Translate.vc / español → turco / Pounds
Pounds traducir turco
43 traducción paralela
450 kilos de cerdo salado, 1.400 kg. De frijoles.
1,000 pounds Domuz eti tuzlama, 3,000 pounds fasulye.
Compré 100 kilos de limas.
- Kireç, 200 pounds a aldım.
- Caso Cerrado.
- Dava düşmüştür. - [Pounds Gavel]
¿ Doscientas sesenta libras?
İki yüz altmış? Pounds?
Era el piso 70 y había ventanas de 225 kg.
Bu 70 katlı sert camdan 400 pounds'luk pencere
£ 500.000 libras a ganador.
£ 500,000 pounds yatırıyorum.
4.600 libras.
4.600 pounds.
Su hermano David tenía 1,73, y 68 kilos.
Kardeşi David 5.8, 150 pounds.
Ganaré 27 Kg esta vez. Pero tú puedes tener las hemorroides y los tobillos hinchados. Porque eso sería realmente una ayuda, eso sería genial.
Bu sefer 60 pounds kazanıyorum, ama senin hemoroidin ve şişmiş ayak bileklerin olabilir, çünkü bun gerçekten yardımcı olabilirdi - - bu iyi olabilirdi.
Hombre, caucásico, 1.55 metros, 90 kilos.
Erkek. Kafkasyalı. 5'11 ", 200 pounds.
2 metros, 130 kilos unos 40 años, enorme.
eleman 6'4 ", 300 pounds ilk olarak 40s, kocaman becerdi.
Dos metros, 130 kilos.
Altı ayak dördü, 300 pounds.
Una edición especial por valor de 30 libras
30 Pounds degerinde özel bir baskı.
En edición dura 50 Libras.
Sabit bağli baskı. 50 Pounds.
Me sentiría mucho mejor si fueramos unos centenares de pounds más lijeros!
- Bir kaç kilodan daha kurtulursak daha iyi hissedeceğim!
Perder 20,000 pounds, hará que se concentre en ello, ¡ Willy!
20,000 Sterlin kaybeden insan hatırlar, Willy!
"Libras, chelines y peniques."
"Pounds, şilin ve sent."
El nuevo museo en Arkansas, el que abrió el heredero Walmart... tiene tres estanques.
Wal-Mart'ın varislerinden birinin açtığı Arkansas'taki yeni müze. Three Pounds'un üstüne kurulmuş sanki.
... 10 libras de carne!
Ten pounds beef!
220,000 Libras.
- Tamı tamına 220,000 pounds.
Sé que fuiste tú, Pounds.
Biliyorum, O sendin, Pondus.
Dile que puede sacudir a Pounds en las pelotas por filtrar mi evaluación psicológica a Chandler.
Fizik durumumu Chandler'a sızdırması yüzünden onu tekmeleyeceğimi söyle.
¿ Crees que fue Pounds?
Pounds olmadığını mı düşünüyorsun?
Jefe, ¿ puedo hablar con usted sobre el capitán Pounds?
Şef, uh, Kaptan Pounds hakkında konuşabilir miyim?
Bosch cree que el capitán Pounds le dio a "La Pasta" Chandler una copia de los escritos confidenciales de la junta de derechos.
Bosch Kaptan Pounds'un Chandler'a dosyaları için para verdiğini düşünüyor.
El capitán Pounds está de camino.
Komiser Pounds gelmek üzere.
Pounds va a cagar sangre.
Pounds küplere binecek.
Olvídate de Pounds, ¿ sí?
Pounds'u unut şimdi, tamam mı?
El capitán Pounds estará al mando.
Başına Komiser Pounds geçecek.
¿ Pounds?
Pounds mu?
Antes de presentarles al capitán Pounds, me gustaría decirle a la gente de Los Ángeles... que se está haciendo todo lo posible para atrapar a este criminal.
Sözü Komiser Pounds'a vermeden önce Los Angeles halkını, bu suçluyu yakalamak adına ne gerekiyorsa yapıldığına temin etmek isterim.
¿ Por qué pone a Pounds al cargo de la patrulla?
Irving neden birliğin başına Pounds'u getiriyor ki?
Irving, seguido por una segunda ronda con el capitán Pounds.
Irving, Komiser Pounds'la birlikte şöyle bir uğradı.
¿ Qué pasa con Pounds?
- Pounds ne olacak?
De Pounds me encargo yo, no te preocupes.
- Pounds'u sen bana bırak.
- ¿ "Tienen"? Te refieres a Pounds.
- Pounds diyorsun yani.
A mitad de camino a China. Has olvidado a Pounds.
- Çin'e varmak üzere, Pounds'u unuttun.
- ¿ Qué quiere Pounds?
- Pounds ne istiyormuş?
Tienes tu propio programa de detención y puesta en libertad.
- Düzenli olarak bir yakala, bir bırak. - Söylediklerin sıkmaya başladı, Pounds.
Estoy hasta los huevos de tus payasadas, Pounds.
Kişisel alanıma giriyorsun. Şimdi çekil önümden.
No lo sé, pero añadieron... más de 300.000 libras.
- Bilemiyorum, ama 300,000 pounds ödemişler.
300, 400 pounds.
- 130-180 litre.
Pesa más de 900 kilos y tarda 15 minutos en abrir.
2,000 pounds ağırlığı var ve açması 15 dakika sürüyor.