Translate.vc / español → turco / Provenza
Provenza traducir turco
616 traducción paralela
Eres como los cantos de las niñas de Provenza en primavera.
Bahar bayramında Provenceli kız çocuklarının söylediği şarkısın.
Es una balada de Provenza, mi tierra natal.
- Küçük bir şarkı. Doğduğum yer Provence'den, bir ninni.
Una balada de Provenza.
Provence'den bir ninni.
Era natural de Provenza, como tú.
- Senin bölgenden geldi, Provence'de.
Es de Provenza. ¿ Por qué es un convicto?
Kendisi Provence'ta doğmuş. Mahkûm olmasına neden olan şey ne?
Y nosotros le traeremos un buen hábito de seda de Provenza.
Ona ipek bir kıyafet getireceğiz.
Pinta trigales, tostados por el sol de Provenza.
Taşra güneşinin altındaki buğday tarlalarını çiziyor.
Va camino de Arles, en la Provenza.
Provence'daki Arles'e gitmek için güneye doğru ilerliyor.
Giuseppe Genovesi, Giuseppe Cucinella... y Giovanni Provenza.
Giuseppe Genovesi Giuseppe Cucinella ve Giovanni Provenza.
La soleada costa, el encanto de la Provenza la grandeza de Bretaña, el orgulloso Norte la cresta azul de los Vosgos.
Güneşli sahil, Proves'in büyüsü Bretagne'nin müthişliği, görkemli Kuzey Vosges'in mavi çizgisi.
Serás libre. Veranos en Londres, inviernos en la Provenza y visitas a Richard... para que puedas ver sus matanzas.
Londra'da dilediğince dolaşırsın, Fransa'da ise kışlarını geçirirsin Richard her yerde insanları öldürürken ziyaretine gelirsin.
Mirad este damasco de la Provenza.
Şu Provans'tan gelen damaskoya bak.
Ya no estás en la Provenza.
Artık havalı Provans'ta değilsin.
Dejarlo todo e ir a la Provenza. Tener vacas...
Her şeyi bırakıp, şehirden uzaklaşmak.
- Dejamos la fábrica... Nos instalamos en la Provenza, y tenemos ovejas.
- Fabrikayı bırakacaksın, köye yerleşeceğiz ve koyunlarımız olacak.
Así, Emilienne, hacía poco que estábamos casados no era muy sofisticada, venía de Provenza el embajador ruso le ofreció vodka y ella, creyendo que era agua imitó a los demás y lo bebió de un trago.
Provence'li biri olarak Emilienne pek de eğitimli sayılmazdı evleneli çok zaman geçmemişti ki katıldığımız bir davette Rus Büyükelçisi ona votka ikram etmişti o da onu su zannedip öteki konukların yaptığı gibi bir dikişte içivermişti.
¡ Es una vieja Provenza, el paraíso de Zola!
Hepsi antik Provence, Zola'nın cennet yeri!
Se eleva muy alto en el cielo de Provenza.
Provence göklerinde yükselir.
- Los días de vacaciones en la Provenza no parecían haber pasado.
Provence'deki bu sıradan tatilde insan zamanın geçtiğini anlamıyordu.
Este es Eric, hacía perfumes en Provenza.
Bu Provence'da parfüm yapan Eric.
Lubina del mediterráneo, a los aromas de provenza rellena con langostinos y erizos de mar, ¿ eh? ...... hecha a la parrilla con ramilletes de hinojo y flambeda con licor de anís, cubierta con una ligera rodaja de tomate condimentado con una pizca de azafrán
Kıyılmış ıstakoz soslu levrek ve rezene üstünde ızgara yapılmış deniz kestanesi ve anasonlu likör.
Descalza en las montañas de la Provenza...
Çıplak ayaklı, Provans tepelerinde
Estudié en Provenza.
Provence'de çalıştım.
Un pequeño pueblo de la Provenza.
Provence'de küçük bir köy.
Cosechadas hace quince horas en Provenza.
Provence'den beş saat önce çıkarıldılar.
AEROPUERTO DE MARSELLA PROVENZA
MARSİLYA HAVAALANl
Buscaremos en Provenza.
