English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / español → turco / Parma

Parma traducir turco

216 traducción paralela
¡ El festín de boda para la duquesa de Parma, la mujer más bella de Italia!
"İtalya'nın en güzel kadını olan Parma Düşesi'nin düğün şöleni!"
El abuelo se hubiera casado con la duquesa de Parma... Y Paulette sería la princesa de Nápoles.
Büyükbaba, Parma Düşesi ile evlenmiş olacak ve Paulette de Napoli prensesi olacaktı.
Profesor Marangoni, en Bologna, Parma o Reggio Emilia, ¡ Soy siempre el numero 1!
Profesör Marangoni, Bologna, Parma ya da Reggio Emilia fark etmez ben her zaman en iyisiyim!
En Parma, Bologna o Modena creo no haber visto ninguna tirada así.
Parma, Bologna ya da Modena'nın böyle bir vuruş gördüğünü sanmıyorum.
Entonces está bien, romano, ¿ no? De Parma hacia abajo, todos romanos. Menuda plaga.
Ne fark eder, Parma ve aşağısındakiler ya Romalıdır ya da Napoli mafyasındandır.
Como a Ud. Pero Ud. prefería el jamón.
Senin gibi Hélene, ancak sen Parma salamını seversin.
Un domingo de abril de 1962,... poco antes de la Semana Santa, en Parma.
1962 Nisanı'nda bir pazar günü. Paskalya'dan hemen önce, Parma.
Como en un sueño me encuentro ante las puertas de la ciudad,... los bastiones, los portones del peaje,... los campanarios como minaretes,... las cúpulas como colinas de piedra,... los tejados grises, las terrazas abiertas,... y debajo las calles, los barrios, las plazas,... la Plaza,... y en medio, el río, el Parma,... que divide las dos ciudades, la rica de la pobre.
Sanki bir rüyadaymışım gibi kendimi şehrin kapıları önünde buluyorum. Burçlar, turnikeler, minareye benzeyen çan kuleleri taş tepelere benzeyen kubbeler, gri çatılar, açık teraslar. Aşağıda caddeler, mahalleler, meydanlar.
Estos son mis iguales, los burgueses de Parma,... los de la misa cotidiana.
Bunlar benim emsallerim. Gün ortasındaki ayinden çıkan Parma'nın burjuvaları.
Mi sobrinito de Parma...
Parma'daki küçük yeğenim.
Hoy, Domingo de Ramos,... ¡ mucha gente en Parma no se levantará de la mesa entre la comida y la cena!
"Bugün, Paskalya pazarı pek çok insan Parma'da öğle yemeği ila akşam yemeği arasında masasını bile terk etmeyecek."
No, te juro que no estoy en Milán. Te estoy llamando desde Parma.
Hayır, yemin ederim Milan'da değilim.
- He estado buscando por medio Parma. - Éste es... ¿ cómo te llamas?
- Parma'nın yarısını aradım.
Es de Parma, ¿ verdad?
Parma'lı, değil mi?
Siempre se pueden conseguir zapatos ingleses en Parma.
Parma'da İngiliz ayakkabılarını her daim alabiliyorsun.
El hombre que ve es Lewis Parma quien con extorsión, secuestros y asesinatos tiene el control total de la distribución de alimentos en todo Estados Unidos.
Gördüğün adamın adı Lewis Parma kendisi gasp, adam kaçırma ve cinayetle Birleşik Devletler'de gıda dağıtım sektörünün kontrolünü tamamen ele almak üzere.
Controlando el precio de los alimentos como presión Parma está aumentando su poder en otros ámbitos de negocios, mano de obra y gobierno.
Gıda fiyatlarının kontrolünde olmasını koz kullanarak Parma, diğer sektörlere de el atmaya ve hükümete girmeye çalışacak.
Su misión, Jim, si decide aceptarla es apartar a Lewis Parma de sus negocios.
