Translate.vc / español → turco / Sea
Sea traducir turco
195,291 traducción paralela
Pero podrían transferirle a Santa Adaladia o a El Diablo, las cuales hacen que Matamoros sea como un día en un spa.
Ama onu Santa Adaladia ya da El Diablo'ya yollayabilirler. Matamoros onların yanında kaplıca gibi.
No podría conseguir lo que sea eso en el país.
İçlerindeki her neyse ABD'den alamadı.
O sea, conseguí un par de ofertas.
Aslında, birkaç teklif de aldım diyebilirim.
Quiero que PiperChat sea una empresa real.
Piper Chat gerçek bir şirket olsun istiyorum.
Maldita sea.
Siktir.
- O sea, es... Vaya.
- Yani bu, vay be.
Seguramente sea la última vez que hablemos.
Bu büyük ihtimalle konuşmak için son fırsatımız olacak.
Lo que sea.
Her şey olabilir.
Antes de que tengas una erección, considera que quizá no sea una mujer.
Hatuna yürüyüp koyu pipini kaldırmadan önce kadın olmaması durumunu düşünmelisin.
Habrán matado o se habrán apropiado de toda mujer que no sea Aethelflaed.
Aethelflaed olmayan her kadın öldürülmüş ya da sahip çıkılmış olacaktır.
Alabado sea Dios.
- Tanrı'ya şükür.
Puede que esa sea la razón para unirme a vos, pero os daré otras para quedarme.
Size katılmama izin verme sebebiniz bu olabilir lordum ama kalmama izin vermeniz için size sebep sunacağım.
Alabado sea Dios.
- O'na şükürler olsun.
Alabado sea.
- Tanrı'ya şükürler olsun.
Haré lo que sea necesario.
Yapılması gerekeni yapacağım!
Cualquier hombre o mujer que sea sorprendido escondiendo el valor de su riqueza será castigado.
Herhangi bir erkek ya da kadın servetlerinin değerini sakladığı görüldüğünde Cezalandırılacaktır.
Mientras aún sea una finca sajona.
Hala bir Sakson mülkü iken.
Si no te veo de nuevo, Uhtred de Bebbanburg, te deseo buena suerte, a donde sea que te lleve el destino.
Seni bir daha görmezsem, Bebbanburg'un Uhtred, Sana iyi şanslar dilerim, kader nereye götürebilsin.
Y que él puede marchar para detenerme o para unirse a mí, no importa cuál sea.
Beni durdurmak için ya yürüyecek ya da katılmak için yürüyebilir. Hangisi önemli değil.
Maldito sea.
Lanet olsun.
Digo que maldito sea.
Lanet olsun diyorum.
Si alguien ofrece un trato mejor, bienvenido sea.
Daha iyi bir teklifi olan varsa buyursun.
Hace que sea más difícil pensar.
Düşünmemizi zorlaştırıyor.
Sea lo que sea lo que hizo esto, está cerca.
Sorumlusu her neyse yakınlarda.
Mi hermana. Bueno, esperemos que sea el cerebro de la familia porque hay un gran lobo malo de monstruo ahí fuera y vivís en una casa de madera.
Umarım kardeşin sülalenizde aklı çalışan tip olsun zira dışarıda kurt gibi bir canavar var ve siz çöp evde yaşıyorsunuz.
Bien, esperemos que así sea, ya que hay millones más como él. al otro lado y muy pronto todos encontrarán la manera de entrar a esta dimensión.
Umalım da öyle olsun zira diğer tarafta onun gibi milyonlarcası var ve yakında hepsi bu boyuta gelmenin yolunu bulacaklar.
¿ Qué? Es probable que sea un concepto muy difícil.
- Muhtemelen çok acayip gelecek sana.
Cada hora de luz solar que lo alimenta hace que el mundo sea más oscuro. y que la bestia sea más fuerte.
Güneşle beslendiği her saat dünya biraz daha karanlığa gömülürken yaratık biraz daha güçleniyor.
Y tampoco hablo lo que sea que ellos hablen.
Onların konuştuğu dili de bilmiyorum üstelik.
O sea, hasta ahora.
Şu ana kadar.
Es como Navidad en el mes que sea este.
Yılın başka bir ayında Noel gelmiş gibi oluyor.
O sea, ¿ eres Cork Rockingham?
Sen Cork Rockingham mısın?
Como sea, servirá.
Her türlü işini görür.
- Como sea.
- Neyse.
O sea, ¿ como si fueras invisible?
Bu hayatta seninle işim olmayacağını mı ima etti?
Como sea, me alegra que no nos esquivemos ni nos eschivemos.
Neyse, birbirimize yüz vermezlik yapmadık, melemedik de. İyi oldu.
Lo que sea. No pude resistirme.
Dayanamayacağım.
¿ O sea, Jeff?
Jeff'i mi?
- Vota por quien sea, menos por Lillian.
Lillian'a oy vermemelisin. Hayır!
COMO SEA
HER NEYSELER
- Para lo que esto sea y habla.
- Lütfen dur. Bu her neyse dur ve konuş.
O sea, Robert Moses es genial, pero a Columbia va gente de todo el mundo.
Yani, Robert Moses harikadır ama Columbia'ya dünyanın her yerinden gelirler.
¿ Una cosa del norte? O sea : "Pon dinero en el avispero y compra unos lebreles y un trozo de tarta y...".
Bilirsiniz, parayı dümdüğe koy ve tazı ve ekmek al falan- -
Maldita sea, Kevin.
Lanet olsun Kevin.
- ¡ Maldita sea!
- Lanet olsun!
No, es que no creo que sea justo que yo tenga que acabar subvencionando lo de otras personas...
Hayır, sadece bu adil değil diğer insanların şeylerini ödemek- -
Gracias, Craig, pero he hablado con Susie y queremos intentar que sea lo más normal posible por el bien de los niños.
Teşekkürler Craig ama Susie'yle konuştuk ve çocukların iyiliği için olduğu kadar normal devam ettireceğiz.
Sacando pecho, compitiendo, o sea, es patético.
Garip garip skor saymalar falan- - Yani, içler acısı!
De todos modos probablemente sea ilegal.
Büyük ihtimalle yasadışıdır.
O sea, sé quién era.
Onu tanıyorum.
O sea, podría testificar por el asesinato de su madre.
O, annesinin cinayeti hakkında ifade verebilir.