English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / español → turco / Pinata

Pinata traducir turco

370 traducción paralela
¿ Qué es una piñata?
"Pinata" nedir?
Una piñata está llena de sorpresas... regalos.
"Pinata" sürprizlerle doludur.
Vamos a romper la piñata.
pinata. rahat bırakın.
Parece una piñata.
Bir pinata benziyor
Siete juega a la piñata Con los otros niños.
Yedi diğer çocuklarla pinata oynuyor.
Dónde está esa temible pinata?
Nerde o şeker dolu korkunç yaratık?
Vamos a romper la piñata.
İyi, Haydi pinatayı kıralım.
- No puedo creer que no hayas estallado como una piñata aún.
- Şimdiye kadar Pinata gibi kafayı yemediğine inanmıyorum.
Y cuando llegas, de repente te encuentras pegándole a una piñata, con un sombrero puesto.
Oraya gittiğinde ise, hatırladığın bir sonraki şey... pinata sallandırdığın ve bir şapka taktığın oluyor.
Sólo porque tú fueses a México a romper más que una piñata, no significa que yo vaya a lo mismo.
Meksika'ya son gidişinde pinatadan fazlasına vurmuş olabilirsin. Ama benim gidiş nedenim o değildi.
Esta es una auténtica piñata mexicana.
Ağaçta orijinal Meksika işi bir pinata asılı.
Ayer golpeó una piñata.
Dün bir pinata'yı dövdü.
¿ No es eso lo que se hace con las piñatas?
- Pinata zaten dövmek için değil mi?
Muy bien, familia Simpson, péguenle a la piñata.
Pekala, Simpsonlar, pinata'yı dövün.
La mayor parte de mis cosas hecha de coco nogal, pero esto no es hace no tratar de disolver
Malzemelerden çoğu "Pinata" dır. Ama bu öyle değil. Sakın onu bir yerlere atma.
¿ Piñata festiva?
Kutlama pinata'sı.
Una piñata.
Bir "Pinata".
Y ahora tu piñata, Donald.
İşte seninki Donald.
Se supone que seré la Gran Duquesa Anastasia pero creo que luzco más como una piñata.
Grandüşes Anastasia olacaktım. Ama daha çok römorkör Annie'ye benzedim.
Después, unas mujeres con niños que llevaran una piñata llena de dinamita se acercaran a esa puerta.
İkinci olarak dinamitle dolu bir piñata taşıyan kadın ve çocuklar o kapıya yeterince yaklaşabilirler.
¿ Que es una piñata?
Piñata nedir?
Hogan, la piñata.
Hogan, piñata.
Las mujeres de la piñata echaran a andar lentamente.
Piñata'yı getiren kadınlar yavaşça sokaktan gelmeye başlayacak.
Van a colocar la piñata justo en la entrada.
Piñata'yı tam olarak dışarıya koyacaklar.
- ¿ Sabe que es una piñata?
- Piñata ne biliyor musunuz?
- Ha llegado la hora de la piñata.
- Oyun zamanı geldi.
- ¡ Papà va a partir la piñata!
- Babam şimdi sopayla vuracak!
- Se llama pi... "piñata".
- Buna...'Şeker Küpü'deniliyor.
Lo llaman "La Piñata Humana".
Buna "La Piñata Humana" diyor.
Hay que escoger servicio de banquetes, su piñata, tu padrino de boda.
Yemek servisini ayarlamanız lazım, pasta seçmeniz lazım, sağdıç seçmeniz lazım.
- Antes de la piñata.
Halat çekme oyunundan hemen sonra gidecekler, efendim. - Harika.
De cualquier manera, el niño aquí Quiere hacer una grieta en su piñata.
Neyse çocuk piñata istiyor.
Ow!
- Pinata!
Mirate a ti, mi pequeña piñata.
Şu haline bak, küçük pinyatam.
Noxxee, ella verdaderamente tiene una piñata en la cabeza. No le hagas caso, Vida.
O konuya girme, Vida.
Y yo con un bate de beisbol, podría colgarlo del techo y jugar a la piñata.
Benim de bir beysbol sopam olsaydı seni tavana asıp piñata oynayabilirdik.
¿ Una piñata?
Piñata demek.
Eras como una gran piñata Mike Flaherty ahí arriba.
Orada, büyük bir Mike Flaherty kuklası gibiydin.
Quien tiene la piñata?
Eşek kimde?
Miles de estos parásitos vienen como si una piñata hubiera explotado.
Her gece bu asalaklardan binlercesi... sel gibi sinirin uzerinden akarak mal bulmus gibi geliyor.
¡ La Estrella de Belén no es una piñata!
"Bethlehem Yıldızı" oyuncak değil.
Sorpresa. Rompa la piñata.
Break out the piñata. "
Como yo veo las cosas tienes 30 segundos antes de que te conviertan en piñata.
Anladığım kadarıyla seni kalbura çevirmelerine 30 saniye var.
La próxima vez espera a que dejen de dar palos a la piñata para tirarte a por los caramelos.
Bir daha sefere piyataya dalmadan önce sallanmasının durmasını bekle.
¡ Conseguí un payaso, un zoo infantil, una gran piñata, de todo!
Palyaço, pasta, hayvanat bahçesi, kıçım kadar kocaman şeker. İşe yarar.
Lo único que pude conseguir tan rápido fue un pastel y la piñata de trasero.
Şu ana kadar temin edebildiğim tek şey pasta ve kıçım kadar şeker.
Parezco una piñata.
Festival eşeğine benzedim.
Con una piñata. ¿ Recuerdas?
- Oyuncak ayı da vardı. Hatırladın mı?
¿ Piñata?
Doldurulmuş oyuncak nedir?
No sé lo que es una piñata.
Ne olduğunu bilmiyorum.
Basicamente tuve que hacer una piñata con el craneo de Jerry el corredor de apuestas.
Aslında bahisçi Jerry'nin kafatasıyla top oynamak zorunda kaldım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]