Translate.vc / español → turco / Salío
Salío traducir turco
20 traducción paralela
Nuestra edición matutina salío a las calles recopiló todo lo que sucedio en el hospital.
Hastanedeki hareketli dakikaların yazılı olduğu sabah baskımız bayilere dağılmıştı.
Creemos que salío de Canadá hacia Las Vegas el 10 de Abril bajo el nombre del detective Alan Hensley.
Tahminlerimize göre Özel Dedektif Allen Hensley sahte kimliğiyle 19 Nisan'da Kanada'dan Vegas'a geldi.
Cuando salío de la tienda la otra noche, me puse a pensar en todo el asunto y, cuantas más vueltas le daba, más creía que... tal vez no estaba usted tan lejos del blanco.
mağazadan ayrıdığının ertesi gecesi, bütün işe başka bir açıdan baktım... ve dahası dahası anlamaya başladım... belki de konudan çok da uzakta değildin.
- Parece que alguien salío temprano de la escuela hoy.
- Bugün biri okuldan erken ayrıldı.
- Salío justo como yo lo había planeado.
- Benim planladığım gibiydi.
Umm creo, creo que salío por ahí
Um, ben - sanırım o, uh, dışarı çıktı.
Alguien contó su forma de entrar en la casa de dos mujeres y no salío hasta que estaban muertas.
"Bir adam bu iki kadını kandırarak evlerine girdi..."
¿ Entonces por qué fue eso lo primero que salío de la boca de tu madre cuando me estaba estrujando de esa manera?
O zaman bana boğacak gibi sarılmışken annenin ağzından ilk çıkan laf niye bu oldu?
Tan pronto como Andrej salío de la casa, Anatol reclamó su derecho de visita.
Andrej evden ayrılır ayrılmaz Anatol ziyaret hakkını kullanıyordu.
El salío a correr ayer por la mañana, nunca volvió a casa.
Dün sabah koşuya çıktı, eve dönmedi.
Y Druggan salío justo por la puerta frontal.
Ve Druggan ön kapıdan yürüyerek çıktı.
¡ La restrospectiva del reportero salío disparada a niveles super humanos!
Muhabirin pekbilme yetenekleri süper kahraman seviyelerine kadar çıktı.
Aparentemente, algo salío mal, y el avión se rompió en el aire.
Anlaşılan bir şeyler ters gitmiş ve uçak havada arızalanmış.
Bien chicos, también deberíais saber que salío de la cárcel hace cuatro meses, y aún no se ha reportado ante las autoridades locales.
Tamam millet. Ayrıca şunu da bilmelisiniz. O, dört ay önce hapisten çıktı.
Si hasta salío aun con vida.
Tabii hayattaysa.
Todo salío muy bien, de verdad.
Aslında gerçekten iyi gitti.
Oh, Dios mío, oh, Dios mío, salío en las revistas...
Tanrım, Tanrım, dergilerde...
Salío al cumpleaños de un amigo.
Bir arkadaşın doğum gününe gitti.
Salío corriendo delante de mí.
- Birden önüme atladi.
¿ Eso fue todo lo que salío de la maleta?
Çantadan çıkanların hepsi bu muydu?