Translate.vc / español → turco / Sane
Sane traducir turco
205 traducción paralela
No quiere que Klara sane - todavía no - no hasta que lo haya hecho creer que su niña no puede vivir sin usted.
Klara'nın iyileşmesini istemiyorsun. Henüz değil. Ona, küçük kızının sensiz yaşayamayacağını düşündürtünceye kadar.
Si quiere que sane, ¿ verdad, señorita?
Benim iyileşmemi istiyorsunuz, değil mi Frolayn?
Dejar que la naturaleza sane lo que ya no es un defecto... sino una simple herida.
Bir kusur olmaktan çıkan bu yarayı tabiat iyileştirsin.
- Usugumo, haz lo que te pide. Ingresa en el hospital, por lo que más quieras.
Hanımın kızı sane ne diyorsa onu yapmalısın.
Tenemos que darle a Jube tiempo para que sane, como él nos dio.
Jube'a iyileşme zamanı vermeliyiz, onun bize önceden yaptığı gibi.
Quizás tome un año para que sane completamente.
Tamamen iyileşmesi neredeyse bir yıl sürer.
Déjame que lo sane.
İzin ver de iyileştireyim.
Lo atenderemos hasta que sane.
Seni sağlığına kavuşturacağız.
Cuando se golpea un dedo a la noche, no está enfermo, pero se pone una venda para protegerse hasta que se sane.
Karanlıkta ayağınızı bir yere çarparsanız, hasta olmazsınız. Ama iyileşene kadar, yine yaralanmasın diye bantla korursunuz.
Se golpeó la consciencia y la vendó con olvido hasta que sane.
Açık şuurunuz bir şeye çarpmış, iyileşene kadar unutkanlık bandı yapıştırmışsınız.
Quería darle las gracias por todo lo que ha hecho por mí, Srta. Sólo que sane lo suficiente... para entregarlo a las autoridades. No quiero su agradecimiento.
Yaptığınız her şey için teşekkür ederim.
¿ Aceptarás que te sane cualquiera?
Birinin seni iyileştirmesini kabul eder misin?
Nos quedaremos aquí hasta que sane mi pierna.
Bacağım iyileşene kadar burada kalacağız.
Olvida todo y deja que el tiempo sane las heridas lo hecho, hecho está.
Bunun için kendini suçlama tamam mı? Olan oldu.
yo no quiero hablar en tu oficina te repito no me parece que esto sea buena idea
Hayır ofisinde konuşmak istemiyorum. Sane dedim seninle görüşmem artık iyi bir fikir değil.
Estarás de prueba.
Sane ne diyecem, seni deniyeceğim.
Qué pasa contigo, Jupp?
Sane ne oldu böyle, Jupp!
Magua desposará a la hija menor de Munro para que su progenie no muera y el corazón de Magua sane.
Magua, Munro'nun soyu ölmesin diye onun küçük kızını alacak. Böylece Magua'nın kalbi iyileşecek.
Llevará un montón de tiempo a que sane.
Sonsuza kadar iyileşemez.
Podrás respirar por ese agujero hasta que sane tu tráquea. O hasta que alguien te cuelgue.
soluk borun iyileşene kadar bu delikten nefes alabileceksin... ya da birisi seni asana kadar.
Débil, triste y enfermo el rey se halla y los médicos dudan que sane.
Kral zayıf ve hasta. Hekimleri onun için çok korkuyor.
Espero que el tiempo sane...
Umarım zaman tüm acınızı...
- Viniste y te dije que no lo hicieras.
Sane gelme dememe rağmen kiliseye geldin.
- Ok, Te dire donde esta.
Tamam, sane nerede olduğunu söyleyeceğim.
Es mi voluntad que sane mi corazón... ahora mismo.
Dileğim, kalp kırıklığımın geçmesi. Şimdi.
Así que, niño bonito... si no quieres que Hugo... reconfigure tu aspecto... te sugiero que la dejes.
Evet, güzel çocuk... Eğer Hugo dostumuzun gelip yüz şeklini değiştirmesini istemiyorsan....... sane tavsiyem onu bana vermen olacak.
- ¿ Quién le ayudó a fabricar las armas?
- Silahları yapmanda sane kim yardım etti?
Si pusiera a la chica frente a un jurado antes de que sane lo primero que diría es "la fiscalía termina su alegato".
Yaraları iyileşmeden kızı jüri önüne çıkartırsam tek söyleyeceğim : "İddia makamının başka sözü yok." olacak.
Cuando sane, ¡ te voy a apalear!
İyileşince seni morarana kadar döverim.
Bueno, una vez que cargamos a tu sistema con lo suficiente de ella, actuó como una especie de quimioterapia.
Sane yeterli nikotini verdiğimiz zaman kemoterapi etkisi gösterdi
Si entramos en guerra y algo me ocurre, me siento tranquilo sabiendo que alguien tan dulce como tú me cuidará hasta que sane.
Bu savaşa katılırsak ve bana bir şey olursa senin gibi tatlı birinin beni iyileştireceğini bilmek içimi rahatlatıyor.
Yo hubiera ido con ellos, pero después de perder mi pierna no he podido cabalgar y no podré hasta que sane.
Şu anda onlarla olmalıydım, ama bacağımı kaybedince..... araç kullanamaz oldum... .. iyileşene kadar gidemem.
Tengo que decirte algo.
Sane anlatmam gereken birşey var.
¿ Y a ti qué cojones te importa?
Bundan sane ne?
- Lo dejaré que sane sólo.
- Kendiliğinden iyileşir.
Tres será una era terrible y pasarán centurias antes de que el planeta sane.
Üç korkunç bir çağ başlayacak ve belki de dünyanın tekrar kendine gelmesi yüzyıllar alacak.
"Dios ha cegado sus ojos y cerrado sus mentes... para que sus ojos no vean y sus mentes no entiendan... y ellos no vengan a mi" dice Dios... para que yo los sane "
"Tanrı onların gözlerini kör edip, akıllarını kapatmış... " bu yüzden gözleri görmüyor, zihinleri anlamıyor... "ve bana dönmüyorlar" diyor Tanrı...
Problemático Stykera... sumérjete es tus recuerdos y, quizás el tiempo sane tus heridas
Sorunlu Stykera... anılarda dolaş... ve belki zaman yaralarını iyileştirir.
Pero sólo hasta que sane mi pie.
Ancak sadece ayağım iyileşene kadar.
Es el momento perfecto para dejar que la energía de la diosa te sane y te restaure.
Dolunay olacak. Tanrıça'nın şifa dolu enerjisini salıp seni tazelemesi için mükemmel bir zaman.
Esperando que la herida que causó... Sane. Bien, aquí estamos...
Yaraların iyileşmesini umarsınız.
no es nada que no sane.
Mühim değil.
Sané mi corazón y mi espíritu...
Kalbimle ve düşüncemle Savaştım.
¿ Yo sané y todos enloquecieron?
Ben düzeldim de herkes delirdi mi?
Dame un besito para que me sane.
Öp de geçsin. Eve, biraz önce polisi aradım.
Lo hice. Xena, sané a alguien.
Zeyna, birini iyileştirdim.
¡ Sané!
Ben iyileştirdim!
Son todos obsequios de la gente que sané.
Bütün bunlar iyileştirdiğim insanların hediyeleri.
No sané a ese hombre porque me estaba protegiendo. - ¿ Por qué no di mi vida por él?
- O adamı, kendimi koruduğum için iyileştirmedim.
- ¡ Lo sé! ¡ Te sané!
Biliyorum, seni iyileştiren bendim.
— Te necesito.
- Sane işim düştü.