Translate.vc / español → turco / Problem
Problem traducir turco
10,342 traducción paralela
Ese es el problema, ¿ de acuerdo?
Problem de bu işte.
No problem.
Hiç problem değil.
Bueno, quizá ese sea el problema.
- Belki de problem budur.
Veo que no tienes problemas para traficar con la sangre de otros.
Başkalarının kaçakçılık yapması senin için problem olmayabilir ama benim için öyle.
Si una pieza de datos puede ayudar a resolver un problema dado, es útil.
Eğer bir veri problem çözebiliyorsa faydalıdır.
Pero a lo largo del tiempo, comienza a preguntarse si resolver problemas es realmente el modo más eficiente de hacer que el botón sea presionado.
Ama zamanla problem çözmenin düğmesine basılmasının en etkili yolu olup olmadığını merak etmeye başlar.
Vale, no hay ningún problema.
Tamam, problem değil.
- ¿ Hay algún problema, soldado?
- Problem mi var asker?
¿ Hay algún problema, soldado?
Bir problem mi var asker?
Ese es el problema.
Problem de bu.
Es un problema más grande.
Bu daha büyük bir problem.
Ningún problema, es un placer.
- Problem değil, bizim için zevk.
Espectro-2 podría haber un problemita en la línea de combustible.
Hortlak-2, yakıt borusunda ufak bir problem olabilir.
¿ Problemita?
Ufak bir problem mi?
Vale, Max, a ti no te importa cuando te llamo...
Tamam Max, problem yapmana gerek yok...
( craqueo de voz ) Algo está muy mal.
Cidden bir şeylerde problem var.
Hay un problema con su altavoz?
Mikrofonunda bir problem mi var?
Yo... ese es el problema.
Problem de bu işte.
El problema es eléctrico.
Mekanik bir problem var.
Si Byron Lowenthal mató a Ike Wallaczek, entonces él usó y escondió un número de teléfono, que nos llevaría al siguiente problema.
- Eğer Byron Lowenthal Ike Walaczek'i öldürdüyse sonraki problem için gizlenmiş olan telefon numarasını kullanmalıydı.
Pero mira esto... él no recibió el mismo problema que yo.
Ama şuna bak. Ona verilen problem benimki değilmiş.
Amigo mío, creo que tenemos algún problema técnico con nuestra línea telefónica.
Dostum sanıyorum hattımızda bir çeşit problem oluştu.
Por eso está teniendo - problemas.
Bu yüzden problem yaşıyorsunuz.
¿ Qué le pasa?
Problem ne?
Son exactamente las mismas tonterías que me hiciste a mí.
Bu tam olarak benimle yaşadığın problem.
- Ese es un problema.
Bu bir problem.
Yo no me hice llamar "solucionador de problemas" en el cuestionario.
Sen kendin hallet. Ankette kendime "problem çözücü" diyen ben değilim.
Tengo problemas con una rodilla.
Zaten dizimde problem var.
Nadie lo sabe porque no digo nada pero tengo una rodilla mala.
Kimse bilmiyor çünkü bir şey söylemiyorum. Ama dizimde problem var.
Pero tengo que decirle que mi rodilla tiene problemas.
Ama dizimde problem var diyorum.
Tengo mal la rodilla, estoy en tercer año de Universidad, y cuando le digo a alguien que no jugaré en mi ultimo año nadie me hace caso.
Dizimde problem var. 3. sınıftayım. Son senemde üniversite basketbolu oynamak istemediğimi söylediğimde kimse kulak asmıyor.
Si resulta que allá afuera hay un problema entre Elisha y él... todo el caso podría ser desechado por instigación.
Eğer Elisha ile adamın arasında bir problem falan varsa, bütün bu soruşturma... tepetaklak olur, çöp olur gider.
Cuando la lluvia facilita apagado, otro problema surge.
Yağmur azaldığı zaman, başka bir problem ortaya çıkar. Bal arıları ağır yağmur altında uçmak için çok küçüktür.
No hay problema. Haré que pase.
Problem değil, halledeceğim.
Aquí está el problema.
İşte problem.
¿ Cuál es el problema?
ohh, öyle mi? Problem nedir?
Pero tú sabes cómo me cuesta comprometerme con contratos a largo plazo.
Ama uzun süreli anlaşmalara uyarken nasıl problem yaşadığımı biliyorsun.
Hay un gran problema.
Büyük problem!
Ése es el problema.
Problem de be.
En cualquier caso... como empleada que causó un problema a la empresa... lo siento.
Ne olursa olsun,... şirketin bir çalışanı olup problem çıkardığım için, ... özür dilerim.
no es un problema. está bien.
Problem değil, merak etme.
Chicas rusas hermosas, no importa. Me tiran este dinero ridículo.
Güzel Rus kızları, problem yok, Şu sıçtığım paranı al masamdan.
Por lo que he oído Hubo un problema con Vasili en Kimov.
Duydum ki, Kimov'da Vasili ile bir problem olmuş.
¿ Qué hay problema, problema, problema?
Peki ya problem, problem, problem?
Problema aquí, va a convertir mi problema en una idea.
Buradaki problem, problemimi bir fikire dönüstürecek.
No hay problema para nada.
Yok, problem değil.
No hay problema.
Problem değil.
Agáchense.
Freon'un kostümden geldiği görülebiliyor. Vücudunun ısısı düşüyor, bu iyi bir şey. Tek problem, kafa kısmı açık ve oradan kaçıyor.
- Problema resuelto.
- Problem çözüldü.
Supongo que he sido una especie de "niño problemático".
Sanırım ben bir nevî problem çocuktum.
- Si hubiera algún problema...
- Bir problem varsa şüphesiz...