Translate.vc / español → turco / Pröximo
Pröximo traducir turco
501 traducción paralela
¿ Cual es el proximo paso, Peter?
Sırada ne var, Peter?
En el proximo Torneo de la Policia vuestro padre se enfrentara a ese Sanshiro.
O, Ustanın.
Dejeme en el proximo bloque.
Beni bir sonraki blokta indir.
¿ A que hora sale el proximo avion?
Bir sonraki uçağınız ne zaman?
Me pregunto... Me pregunto si sería estupido por mi parte imaginar que usted estaba pensando en ir a Belgrado en un futuro proximo.
önümüzdeki günlerde Belgrad'a gitmeyi düşünüyorsunuz desem, pek budalaca olmaz, değil mi Bay Leyden?
- El proximo.
- Öteki duruşma.
No pude acomodarla en ese vuelo. En el proximo si.
Üzgünüm, fakat bir sonraki uçuşa sizi alabileceğimize eminim.
Un momento el puede ser perfectamente racional y lucido... - --y el proximo es un completo chiflado.
Bir an geliyor ki, son derece mantıklı ve aklı başında sonra kaçık bir halde.
El proximo minuto estas metiendole balas a un pobre hombre inocente.
Sonraki an, suçsuz bir adamı delik deşik ediyorsun.
Sobre alguien que esta muy proximo a nuestros corazones.
Hepimizin çok yakını olan biriyle ilgili.
Quien es el proximo?
Sırada kim var?
Nos vemos el año proximo.
Gelecek yıl görüşmek üzere.
El proximo, apuntad bien.
Bir dahaki sefere isabet ettirin.
Dedicamos el proximo disco a los pobres marines de gavabutu.
Bir sonraki parçayi Gavabutu'daki zavalli denizcilere adiyoruz.
Si Londres y sus puertos en el canal sufren un bombardeo intenso tendriamos que renunciar a nuestro plan de pisar Francia el proximo año.
Eğer Londra ve limanlar ağır bombardıman altında kalacaksa Fransa'ya girme plânımızı gelecek yıla bırakmak zorundayız.
Oh. Oiga, lo veré el proximo viernes.
Dinle, cuma günü tekrar gel.
Yo me pregunto, que serà lo proximo.
Bizim için saklı neleri var merak ediyorum.
Y tal vez el proximo año, llegue a tiempo para comprarle.
Belki gelecek sene hasatı satın almak için daha erken gelirim.
El proximo boletin sera a las 7h30
Kahramanca bir direnişle karşılaşmalarına rağmen Arden'e doğru ilerliyorlar. Bir sonraki Haber bülteni saat 07 : 30'da
Pues claro que no, volvera el proximo verano..... han hecho maravillas con ella y pronto podrá hacer las cosas... ¿ verdad?
Elbette unutmaz. Önümüzdeki yaz yine gelecek. Burada harika şeyler öğrettiniz ve artık öğrendiklerini uygulamaya başlayacaktır.
Como sea, si no le importa traerme a la niña a Candleshoe el proximo jueves, Estoy perfectamente dispuesta a conocerla.
Bununla birlikte, gelecek Salı günü çocuğu Candleshoe'ya getirmek isterseniz, onunla tanışmayı gönülden isterim.
Y el proximo Domingo en el mercado, podemos vender mas fruta, mas vegetales, mas compota y mas pasteles de Cluny, Como jamas hemos vendido antes, ¿ cierto?
Ve gelecek Cumartesi pazarda daha çok meyva, sebze, reçel ve Cluny'nin keklerini satabiliriz, daha önce yaptığımız gibi, tamam mı?
Te vere el proximo jueves A la misma hora, en el mismo lugar
Gelecek Salı, aynı yerde, aynı zamanda.
Habian habido protestas populares contra la ejecucion por medio de la cruel y anticuada horca. La silla electrica fue el proximo paso en el desarrollo de la tecnica de ejecutar criminales.
Adam asmanın insanlık dışı olduğuna dair toplumsal tepkiler yüzünden idamın gelişiminde bir sonraki adım elektrikli sandalyelerdi.
El proximo paso es mover el instrumento de control y 2,000 voltios pasaran por el cuerpo del prisionero.
Bir sonraki adım kurbanın bedenine saniyede 2,000 volt gönderecek olan şalteri kaldırmak.
Estos incidentes me llevaron al proximo paso : La verificacion de su testimonio.