Başka yerde arayacağız.
Voy a vivir en provenza, en una casa pequeña.
Provence'e taşınmak istiyorum. Küçük bir eve.
Me prometieron un grupo de detectives modelo. Y lo que me dio el capitán Taylor es un montón de aspirantes de secundaria y Provenza.
Bana seçkin dedektifler sözü verildi ama Yüzbaşı Taylor'ın elinde bir avuç şaşkın çömez ve bir de Provenza Efendi var.
Teniente Provenza ¿ podría ver las películas del Sr. Kingsley?
Teğmen Provenza. Bay Kingsley'in filmlerini izleyin.
Teniente Provenza, ¿ puede traer a todos los empleados a este cuarto?
Teğmen Provenza, tüm çalışanların bu a odada toplandığından emin olabilir....... miyiz lütfen?
Teniente Provenza, ¿ me puede explicar cómo es que está revisando la agenda de un psiquiatra?
Teğmen Provenza, bir psikiyatristin randevu defterine bakmayı nasıl başardığını açıklasan? - Masanın üzerindeydi.
Teniente Provenza, ¿ podría investigar, por favor?
Teğmen Provenza buna bir bakıver lütfen.
- ¿ Sí, teniente Provenza?
Evet Teğmen Provenza.
Teniente Provenza, por favor vaya a Trinity y pregunte a las maestras quiénes eran sus amigos.
Teğmen Prvenza, Trinity'ye gider ve onun öğretmenleriyle konuşursanız arkadaşlarının kimler olduğunu öğreniriz.
El teniente Provenza necesita hablar ya con usted.
Teğmen Provenza sizinle hemen konuşmak istiyor.
¿ Teniente Provenza? ¿ Sí?
Teğmen Provenza, evet?
Teniente Provenza y sargento Gabriel, miren las cintas de seguridad y fíjense si hay imágenes del auto entrando o saliendo.
Provenza ve Çvş. Gabriel, güvenlik kameralarını kontrol edin. O arabanın giriş-çıkış görüntüsü var mı bakın.
Teniente Provenza, por favor acompañe al agente Jackson y a su amigo fuera de aquí.
Provenza, Ajan Jackson ve arkadaşına buradan giderlerken eşlik eder misin? Çok teşekkürler.
Sargento Gabriel, haga que venga un paramédico para que vea al teniente Provenza.
Tğm. Provenza'yı muayene ederler mi? - İyi misin sen?
Subjefa Johnson, ¿ recuerda al agente especial Jackson?
Amir Yardımcısı Johnson, Özel Ajan Jackson'ı hatırladınız mı? Provenza'ya saldırdığın için resmen özür dilemeye mi geldin? Tabii ki.
Detective Sánchez, hable con la Unidad de Pandillas.
Dedektif Sanchez, sen de aynı şeyi Çete Birimi'ne sorsan? Provenza, bu olay herhangi bir sabıkalının tarzıyla benzeşiyor mu araştır. Tğm.
Teniente Provenza, vea si reconoce el modus operandi. Ah, le dije al FBI que se había lastimado la muñeca.
FBl'a bileğini incittiğini söyledim.
Adiós, Provenza.
Dağılırı millet.
"Este otoño no iré a Grignon, en Provenza, como pensaba, puesto que mi hijo nacerá a principios de octubre".
- Çocuğum da Ekim'de doğacak. - Ne çocuğu?
Sabes cómo funcionan las cosas.
Nasıldır bilirsin Provenza.
Teniente Provenza, quiero custodia policial para el Dr. Graydon, el Dr. Easton y el Tte.
- Üzerinde çalışıyoruz Amirim. - Tğm. Provenza.
¿ Pasó para dar una disculpa formal por agredir al teniente Provenza? ¿ Agredió a Provenza?
- Provenza'ya mı saldırdı?
Tenemos una bala de una Magnum.44 que el teniente Provenza llevará a análisis de balística.
Cinsel taciz izi yok. 44'lük bir magnum çekirdeği var.
Vea si las marcas concuerdan con algún arma criminal.
Dedektif Teğmen Provenza belki balistik incelemeye götürmek ister.
- Vamos, vamos.
Güle güle Provenza.