Translate.vc / español → turco / Robé
Robé traducir turco
3,874 traducción paralela
Le robé a su novio.
Sevgilisini elinden aldım.
Esté bien, me lo robé.
Tamam. Çaldım.
- Yo no robé esa cartera.
Cüzdanı çalmadım. - Seni gördüm.
No te preocupes, yo lo robé.
Korkma, çalan benim.
Ah, y en el avión, robé tus nueces.
Ayrıca uçakta senin çerezleri ( nuts ) ben avuçladım.
Robé un auto y tomé la mercancía... que encontré en un depósito.
Bir araba çaldım ve boşalttım içini. Bir valiz eroin buldum içinde.
Bien, perfecto, le robé dinero a su jefe cuando era una niña, pero créeme, ese dinero era sucio para empezar.
Tamam, patronundan çocukken biraz para çalmıştım. Ama inan bana, o paranın baştan nerden geldiği belli değildi.
Vale, sí que robé la sangré, pero solo porque intento llegar a fin de mes.
Ama sadece iki yakamı bir araya getirmeye çalışıyordum.
Shawn, yo robé la comida de Jenson.
Shawn, Jenson'ın yemeğini ben çaldım.
Gus se comió algo que había en su mano, y yo le robé los calcetines.
Gus'ın adamın elindeki bir şeyi yedi, ben de çoraplarını çaldım.
Le robé tu teléfono. Y entonces usé el GPS para localizarte.
Ondan senin telefonunu çaldım ve gps kullanarak seni buldum.
Robé el teléfono para encontrar a James y sacarlo de su cabeza.
Telefonu James'e ulaşabileyim diye çaldım. Böylelikle kafasını dağıtacaktım.
Lo robé.
Çaldım.
Por cierto, ¡ yo no me robé a tu biógrafo! ¡ Él se queda por su propia cuenta!
Biyografi yazarını çalmış değilim kendi isteğiyle kalıyor!
Yo no lo robé.
Ben çalmadım.
Sólo robé un paquete de opio.
Sadece bir paket afyon çaldım.
Le robé su corrector dental.
- Diş kaplamasını yürüttüm.
Algo que contar a las madres de los niños que robé.
Kaçırdığım çocukların annelerine söylenebilecek bir şey.
¿ Vas a revisar mi bolsa y ver si me robé drogas?
İlaçları çaldım mı diye çantamı araştıracak mısınız?
No, no lo robé.
- Ne çalması?
Daiki se sentó a mi lado y puso su teléfono en mi bandeja y yo se lo robé.
Daiki yanımda oturuyordu ve telefonunu benim tepsime koydu, ben de çaldım.
Casi me robé esos ganchos del armario.
Neredeyse dolaptaki şu askıları da çalacaktım.
Yo, robé un mapa de tu oficina.
Ofisinden bir harita aşırdım.
Robé una estación de servicio con un arma de juguete.
Bir benzinliği oyuncak tabanca ile soymuştum.
La verdad, le robé esa frase a Iron Fist.
Aslında, bu dizeleri Demir Yumruk'tan arakladım.
No te robé.
Senden bir şey çalmadım.
¿ Estás diciendo que te los robé, Doris?
Onu çaldığımı mı söylüyorsun, Doris?
Yo te robé la moto.
Motorunu ben çaldım.
La robé del trabajo.
Bunu işten yürüttüm.
¡ Robé el roller para sacarla de allí!
Onu alıp götürmek için arabayı ben çaldım!
No la robé.
Onu kaçırmadım.
Robé el martillo de la forja.
Çekici demirciden çaldım.
Robé su pantalla de la lámpara.
Abajurunuzu çaldım.
Lo robé para emergencias.
Acil durumlar için çaldım.
- La robé del departamento de utilería.
- Aksesuar departmanından çaldım.
Si Gob se entera de que eres heterosexual, lo usará en tu contra, y yo perderé los cien mil que le robé a Lucille Austero para convertirte en el mago gay.
Gob eşcinsel olmadığını öğrenirse bunu seni mahvetmek için kullanır. Ve ben de seni eşcinsel sihirbaz olarak yeniden pazarlamak için Lucille Austero'dan çaldığım 100 bin doları kaybederim.
Lo he tratado. Hace diez años... la última vez que hablamos... se trajo el dinero de la niñera que asegura yo le robé.
Denedim. 10 yıl önce, son kez konuştuğumuzda ondan çaldığımı iddia ettiği dadılık gündeme getirdi.
¿ Cómo evita que la gente se los robe?
Halkın çalmasını nasıl engelliyor?
Claro que la robé.
Tabii ki biz aldık.
Imbécil como él aparezca y me robe nuestra jubilación.
... onun gibi şerefsizler gezsin de benim, bizim emekliliğimizi yok etmesin diye.
¿ Temes que alguien lo robe durante la noche?
Gecenin bir vakti birisi çalar diye mi korkuyorsun?
¿ Quieres que robe tu casa?
Evini soymamı mı istiyorsun?
Necesito que alguien robe mis cosas.
Birilerinin eşyalarımı çalması lazım.
Acabas de decirle que robe la reserva federal.
Ona gidip merkez bankasını soymasını söyledin.
Lo robé.
Şiir benim değil.
No puedes dejar que esa perra de doble cara y labios grande te lo robe.
O ikiyüzlü büyük dudaklı fahişenin onu kazanmasına izin veremezsin.
Tranquilo, en cuanto robe cosas suficientes, nos largamos.
Endişelenme, Liam. Yeteri kadar eşya çalar çalmaz gidişimiz ışık hızında olacak.
Es un asco que quien se supone que es tu amigo te robe.
Arkadaşın sandıklarının senden bir şeyler çalması.
"¿ Es gracioso esto?" "¿ Es gracioso, Ulf?" Porque esa era tu frase favorita, que decías todo el tiempo y por eso te la robé.
Çünkü bunlar senin her zaman söylediğin benim de senden çaldığım bilindik sözlerindi.
Solo hay una cosa que me disgusta más que alguien que me robe, y es que alguien... me haga perder... mi tiempo. Y esto es lo que pasa cuando estás distraído.
Benden çalan birinden daha çok sevmediğim tek bir şey var ve o.. ... benim zamanımı boşa harcayan biridir. Dikkatin dağıldığında olan şey de budur.
¿ Quieres que robe su celular?
Onun telefonunu çalmamı mı istiyorsun?