Bu olaylar, söylenenlerini kanıtlamaya çalışırken beni bir sonraki adımıma taşıdı.
El proximo, muevase.
Sıradaki gelsin!
Las multas a las grúas piratas... se endureceran considerablemente el proximo trimestre.
Korsan çekiciler için uygulanan cezalar, önümüzdeki dört ayda ciddi olarak artırılacak.
- Que haras el proximo verano?
- Yaz için ne düşünüyorsun?
- y que del proximo Diciembre, sobre la nieve?
- Aralık'ta peki, karda?
Bueno, no - no - nose que pensaras pero... el proximo Julio, cuando el viento cambia al Oeste quiero navegar a Tahiti
Sen ne düşünürsün bilmiyorum Ama, önümüzdeki temmuz ayında alizeler batıya doğru esecek. Ben de yelkenle Tahiti'ye gitmek istiyorum
Invite unas personas muy interesantes para el proximo fin de semana
Haftaya ilginç insanların olduğu bir davet veriyorum.
Creo que Fang Changfeng tiene miedo a ser el proximo. Por eso te buscaba.
Sanırım Fang Changfeng kendini tehlikede hissetmiş o nedenle senden medet umuyor
Si me hubieses dicho antes que era el proximo, al menos habriamos conseguido mi oro.
Daha önce.. söyleseydin paramı alabilirdim
I figura la unica manera que vamos a pagar nuestras cuentas el mes proximo en este basurero. Es ir por delante y hacer lo que dije, que se iniciara a nuestra propia secta.
Bu çöplükte gelecek ayın faturalarını ödeyebilmemiz için tek çare dediğimi yapıp kendi cadılar meclisimizi kurmak.
Cuando sale el proximo tren?
İlk tren ne zaman?
Cuando abramos el sello de aire quiero que vayas por ese pasillo directo al proximo nivel, ¿ sí? Aquí.
Hava kilidini açtığımızda, senin doğruca diğer seviyeye giden geçide koşmanı istiyorum.
No voy a verte el proximo año, porque Voy a estar jugando en las ligas mayores
Gelecek yıl seni görmeyeceğim çünkü büyük ligde oynuyor olacağım.
El proximo año ellos iran con el colegio aspirando a nuevos talentos, jovenes.
Gelecek yıl kolej seçim kıstaslarına uyacaklar. Yeni yetenekli genç çocuklar.
Alguacil, llevese estos prisioneros, proximo caso.
tutukluları götürün.. sıradaki
por el proximo mes, yo le pagare....... 1 millon en efectivo.
Dinle, sana ne diyeceğim. Gelecek ay için sana 1 milyon dolar .. nakit ödeyeceğim.
Tu podrias no estar interesada en que estamos haciendo Marylin y yo,...... pero nosotros tenemos una gran oportunidad en AD el proximo mes.
Marilyn ve benim ne yaptığımız seni ilgilendirmiyebilir..... ama gerçek bir tiyomuz var işimizi gelecek ay AD'ye çeviriyoruz. - AD?
Seattle es el proximo de la lista. Y le guste o no tendremos su gimnasio.
Seattle sıradaki durak ve Salonunu elinden alacağız.
De todas maneras necesitaba un murcielago para el proximo truco.
Bir sonraki numara için bir yarasaya ihtiyacım olacak yine de.
Si, el año proximo puedes dar Amanda A otra chica que no sea tan quisquillosa.
Evet, gelecek yıl Amanda'yı başka bir kıza verirsiniz.
Espera un minuto, déjame ver 15 años harán el proximo Enero
# Dur bir düşüneyim... # Gelecek ocakta 15 yıl olacak idi.
OK, dimelo el proximo mes.
Tamam, gelecek ay söyle.
No me deje verle hasta el proximo mes!
Seni gelecek aya kadar görmek istemiyorum.
Espero verle a usted apagando de un soplo una vela otra vez el proximo año!
Gelecek yıl yeniden bir mum söndürmek için umarım görüşürüz!
Quizas el proximo año tengamos a Richard aqui con nosotros.
Belki önümüzdeki yıl Richard da burada bizimle olur.
Esos fueron los dias felices, de ingenuidad, como se suele decir y que Ed quisiera un hijo era el proximo paso logico.
Onlar mutlu günlerdi, Toyduk ve cicim aylarımızdı. Ve Ed'in bir sonraki haklı isteği canlı bir yaratığa sahip olmaktı.