English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / español → turco / Perdón

Perdón traducir turco

38,448 traducción paralela
¿ Viste últimamente algo bueno en la tele? - ¿ Perdón?
Son günlerde hiç TV'de iyi şeyler izlediniz mi?
Perdón. A veces me paso con tanto bla bla bla.
Kusura bakmayın, bazen kaptırıveriyorum kendimi.
Perdón por la mentira, pero tengo que proteger al Moondog.
Yalan söylediğim için özür dilerim ama Moondog'u korumak zorundayım.
- Sí. Perdón por no traer la de mi papá.
Özür dilerim, babamınkini getirmedim.
- ¿ Perdón?
- Pardon?
Perdón. ¿ Mudarnos?
Pardon, taşınmak mı?
Perdón, entrenador. ¿ 72 segundos?
Üzgünüm, Koç. 72 saniye?
Perdón.
Üzgünüm.
Vale. Perdón. Bien.
Tamam, pardon, pekala.
Jesús debería estar pidiéndome perdón.
İsa benden af dilemeli.
No perdón, eso es lo que solía decirle a la gente cuando mentía sobre mi edad.
Pardon, yaşım hakkında insanlara yalan söylerken böyle derdim.
Homer, perdón, tienes que entenderlo.
Homer, üzgünüm. Anlaman gerekiyor.
Pedir perdón...
Af dilemeliydim.
- Perdón por eso, tío.
- Kusura bakma.
Oh, mierda. Perdón.
Ha siktir, kusura bakma ya.
Perdón. ¿ Recuerdos?
Pardon. Anılar?
- ¿ Perdón?
- Efendim?
Y como le enseñaste a Harvey y Harvey me enseñó a mí, es mejor pedir perdón que pedir permiso.
Senin Harvey'e, Harvey'nin bana öğrettiği gibi özür dilemek izin istemekten iyidir.
- ¿ Perdón?
- Anlayamadım?
Perdón, yo... puedo volverme muy aburrido hablando de este asunto.
Affedersin seni çok sıktım galiba.
Perdón.
Özür dilerim. Önemli olan şu an iyi olman.
No necesito tu perdón, Sean.
- Senin affına ihtiyacım yok Sean.
Jessica te va a matar. Así que solo espera y en otros... Perdón, ¿ cuándo dices que se vence su contrato?
İşleri biraz oluruna bırak- - Bir dakika sözleşme ne zaman bitiyordu?
- ¿ Perdón?
- Özür dilerim?
Perdón, ¿ qué fue eso?
Özür dilerim, o da neydi?
Perdón. Creo que estoy en el cuarto equivocado.
- Pardon galiba yanlış odaya geldim.
Perdón por regresar a tu casa, Sean, pero esto no puede esperar.
Yine evine geldiğim için üzgünüm Sean ama bekleyemeyecek bir şeydi.
- Ya no la traemos, perdón.
Artık onları getirtmiyoruz.
- Perdón.
- Üzgünüm, evet.
Sí, perdón, le diré que eres tú Solo...
Üzgünüm, evet. Tamam, peki. Sen olduğunu söyleyeceğim...
Ya sé, perdón.
Biliyorum, üzgünüm.
- Perdón, lo olvidé.
Üzgünüm, unuttum.
El Señor predica el perdón para aquellos que se arrepienten de sus pecados.
Tanrı'nın vaazı günahlarından pişman olup affedilmek isteyenler içindir. Bu şen bir haber.
Eso es derrotista. ¿ Perdón?
Yenilgiyi kabul etmek bu.
Perdón, amigo.
Üzgünüm, dostum.
Donde hay ofensa, perdón donde hay duda, fe ;
Kıyım olan yerde, mağfireti ;.. ... şüphe olan yerde, imanı ;..
¿ Perdón?
Efendim?
Perdón.
Afedersiniz.
Hoy en día lo hay por estos camarógrafos nuevos, perdón, camarógrafa.
Özellikle bu yeni kameralar.. Üzgünüm! Demek istediğim, kadınlar.
¿ Perdón?
Affedersin!
- Perdón.
- Kısa film! Üzgünüm.
- Oh, perdón.
- Ah özür dilerim!
Perdón, no sabía dónde deje el teléfono.
Üzgünüm, benimle telefonum yoktu.
¿ Perdón?
Affedersin?
"Perdón", eso no es justo.
Üzgünüm. Bu adil değil!
¿ Perdón?
Anlamadım?
Perdón.
Pardon, duyamadım.
¿ Perdón?
- Anlamadım?
Perdón, no quería...
Üzgünüm, bilmiyordum...
- Perdón.
- Üzgünüm.
¿ Perdón?
- Pardon?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]