Translate.vc / español → turco / Réal
Réal traducir turco
36,609 traducción paralela
No es real.
Gerçek değil.
Real, realmente quiero que esto salga bien.
Umarım her şey yolunda gider.
Esto es real.
Burası fena bir yermiş.
Si fuera real, abordaría el barco y explotaría el planeta.
Eğer gerçek olsaydı, uzay gemisine biner dünyayı patlatırdım.
- ¡ Oye! Este es un mundo real, vamos.
Bu gerçek bir dünya, gidelim.
Él es real.
Gerçekmiş
Esto es real.
Hala yarın olmadı mı?
110 % no es real, 100 % es el máximo de lo que puede hacer.
Pekâlâ. % 110 gerçek değil çünkü çıkabileceğin maksimum nokta 100.
- Esto es lo real. - Shh.
Bu gerçek pasta.
En la vida real pinto casas.
Gerçek hayatta evleri boyuyorum.
¿ Ese no es tu color real?
Gerçek saç rengin bu değil mi?
No es su real nombre.
Bu gerçek adı değil.
Uno, el asiento real de pasajero, el otro, una buena copia.
Biri gerçek yolcu koltuğu, diğeri iyi bir kopyası.
Así es. Su nombre real es Greta Bengsdotter.
Gerçek ismi Greta Bengsdotter.
Parece imposible, pero es real.
İmkansız görünüyor, ama gerçek.
Cerca de 7.000 residentes fueron oficialmente... enterrados en el cementerio, pero el número real es... diez veces mayor.
Burada 7 bin kişinin belgesi var... yangından önceki gerçek rakam ise... on katından fazla.
Dell, todos hemos estado viendo cosas locas, no es real.
Dell, hepimiz bir şeyler görüyoruz. Onlar gerçek değil.
Jason, ¿ esto es real?
Jason, bu gerçek mi?
Oigan, esperen. ¿ Puede esta cosa de Rita ser real?
- Bu Rita muhabbeti gerçek olabilir mi?
- Sí, es real.
- Evet, kendisi gerçek.
Esto es real. Esto es el fin.
- Bu gerçek, sonumuz geldi.
¿ Qué vas a hacer cuando vuelvas al mundo real, Chapman?
Dünyaya döndüğünde ne yapacaksın, Chapman?
Pero tú eres real.
Ama siz gerçeksiniz.
- ¿ La Real Fuerza Aérea?
- Kraliyet Hava Kuvvetleri mi?
Esta no es la vida real, Eric.
Bu gerçek hayat değil Eric.
Dejar de soñar y vive la vida real.
Hayal kurmayı bırakıp gerçek hayata geri dönmelisin.
Por favor, por tu bien y el de Rosie, esto no es real.
Lütfen, senin ve Rosie'nin iyiliği için söylüyorum ; bu gerçek değil.
Creo que tienes que contarle a tu fiel amiguito cómo le estás haciendo perder el tiempo, porque estás tan colocado que ya no sabes lo que es real.
Bence sadık küçük arkadaşına vaktini nasıl harcadığını anlatmalısın çünkü artık neyin gerçek olduğunu anlamak için fazla uçmuş durumdasın.
Parecía muy real.
Her şey çok gerçek görünüyordu.
Era real.
Gerçekti.
¿ Es una historia real, papi?
Bu hikaye gerçek mi baba?
No, es porque ese lugar es real, y este es una fantasía.
Hayır, orası gerçek olduğu için. Burası ise hayal.
¡ Esto es real!
Burası gerçek!
Mi mejor amigo ni siquiera es real. Ni me lo digas.
- Benim en iyi arkadaşım da gerçek değil.
Quiero decir... Es... No es real.
Gerçek değil, anlıyor musun?
No es... Esto no es real, pero nosotros podemos ser reales.
Bu gerçek değil ama biz gerçek olabiliriz.
Esta es mi voz real.
Ürkütücü değilim. Bu... Sesim böyle.
Esta pared es real.
Bu duvar gerçek.
Cuanto más nos asustamos, más real se torna.
Ne kadar korkarsak o kadar gerçekçi oluyor.
Con el miedo, lo volvemos real.
Onu korkumuzla gerçekçi kılıyoruz.
¡ No es real!
Bu gerçek değil!
¡ No! ¡ No es real!
Hayır bu gerçek değil.
No, no eres real.
Hayır sen gerçek değilsin.
Escuchen, no es real.
Beni dinleyin, bu gerçek değil.
Sí, pero es real.
Evet ama gerçek.
Todo es real.
Hepsi gerçek.
Y recuerda que si esto es real, pero no lo será pero si es real, debemos alertar al FBI.
Unutma, bu doğru çıkarsa... Çıkmayacak ama... Doğru çıkarsa FBI'a haber vermemiz gerekiyor.
Estos ejercicios son para enseñarles a desenvolverse en el mundo real.
Bu talimlerin amacı sizi gerçek dünyaya hazırlamak.
Debo vivir en el mundo real, Danny.
Gerçek dünya böyle Danny.
Más como Satanás y sus demonios que algo real.
Gerçek bir şeyden çok Şeytan ve iblisleri gibiydi.
Debo ocuparme de negocios reales en el mundo real.
Benim gerçek dünyada çözüm bekleyen işlerim var.