Translate.vc / español → turco / Protein
Protein traducir turco
1,173 traducción paralela
Necesita una cromatografía en fase líquida a alta presión para separar las proteínas del resto de la sangre.
Üzgünüm, ama protein faktörlerini kanın geri kalanından ayırmak için yüksek basınçlı sıvı kromatografi kullanmalısın.
Le proporcionaría unas 30 ó 40 proteínas.
Bu da 30 ila 40 protein eder.
Células rojas y blancas, glucosa, proteína.
Al ve ak yuvarlar, glikoz, protein.
Representan un banquete inalcanzable de proteínas justo debajo de la superficie.
Protein ziyafeti vadediyorlar tam da yüzeyin altında.
Las bacterias son micro organismos que no contienen clorofila y se multiplican por una simple división mientras que los virus son parasitos polinucleotidos rodeados por una capa de proteina que no se pueden reproducir sin invadir la célula receptora
Bakteriler klorofil barındırmayan ve bölünerek çoğalan mikroorganizmalarken virüsler bir konuk hücreyi ele geçirmeden üreyemeyen protein tabakasıyla çevrilmiş asalak polinükleotidlerdir.
Trabajaba en Seguridad de Alimentos. Bacterias, protección de proteínas.
Bilirsiniz bakteriyel şeyler, protein koruması.
Probando protocolo Fase D Serie de Proteína lrradiada Caine 1 - 2-5.
D aşaması protokol testi. Işınımlı Seri Protein Caine 125.
Protocolo Fase D. Inyectando Serie de Proteína Caine 1 - 2-7.
D-aşaması protokolü. Seri Protein Caine 127 enjeksiyonu.
La estructura proteica no funcionó.
Çözüm protein yapısı değilmiş.
Es básicamente plasmático-proteico.
Plazma protein bazlıdır.
Pura proteína.
Protein doludur.
Como mucho pan, es rico en proteínas, glúcidos...
Ekmeği çok yiyorum. Protein ve glusit yönünden zengin bir besin maddesi.
Por lo que puedo ver, es alguna clase de proteina alkaloide.
Anladığım kadarıyla bir tür protein alkaloiti.
- Prepare los marcadores para una firma de proteina.
- Miller, takip cihazlarını protein izine ayarla.
Aunque aún no tenemos confirmación visual... Tenemos su ubicación aproximada... Porque tiene una proteína que deja rastros.
Görsel temas kurulamamış olsa da hedefin kesin koordinatları, belirgin protein izi sayesinde bulundu.
No... pero tiene proteínas.
- Değil ama içinde protein var.
Un nivel normal proteínico esta entre los 15 y 45 miligramos.
Normal protein seviyesi 15 ila 45 mg. arasındadır.
La linterna localiza las moléculas de proteína en la sangre.
ALS, kandaki protein moleküllerini bulur. Hatta ahşabı deler.
Buena fuente de proteinas.
Protein için iyi bir kaynak.
Proteína y glucosa en la dos. Y reacción de Gram y cultivo en la tres.
Protein ve glikoz 2'de, ve Gram boyası ve kültür 3'de.
Sangre, glucosa, proteínas, amilasa, citología, reacción de Gram y cultivos.
Hücre sayımı, glikoz, protein, Gram boyası, ve kültür.
Asumí que eran las del RPC.
Sonucun Protein C testinden çıktığını sanmıştım.
Bueno, yo disfruté mis zanahorias y mi barra de proteínas. ¿ Cómo están, pandilla?
Ben protein barı ve havuçlarımı çok sevdim.
Parece haber convertido la mayor parte de su ADN humano en una estructura proteica Kobali.
Görünüşe göre, insan DNA'nızın büyük bir bölümünü Kobali protein yapısına dönüştürmüş.
O a un prión multifásico.
Veya, çok evreli protein zehirlenmesi.
No ha sido infectado por ningún prión.
Sen de protein zehirlenmesi yok.
Es una mezcla de enzimas metabólicas y extracto de proteínas.
Metabolik enzimler ve protein karışımı.
Ahm, Todavía tengo el marcador de proteinas dejado por Jolinar.
Uh, Ben hala Jolinar'dan kalan protein izine sahibim.
No sé ustedes, chicos, pero... tengo unas serias ganas de comer proteínas.
Sizi bilmem çocuklar fakat ben yüksek dozda protein ihtiyacı duyuyorum.
Peces que de otra manera crecerían hasta convertirse en una fuente importante y valiosa de proteínas.
Oysa ki bu balıklar büyüse önemli ve değerli birer protein kaynağına dönüşeceklerdir.
La proteína es importante para el suministro de leche materna, y le dará fuerza adicional para cuidar a su familia.
Protein anne sütünün yapılması için önemli ve anneye ailesini yetiştirmek için gereken gücü sağlıyor.
Este grizzli ha encontrado un igual. pero en la costa hay formas más fáciles de conseguir su proteína, y Jeff lo descubrió.
Bozayı ihtiyacını karşılıyor ama sahil kısmında Jeff'in de bulduğu üzere ayıların protein ihtiyaçlarını karşılayabilmenin daha kolay yolları var.
Ahora un poco de síntesis proteínica y con una carga.
Şimdi biraz protein sentezi ve electrostatik...
Nosotros cogemos, personas sordas para comer la carne, ruegue sobre la lluvia para ser capaz para tomar una ducha.
Biraz protein almak için güvercin yiyeceğiz. Duş almak için yağmur yağsın diye dua edeceğiz.
- Antígenos, aminoácidos, proteínas.
Antijen, aminoasit, protein.
A Pouten.
- Protein.
El hombre necesita proteínas.
Protein de lazım.
A ti te gustan las proteínas pero no te los podrías comer.
Sen protein istiyorsun ama asla bunları yiyemezsin.
La córnea debe ser pura proteína.
Korneanın hepsi protein olmalı.
en cuanto coma algo de proteinas, estare como nueva. de verdad.
Biraz protein alır almaz yenilenmiş gibi olacağım. Gerçekten.
La harina de Oliver Dunne era baja en glúten, un 7 % de proteínas.
bir pizza dükkanında. Oliver Dunne'nın üzerinde bulduğumuz unun besin değeri düşük bir yapısı var. % 70 protein.
Es una proteína globular de 66 kilodalton...
Bu, 66 kilodalton küresel protein.
Ayer preparó un batido proteínico con esto. - Justo delante de mí.
Dün bunda gözümün önünde protein karışımı yaptı.
Polvo proteínico.
Protein tozuyla.
Recuento celular, glucosa, proteínas y tintado de Gram.
Hücre sayısı, glikoz, protein, Gram boyası ve kültür.
Tiene muchas proteínas potencialmente alergénicas.
Potansiyel alerjen olabilecek yüzlerce protein var.
Está en las fórmulas energéticas.
Protein takviyelerinde rastlanır.
¿ Puede traerme un batido de proteínas o algo así?
Bana protein karışımı veya ona benzer bir şey getirebilir misin?
Tenemos un invernadero hidropónico a bordo donde cultivamos frutas y verduras y también podemos reproducir ciertas comidas con nuestro resecuenciador de proteínas.
Gemimiz bitki ve meyve yetiştirebileceğimiz bir seramız var ve hatta yetiştiremediğiz protein bazlı yiyecekleri de kopyalayarak elde edebiliyoruz.
Es proteína.
- Protein.
Otro avance.
Eğer biraz protein sentezi ve elektrostatik yükleme yaparsam karışımı uzun süre korumuş olur... Bu yeni bir fikir.