English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / español → turco / Sam

Sam traducir turco

36,115 traducción paralela
Sam y yo hemos esperado 15 años para que volvieses y para que pudieses encontrar el maldito diario.
Sam'le birlikte lanet olası günlüğü bulabilesin diye geri dönmeni 15 sene bekledik!
¡ Está aquí, Sam!
Burada Sam!
¡ Maldita esa bruja!
- Lanet olası cadı! - Sam?
¿ Sam? Eres tú el de dentro, ¿ verdad?
İçindeki sensin değil mi?
Olvidé que te había hablado de Sam.
Sam'den bahsettiğimi unutmuşum.
- ¿ Sigues en contacto con Sam?
- Hâlâ Sam'le görüşüyor musun?
VALORADA SAM 5 ESTRELLAS
Sam'e 5 yıldız verildi
Luego hablamos de explotación, el Tío Sam y los agentes.
Sam Amca ve diğerlerinin yok kenarı soygunlarına sonra değiniriz.
El Tío Sam no creo.
Sam Amca'yı pek bilmem.
Sam? O Steve? O...
Sam, Steve, yoksa- -
- Lo hiciste por Sam.
- Sam için mi yaptın bunu?
Sam.
Sam. O bendim.
- Fue Sam.
- Sam'di.
Es todo culpa de Sam.
Hepsi Sam'in hatasıydı.
¿ No tengo razón, Sam?
Öyle değil mi Sam?
- Hola. - Sam, hola. Jesse y César.
Sam bunlar Jesse ve Cesar.
He intentado llamar a Sam. No hay cobertura.
Sam'i aramayı denedim ama çekmiyor.
Hola, Sam.
Merhaba, Sam.
¡ Sam!
Sam!
No es "eso", Sam.
O "şey" değil Sam.
¡ Sam, ahora!
Sam şimdi!
Y os crió a Sam y a ti para ser...
Ve sen ile Sam'i de öyle yetiştirdi.
Bueno, Sam.
Şimdi Sam.
No quería hacerte daño, Sam.
Sana zarar vermek istemiyorum Sam.
Y es posible que no lo creas, Sam, pero estamos aquí para ayudar.
Buna inanmayabilirsin Sam ama yardım etmeye geldik.
Sam.
Sam.
¿ Quién eres tú y dónde está Sam?
Sen kimsin ve Sam nerede?
Te lo contaré todo. ¿ Dónde está Sam?
Sana her şeyi anlatacağım? Sam nerede?
Pero espera, ¿ dónde... dónde está Sam?
Bekle Sam nerede?
No sé qué ha pasado con Sam.
Sam'e ne olduğunu bilmiyorum.
¿ Puedo terminar esto, Sam, por favor?
Bunu bitirebilir miyiz Sam lütfen?
Bueno, no eres un héroe, Sam.
Sen kahraman değilsin Sam.
Bueno, siempre fuisteis una causa perdida, Sam, pero espero que haya otros cazadores con los que podamos trabajar, enseñar.
Her zaman ümitsiz vakaydınız Sam ama çalışabileceğimiz, öğretebileceğimiz başka avcılar olduğunu umuyoruz.
Bien, voy a darte una oportunidad... solo una... entrégame a Sam.
Şimdi sana Sam'i bırakman için bir kere şans vereceğim.
Estamos todos muertos por tu culpa, Sam.
Hepimiz senin yüzünden öldük Sam.
¿ Por qué no te mueres, Sam?
Neden gebermiyorsun Sam?
Suponemos que Sam probablemente esté por allí.
Sanırım Sam oralarda bir yerde.
Nunca quise esto para ti y Sam.
Bunu sen ve Sam için asla istemedim.
Pero Sam y yo... salvar gente y cazar cosas, es nuestra vida.
Ama Sam ile benim için insanları kurtarmak, yaratık avlamak bizim hayatımız.
Sam, quiero que conozcas a Jess, es la candidata que comentamos en la ducha.
Sam, Jess'le tanışmanı istiyorum. Duş alırken konuştuğumuz aday.
- Jess, este es Sam, mi pareja.
Jess, bu Sam, partnerim.
- Hola, Sam. - Hola.
Merhaba, Sam.
¿ Cómo es que Genevieve está saliendo con Sam?
Genevieve nasıl Sam'le çıkabilir?
Podría ir a hablar con Sam.
Sam'le konuşmaya gidebilirim.
¿ Le has horneado brownies a Sam? No.
Sam brownie * mi yaptın?
Es Sam.
- Sam.
Después de que fuera a Damasco y trajera a Jamal a casa, y limpiara su desastre...
Şam'a gidip, pisliğini temizleyerek Jamal'ı eve getirdin.
¡ Sam jugando a que es bombero! VALORADO KEITH 5 ESTRELLAS
Keith'e 5 yıldız verildi
Es lo que los agentes inmobiliarios llamamos un pastelito.
Emlakçıların Şam'da kayısı dediği cinsten bir ev.
No podía seguir trabajando en lo que me encantaba... y, quizás, sentí que tenía que demostrarme a mí mismo que seguía... siendo un hombre.
Artık sevdiğim işte çalışamıyordum... ve sanırım ben hala bir erkek olduğumu kendime kanıtlamam gerektiğini hissettim.
Necesito trabajar en mi presentación.
Sunumum üzerine çalışam gerek.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]