Translate.vc / español → turco / Romero
Romero traducir turco
744 traducción paralela
Está el romero ; ... es para recordar.
Bu biberiye, hatırlanmak için.
- César Romero.
- Cesar Romero.
Dígale a su compañero que César Romero ya no sale con Betty.
Bu arada, arkadaşına söyle, Betty artık Cesar Romero'yla birlikte değil.
Quiero presentarte al Conde Alfonso Romero... y a su hijo Carlos Romero.
Kont Alfonso Romero ve oğlu Carlos Romero ile tanışmanı istiyorum.
Quiero presentarle al Conde Romero y a su hijo Carlos.
- Kont Romero ve oğlu Carlos. - Nasılsınız?
Te presento al Conde Romero, y a Carlos Romero.
Sizi, Kont Romero ve Carlos Romero ile tanıştırayım.
Espere aquí hasta que encuentre al Conde Romero.
Ben, Kont Romero'yu alıp getirene kadar burada bekle.
Hemos retenido al Conde Romero por una rara enfermedad española. ¿ Una enfermedad rara?
Kont Romero'yu, çok ender rastlanan bir İspanyol hastalığına yakalandığı için gemide tutuyoruz.
¿ El Conde Romero?
- Kont Romero?
El Conde Romero le recibirá.
- Kont Romero, sizi kabul edecek.
Muy bien, Conde Romero.
Pekala Kont Romero.
- ¿ Qué le interesa más al Conde?
Kont Romero en çok neden hoşlanır?
Tu padre me dijo que todos los Romero lo han hecho durante 1.000 años.
Baban, her bir Romero'nun bin yıldır aynı şiiri okuduğunu söyledi.
Conde Romero, me gustaría hablar con usted un momento.
Kont Romero, sizinle bir dakika konuşabilir miyiz?
Conde Romero, sé que ha venido a América... para saber todo de nosotros... de la familia de Louisa.
Kont Romero, Amerika'ya Louise'in ailesini tanımak için geldiğinizi biliyorum. - Hayır, hayır hanımefendi.
Primero, Conde Romero... debo decirle que.. que yo...
Her şeyden önce Kont, şunu söylemeliyim ki...
y anunciaron el compromiso de su hija Louise... con Carlos Romero de Barcelona, España, en la fiesta de anoche, etc.
Kızları Louise'in İspanya Barcelona'dan Carlos Romero ile nişanını, dün gece verilen bir resepsiyonda ilan ettiler ve öyle devam ediyor.
Después iba subiendo por una colina que estaba llena de romero.
Sonra biberiye kaplı bir tepeye vardık,..
Raphael Romero
Raphaël Romero.
Raphael Romero a la guitarra.
- Raphaël Romero'nun gitar kaydı.
Miguel Romero.
Miguel Romero.
Señores brindemos por un gran matador. El fenómeno de hoy... Miguel Romero.
Kadehimi en seçkin matadorlardan birisine, günün kahramanına kaldırıyorum Miguel Romero'ya.
Dame una vaca, dame una vaca, y un caballo blanco el romero y las azucenas tienen flores blancas...
# Bir inek verin, bir inek verin ve bir de beyaz at. # # Biberlerin ve zambakların beyaz çiçekleri açmış. #
¡ Pensamientos, romero, violencia... mi ramo de novia!
Menekşeler, biberiye, rengarenk "bennüm" düğün buketim!
Viniste a mi jardín, viniste a mi jardín, para recoger romero.
İndim bahçeme. İndim bahçeme. Biraz biberiye toplamak üzere.
Para recoger romero, para recoger romero,
Biraz biberiye toplamak üzere. Biraz biberiye toplamak üzere.
Ya lo creo. ¿ Te envió Romero?
Romero seni mi gönderdi?
Llevárselos al general Romero.
- General Romero'a götüreceğim.
Romero puede llamarse a sí mismo lo que le plazca.
Romero ne isterse öyle olur.
Y si esperamos hasta después de llevarle los rifles al general Romero?
Silahları General Romero'ya teslim edene kadar beklemeye ne dersin?
Mira, Sarita. Creo que deberíamos ir a ver a Romero. Le daremos los rifles y conseguiremos más hombres, ¿ eh?
Dinle Sarita, sanırım Romeroya gitmemiz lazım....... silahları ona teslim eder, daha fazla adam alırız, ne dersin?
Eso se lo puedo prometer. Con Romero.
Romero'nun yanında olduğuna yemin edebilirim.
Conozco a Romero.
Romero'yu tanırım.
Yo creo personalmente que deberíamos ir tras Romero.
Efendim, şahsi fikrime göre biz Romero'nun peşinden gitmeliyiz.
¡ Conozco a Romero, conozco estas montañas... conozco mi país y Ud. no!
Romero'u tanırım. Bu dağları iyi bilirim. Ülkemi gayet iyi tanırım, ve sen tanımazsın.
¿ Conoce a los Capitanes Pes y Romero?
Bu polis şeflerini tanıyor musunuz? Lopez ve Romero?
Sí, quizá fueran López y Romero a la Academia.
Evet belki... Lopez ve Romero akademide miydi?
Hablando de quemados, hay pescado asado, y nosotros lo estaremos pronto, abriré la ventana. Las chuletas llevan romero. ¿ No estaba en Canadá?
Pencere açayım, bakarız... dana pirzola defneyle yapılıyor... tuhaf, Defne Kanada'ya gitti sanıyordum.
Me atribuí el romero..... antídoto real contra tus enemigos.
Düşmanlarıma karşı gerçek bir panzehir... kendimce belirledim.
- ¡ Hola, Romero!
- Hey Romero!
Romero, ¿ de dónde sacaste esa gorra?
Şapkayı nereden buldun?
No olvidemos que cuando Romero y Ginger tipo de tropezaban unos con otros.
Alkışladım. Rosemary ile Ginger'ın göğüs çarpıştırma anını unutmamak lazım.
Un poco de estragón, romero, madera para el fuego.
Yaban kerevizi, biberiye, kekik. Ateşi yakmış mıydım?
Con romero, romero, aceite de oliva, ajo... y otros secretos de Isolina.
Rosemarino... Rosemarino, zeytinyağı, sarımsak ve Isolina'nın diğer sırları ile birlikte.
¿ Sí? Claro, no tengo ajo, ni romero... muy importante... ni aceite de oliva, pero está bueno, ¿ eh?
Tabii ki, sarımsağım ve baharatım yok... çok önemli... ve zeytin yağı, ama yine de iyi, ha?
¿ Christopher Romero y James Carpenter Hooper?
Christopher Romero ve James Carpenter Hooper mu?
Y este Romero es el peor de todos...
Ve bu Romero denen de domuz bokunun önde gidenidir.
Ahora... ¿ Quién de ustedes será el que se deshaga de este Romero?
Şimdi merak ediyorum, kim aranızdan çıkıp da bu Romero illetini benim için temizleyecek?
Soy el conde de Romero.
Ben, Kont Romero.
- ¿ Se encuentra aquí el Conde Romero?
Kont Romero, burada mı?
Me ha resultado muy difícil localizarle, Conde Romero.
- İzinizi bulmak benim için çok zor oldu, Kont Romero.