English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / español → turco / Pasó

Pasó traducir turco

86,490 traducción paralela
Oiga, no sé qué pasó cuando me fui, pero fui a Santa Mónica en una misión oficial.
Bakın, ben ayrıldıktan sonra ne oldu bilmiyorum ama Santa Monica'ya resmi yetki ile gittim.
Oigan, ensayamos estas operaciones para que no cayéramos en errores de novatos como nos pasó ahora.
Beyler, orada yaptığımız gibi amatörce hatalar yapmamak için bu operasyonları prova ediyoruz.
¿ así que por qué no me dices lo que pasó ahí?
Bana burada neler olduğunu söylemek ister misin?
¿ Qué le pasó?
Ona ne oldu?
Creo que le pasó algo terrible.
Sanırım başına korkunç bir şey geldi.
¿ Sabes qué le pasó?
Ona ne olduğunu biliyor musun?
¿ Qué demonios te pasó, Bram?
Sana ne oldu böyle Bram?
¿ Cómo le pasó esto?
Bu nasıl oldu?
¿ Qué pasó?
Ne oldu?
Pero, Katie, lo que pasó con Lindsey... por tu bien, por como se ve, tienes que reconciliarte con ella.
Katie, Lindsey ile aranızda olanlar, Kendi iyiliğiniz için, etrafa kötü göründüğü için onunla işleri yoluna koymalısın.
Arruinaste nuestra operación con los raps y dejaste el grupo, pero cuando tú necesitas algo, tenemos que fingir que nada pasó.
Uzaylılara yaptığımız operasyonu baltaladın ve grubu terkettin. Buna rağmen yardıma ihtiyacın olduğunda bu hiç olmamış gibi mi davranmamız gerekiyor?
Si no hay evidencia, en lo absoluto, de que la pequeña conspiración de la pólvora de tu amiga sucedió aquí, pues entonces no pasó.
Arkadaşının barut komplosunun buradan yapıldığına dair kanıt yoksa, o zaman hiç olmamıştır.
Y si no pasó, pues entonces quizá todos vivamos un día más.
Eğer olmadıysa o zaman hepimiz yaşamaya devam ederiz.
Te dije lo que iba a pasar y pasó.
Sana, ne olabileceğini söyledim. Ve oldu.
- ¿ Qué pasó?
Ne oldu?
Cubriremos el área del choque, diré una historia convincente y la próxima semana nadie en mi área recordará lo que pasó.
Kaza bölgesini örtbas edeceğiz, ikna edici bir hikaye anlatacağım, Ve önümüzdeki hafta boyunca, benim blokumdaki hiç kimse Neler olduğunu hatırlar mısın.
¿ Qué diablos pasó ahí?
Orada ne oldu?
Dile al obispo que no más eventos para la iglesia... no después de lo que pasó la última vez.
Piskoposa söyle bir daha kilise etkinliği olmaz. Hele son sefer olanlardan sonra.
- ¿ Qué pasó la última vez?
- Son sefer ne oldu ki?
¿ Qué pasó con el "hola"?
Merhabaya ne oldu?
¿ Qué pasó con tus privilegios?
Ayrıcalığına ne oldu?
Momento. ¿ Qué pasó con mi pandilla?
Bekle. Çeteme ne oldu?
¿ Cómo pasó eso?
Bu nasıl oldu?
¿ Qué pasó con tus cosas?
Eşyalarına ne oldu?
ESTO ES LO QUE PASÓ A CONTINUACIÓN.
Sonrasında bunlar oldu :
¿ Qué le pasó a este lugar? Hay personas usando batas de toalla como si fueran romanos antiguos.
Herhangi bir satranç ustasının veya uluslararası bir ustanın, hislerimi anlayacağını sanmıyorum.
¿ Qué le pasó a Mei?
- Mei'ye ne oldu?
Está bien, ¿ qué pasó?
- Peki ne oldu?
Lo que pasó allí afuera es un crimen.
Orada yaşananlar suç olduğu için ceza verilmeli.
¿ Qué te pasó?
Sana ne oldu?
No podemos cambiar lo que pasó, pero podemos seguir adelante en el esfuerzo por lograr la paz.
Yaşananları değiştiremeyiz ama barış girişiminde yol alabiliriz.
¿ Y qué pasó con las puertas?
Kapı neden böyle peki?
Pero pasó siglos ahí, siendo un charco, ¿ qué cambio?
Ama yıllar boyu bir gölet olarak yaşamını sürdürdü.
Dime lo que pasó.
Bana ne olduğunu anlat.
Sí, pero, ¿ qué pasó con la señora Zacharides?
Evet ama ya Bayan Zacharides?
Lo que pasó en el banco no tenía nada que ver con usted.
Bankada olanlarda senin yapabileceğin bir şey yoktu.
Le pasó la pelota a una estudiante inocente.
Suçu masum bir öğrenci hemşirenin üzerine attınız.
¿ Voy a averiguar qué le pasó al doctor Laxman?
Dr Laxman'a ne olduğunu bulacak mıyım?
No queríamos que la gente pensara que teníamos nada que ver con lo que le pasó.
O adama bir şey yaptığımızı düşünmelerini istemedik.
No había nadie y no sabía qué pasó.
Ev boştu, ne olduğunu anlayamadım.
¿ Qué pasó con las cosas de Nick?
Nick'in eşyası ne olacak?
- ¿ Pasó algo más?
Başka birşey?
- ¿ Entonces qué pasó?
O zaman ne oldu?
¿ O no pasó?
Ya da ne olmadı?
¿ Qué le pasó a tu cara?
Yüzüne ne oldu?
Cariño, ¿ sabes qué le pasó al amigo de papá, Bonaparte?
Hayatım, babanın arkadaşı Bonaparte'a ne olduğunu biliyor musun?
Vas a tener que que lidiar con lo que crees que pasó aquí.
Burada olduğunu düşündüğün şeyle başetmen gerek.
- ¿ Con lo que creo que pasó?
- Ne düşündüğümle mi?
¿ Qué le pasó a Hennessey?
- Hennessey'e ne oldu?
¿ Qué le pasó a este lugar?
Buraya ne olmuş böyle?
- ¿ Entonces qué pasó?
- Ne oldu?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]