Görevin Jim, eğer kabul edersen Lewis Parma'yı bu işin dışında bırakmak.
Por ahora no tenemos nada sobre Parma.
Şimdiye kadar Parma'yı bir şeyle suçlamamız mümkün olmadı.
Vamos a atrapar a Parma y solo hay un modo de hacerlo.
Parma'yı bu işten vazgeçireceğiz ve bunun da sadece tek bir yolu var.
- Que Parma lo haga por nosotros.
- Parma, bizim için kendi yapacak.
Alguien cuyo testimonio afecte a Parma.
Tanıklığıyla Parma'yı iyice sarsacak biri.
Los chicos de Parma no hablan.
Fakat Parma'nın adamları konuşmaz.
Sí, porque en el pasado fueran cuales fueran los cargos Parma siempre los ha librado.
Doğru, çünkü geçmişte şartlar ve ücretleri ne olursa olsun Parma konuşanların hepsini öldürdü.
Jim, entonces ¿ cómo convenceremos a uno de ellos de que lo ha traicionado?
Jim, durum böyleyse..... Parma'nın ona hayal kırıklığı yaşattığı konusunda bir adamını nasıl ikna edeceğiz?
Ahora hay que volver loco a Parma para que quiera matarme.
Artık tüm yapmamız gereken Parma'yı beni öldürmesi için yeterince delirtmek.
- ¿ Es el despacho de Parma?
- Parma'nın ofisi mi?
Parma logró su perdón horas antes de su ejecución.
İnfazcının onu öldürmesine sekiz saat kala Parma hayatını bağışlamış.
¿ Y Parma?
Parma nerede?
Quiero ver a Parma.
Parma'yı getir. Onu görmek istiyorum.
Parma dice que no te conoce.
Parma seni tanımadığını söylüyor.
Que no sabe quién eres.
Parma adını hiç duymadığını söylüyor.
¿ Cadena perpetua a cambio de mandar a Parma a la cámara de gas?
Parma'yı gaz odasına göndermenin karşılığında müebbet hapis mi?
¿ Puede avisar a Parma?
Parma'yı bulabilir misin?
¿ Ha hablado con Parma?
Parma ile konuştun mu?
- ¿ Ha hablado con Parma?
- Parma ile konuştun mu?
- Sí, he hablado con él.
- Evet, Parma'yla konuştum.
Dile lo que sabes de Parma.
Parma hakkında istediklerini ona söyle.
Parma está tramando algo.
Parma'nın aklında bir şeyler vardır.
Oye, Vic ¿ cuándo te darás cuenta de que Parma te ha utilizado?
Bak Vic Parma'nın seni kullandığını neden anlamıyorsun?
También tengo una orden de clemencia firmada por el gobernador ordenando anular la ejecución a condición de que ofrezcas pruebas que puedan usarse en la acusación por los numerosos delitos capitales de Lewis George Parma.
Ayrıca elimde vali tarafından imzalanmış merhamet anlaşması olarak sayılan Lewis George Parma'nın soruşturmada kullanılabilecek kanıtlanmamış sermaye suçlarına kendi isteğinle tanıklık etmen şartıyla yürütmeyi durdurma emri var.
Parma no me dejará morir.
Parma ölmeme izin vermeyecek.
Avisen a Parma.
Parma'yı getirin.
Llamen a Lew Parma.
Lew Parma'yı getirin.
¡ Avisen a Parma!
Parma'yı getirin!
Parma vendrá a sacarme de esta.
Parma gelecek ve beni buradan çıkaracak.
Hice siete encargos para Parma.
Parma için 7 tane iş yaptım.
Parma estaba presente cuando Ross me dio el contrato.
Ross bana sözleşmeyi verirken Parma da odadaydı.
Qué largas son las tardes en Parma.
Parma'da öğleden sonraları ne uzun!
Siempre se come demasiado en Parma.
İnsan Parma'da hep daha fazla yer.
He recibido tu carta.
Parma'dan arıyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]