arabaları çalmayı düşünmüyorsun değil mi Parker?

Sr. Parker, me gustaría expresar nuestra gratitud y decir lo mucho que apreciamos su compra. Si alguna vez hay algo más que necesite, solo tiene que preguntar.

Bay Parker, sizinle iş yapmaktan ne kadar hoşlandığımızı tekrar ifade edebilir miyim?

¿ Qué tienes, Parker?

Ne buldun Parker?

Parker!

Parker?

¿ Sr. Parker?

- Bay Parker?

Un momento, Sr. y sera atendido ¿ Sr. Parker?

Bir saniye efendim, birazdan sizinle ilgileneceğim.

¿ Sr.?

- Bay Parker? - Efendim?

¿ Sr. Parker...?

Bay Parker.

¿ Sr. Parker?

Bay Parker.

Jonathan Parker.

Jonathan Parker.

- Siéntese, Parker.

- Otursana, Parker.

Necesitamos resultados, Parker.

Sonuca ihtiyacımız var, Parker.

Y dejemos a Parker fuera de ésta, ¿ de acuerdo?

Parker'ı bu sefer işin dışında tutalım, olur mu?

- ¿ Dónde está Parker?

- Parker nerede?

- ¿ Hablas de Parker?

- Parker'ı mı diyorsun?

Le dijo a Parker que queria cinco millones... para olvidar lo sucedido.

Parker'a olanların hiç yaşanmamış gibi olması için 5 milyon istediğini söyleyin.

¿ Y si Parker quiere reunirse?

- Parker buluşmak isterse?

El Sr. Parker vino hace unas semanas.

Bay Parker birkaç hafta önce geldi.

Los demás me advertían : "Cuidado con Parker, no te fíes de él".

İnsanlar bana, "Dikkatli ol Parker, ona güvenemezsin." derdi.

Soy Parker.

Benim Parker.

¿ Dónde está Parker?

Parker nerede?

Detective sargento Al Parker.

Dedektif Çavuş Al Parker.

El oficial Parker acompañó a Tui hasta su casa.

Dedektif Parker onu eve götürdü.

El detective Parker me echó. ¿ No me diga?

Detektif Parker beni görevden aldı.

Sugerí que tres casos pasaran a Investigación Forense.

Başlarındaki Al Parker'la birlikte. Adli soruşturma yapılması için üç dava önerdim.

Soy la Agente Debra Parker. ¿ Cómo estás? - Saluda.

Emma, ben Ajan Debra Paker, nasılsın?

Se comunicó con la agente Parker. ¿ Quién habla?

Ben Ajan Paker, kimsiniz?

Agente Parker.

Ajan Parker.

Agente Parker, Hardy está fuera de la casa.

Ajan Parker. Hardy evden çıktı.

- Hola señora Parker.

Hadi. Hadi. Zamanı!

Bienvenidos a ¨ casa de parker ¨.Despues

"Parker'ların Evi" ne hoş geldiniz.

Dios, Daisy Parker. ¿ Tengo que llamar a mi abogado?

Tanrım, Daisy Parker. Avukatımı aramam gerekiyor mu?

- Wesley Parker.

- Wesley Parker.

Wesley, Wesley Parker.

Wesley, Wesley Parker.

¿ Parker? ¿ Que estas...?

Parker, sen ne...?

¿ El de terapia intensiva, Parker?

- Yoğun bakımdaki hasta, Parker Crane?

Parker Crane. Es el.

Parker Crane, bu o.

Debe de ser el dormitorio de Parker Crane.

Tahminimce bu Parker Crane'in yatak odası.

Simplemente significa la madre de Parker Crane.

Anlamı basit olarak... Parker Crane'in annesi.

Parker uso ese vestido para cometer sus asesinatos.

Parker bu gelinliği giyip... cinayet işliyordu.

¿ Que tiene Parker Crane atras de su espalda?

Parker Crane arkasında ne tutuyor?

¡ Yo me llamo Parker!

Adım Parker!

¡ No te Hamas Parker!

Senin adın Parker değil!

Parker, ayudame a destruir los recuerdos de ella.

Parker, onun anılarını yok etmeme yardım et.

Soy la Dra. Parker.

Ben Dr. Parker.

¿ Dra. Parker? ¿ Ocurre algo?

Dr. Parker, bir sorun mu var?

- ¿ Es la amiga de la Dra. Parker?

Bu Dr. Parker'ın arkadaşı mı?

La amiga adinerada de la Dra. Parker.

Dr. Parker'ın zengin arkadaşı.

Es como una oficina de Objetos Perdidos, con Al Parker como encargado.

Kayıp Bürosu gibiler.

Parker.

Parker.

- Hola chicos, algo emocionante hoy?

- Ben geldim. - Selam, May Yenge. - Selam, Bayan Parker.