English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / español → turco / Ponté

Ponté traducir turco

10,377 traducción paralela
Tony, ponte de pie, porque tú usas tu don para la Gloria de Dios.
Hatta Tony, ayaktasın, çünkü sen hediyeni yüce Tanrı için kullanıyorsun.
Solo ponte de pie, camina y tómate la foto.
Kalkıp valimizin yanına git ve onunla fotoğraf çektir.
Ponte contra la pared.
Duvara dayanın.
Ponte a la cola.
Sıraya geçin.
Adelante, ponte ahí, cariño, déjame tomar una foto de toda la familia.
Hadi canım, sen de gir. Tüm ailenin fotoğrafını çekeyim.
Toma... ponte esto.
Bunu sen giyersin.
Si quieres ayudarme a encontrar repuestas ponte a buscar los antecedentes de la doctora McKellar.
Bir cevap bulmam konusunda yardımcı olmak istiyorsan Elishia McKellar'ın geçmişini bir araştır.
- Papá, ponte esto, por favor.
- Baba, bunu tak lütfen.
" Mejor ponte duro, hijo mío.
" Sertleşmeye başlasan iyi olur.
- Tú ponte arriba.
- Sen üste çık.
- Ponte arriba. - Sí.
Üste çık.
Vale, ponte ahí, hermano.
Gir içeri kardeşim.
Ponte la gorra.
Bereni giy.
- Ponte a la cola.
- Sıraya gir.
De acuerdo, ponte de rodillas.
Tamam, diz çök.
Al auto, niña. Ponte el cinturón.
Arabaya geçip kemerini bağla bakalım.
- Soph, ponte los zapatos.
Soph, ayakkabılarını giy.
Quitate los pantalones y ponte estos chándal.
İşte, pantolonunu çıkar, eşofmanları giy.
- Ponte el cristal.
- Kristali tak.
Finn, ponte el cinturón de seguridad.
Finn, emniyet kemerini tak.
¡ Ponte el cinturón de seguridad!
Emniyet kemerini tak!
¡ Ponte el puto cinturón de una puta vez!
Tak şu soktuğumun kemerini. Hadi!
Ponte en movimiento.
Kıpırda.
Ponte a la fila.
Sıraya gir.
¡ Ponte la ropa!
Kıyafetlerini giy.
Así que, ponte manos a la obra y encuentra a Tucker o pondré a alguien al mando que lo haga.
O yüzden Tucker'ı bulun, yoksa bulacak birini getirtirim.
Ponte cómodo, niño.
Rahatına bak evlat.
Ponte cómodo, amigo.
Rahatına bak evlat.
No, ponte a trabajar, y utiliza esa magnífica memoria tuya... para algo más que... abrirte camino en la vida a punta de mentiras.
Hayır, işe koyul, ve şu muazzam hafızanı hayattaki her şeyi haksızca elde etmekten başka bir şey için kullanmış ol.
Así que ponte en mi lugar... y pregúntate, ¿ qué habrías hecho?
Şimdi kendini benim yerime koy ve kendine bir sor, sen ne yapardın?
Pues ponte a ello.
Başla o zaman.
Tú, ponte en marcha.
Sana gelirsek, yola çık.
Ponte de pie.
- Ayağa kalk!
Tira el cuchillo y ponte de rodillas.
Bıçağı bırak, dizlerinin üstüne çök.
Ponte de rodillas.
Dizlerinin üstüne.
Ponte pañales.
Bunu giy.
Sí, así que ponte sobrio e inyéctate algo de penicilina, porque
Evet ayıl ve birkaç penisilin iğnesi ol çünkü...
Ponte esto.
Şunu giy.
Ponte los zapatos.
Ayakkabılarını giy.
Ponte las botas, por favor.
Botlarını giy lütfen.
Deja de hablar, ponte a cocinar, ¿ vale?
Konuşmayı kes, yemeğe başla. Tamam mı?
Ponte en pie.
Kalk.
- Ponte en pie.
- Kalk.
Dan, ponte en mis zapatos.
Dan, kendini benim yerime koy.
Ahora, escucha, ponte en modo de ahorro de energía.
Şimdi, dinle. Kendini enerji tasarrufu moduna al.
Ahora ponte esta tela sobre tu cabeza.
Şimdi bu kumaşla başını örtelim.
Junior, ponte con el caso de Jalil Thompson.
Seni de Jalil Thompson olayına veriyorum.
Ponte de rodillas, abajo.
Dizlerinin üstüne çök. Çök.
Ponte a trabajar.
İşe koyul.
Ponte de su lado.
Onun tarafını tut.
Por favor ponte a trabajar.
- Tamam.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]